07-12-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Efendimiz(Sav) İn Latifeleri
peygamber efendimiz(S A V) saka yapmayı sever fakat asla insanları üzücü ve kırıcı sakalar yapmaz ashabınında yapmasına engel olurdu
Bir gün ümmü eymen isimli bir kadın rasulullah a gelerek
''ya resulullah kocam sizi davet ediyor '' deyince resulullah ''kocanız iki gözünde beyazlık olan adam mı ?''die sordular ''hayır hayır onun gözünde beyazlık yoktur" "Hayır hayır var '' kadın yine "hayır yok" deyince rasulullah''gözünde beyazlık olmayan olurmu? buyurdular  
Kendisine cocuk yastan itabaren hizmette buklunan hz enes e latife olsun die iki kulaklı derdi Efendimizden yüzlerce hadis nakleden hz enesin işitme duyusu oldukca kuvvetliydi Çabuk işitirdi Bu saka onun için büyük bir iltifattı Ve daha dikkatli dinlemeya teşvik manası tasıyordu
Hz Ali ile beraber kahvaltı etmektedirler Hz peygamber gülümsemektedir, çünküçaktırmadan yedigi zeytinleri Hz Ali nin önüne yıgar Sonunda Hz ali ye onundaki zeytinleri göstererek'' ey ali cok acıkmıssın herhalde, ne kadarda cok zeytin yemişsin'' der Hz Ali şakayı anlar ve hemen cvp verir''evet ya resulullah'' der,, fakat siz daha cok acıkmıssınızherhalde ,önünüzde hiç cekirdek yok cekirdekleriyle beraber yemişsiniz”
Yaşlı bir kadın mescide gelir ve Peygamber efendimize; “Ey Allah’ın elçisi, benm için dua ette Allah beni cennetine koysn ” der
Hz Peygamber ; “Yaslı kadınlar cennete giremez” der
Bunun üzerine kadın üzülür ve aglamaya baslar Resulullah gülerek ;üzülme”Der, cennete herkes gençlesmiş olarak girecek”
bir arkadası peygamberimizden bir binek devesi ister  O; “olur der seni bir dişi deve yavrusuna bindirelim” arkadası sasırarak itaraz eder
-“İyi ama ben deve yavrusunu napıyım? İşime yaramazki”
HZ Peygamber güler ve; “bütün develer bir dişi yavrusu degilmi'' der
Resulallahın (a s m ), Zâhir isimli bir sahabesi vardı Zahir, çölde yaşardı Ara sıra Allah Resûlüne, çöl çiçek ve meyvelerinden hediyeler getirir, Peygamberimiz de onu çölde lazım olabilecek hediyelerle sevindirirlerdi Efendimizin şakalaştığı sahabelerden biri de Zâhir idi Onun için Peygamberimiz:
"Zâhir, bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz," buyururlardı Ticaretle uğraşan Zâhir, yine bir gün bir şeyler satmak amacıyla şehre gelmişti Resûlüllah Efendimiz, o görmeden arkasından gelip, kollarından tuttuktan sonra gözlerini kapadılar Zâhir, telaşlı bir şekilde:
"Kimsin? Beni bırak," diyerek geri döndü Peygamberimiz olduğunu görünce de sevindi ve başını, Resûlullahın şefkatli sinesine koydu
Allah Resûlü şakalarına şu soruyla devam ettiler:
"Bu köleyi kim satın alır?"
Bu soruya Zâhir:
"Pek alıcı bulamazsınız, benim ne değerim olabilir ki ?" diye cevap verince, Peygamberimiz şöyle buyurdular:
"Sen görünüşte belki öylesin, fakat Allah katında değeri yüksek, pahası ağır bir kölesin "
Sahabîlerin içinde Nuayman adında çok şakacı birisi vardı Yaptığı şakalar bazen aşırıya kaçardı Fakat yine de Peygamberimiz onu anlayışla karşılardı
Bir gün çölde yaşayan bedevi Araplardan birisi Peygamberimizi ziyarete gelmişti Devesini Mescidin avlusuna bağlayıp içeri girmişti
Sahabîlerden birisi deveyi görünce Nuayman'a:
"Şu deveyi kessen de etini yesek, eti çok özledik Nasıl olsa Peygamberimiz devenin parasını ödeyecektir "
Nuayman da itiraz etmedi ve deveyi yere yatırdı, kesti ve başladı yüzmeye
Devenin sahibi Peygamberimizin huzurundan çıkınca bir de ne görsün, devesinin derisi yüzülüyor
"Eyvah! Devemi kesmişler" diye feryada başladı
Peygamber Efendimiz dışarı çıktı:
"Bunu kim yaptı?" diye sordu
"Nuayman yaptı" dediler
Nuayman kaçmıştı Peygamber Efendimiz Nuayman'ın peşine düştü, aramaya koyuldu
Sonunda Duabaa adında bir kadının evinin bahçesinde buldu Nuayman evin avlusundaki çukura girmiş, üzerini de hurma ağacı yaprağı ile örtmüştü
Peygamberimiz eve girince birisi bir taraftan yüksek sesle:
"Biz onu görmedik" diyor, bir taraftan da parmağıyla Nuayman'ın saklandığı çukura işaret ediyordu
Peygamberimiz gitti, onu çukurdan çıkardı Nuayman'ın yüzü gözü toz toprak içinde kalmıştı Peygamberimiz sordu:
"Niçin böyle yaptın?"
Nuayman:
"Yâ Resulallah, size burada olduğumu söyleyenler yaptırdılar bana  "
Peygamber Efendimiz bir yandan Nuayman'ın yüzünü gözünü siliyor, diğer yandan da gülüyordu
Peygamberimiz daha sonra deve sahibine devesinin parasını ödedi ve işi tatlıya bağladı
Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz hem ailesi hem de sahabeleri ile sık sık şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara güzel isimler veya lakaplar takardı Ancak, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz (sav) çok ince düşünceli, vicdanlı ve anlayışlı davranırdı Peygamberimiz (sav)'in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir:
- Ben şaka yaparım ama sadece doğru olanı söylerim
- Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir
- Kardeşinle münakaşa etme, alaya alarak onunla şakalaşma
- Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun
- Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, doğru da olsa münakaşa etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz
- Şaka da olsa yalan söylemeyin
|
|
|