07-12-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bereket
Vaktiyle birbirini çok seven iki karde
varmış   
Büyüğü Halil   
Küçügü ise ibrâhim  
Halil, evli çocuklu
ibrahim ise bekârmış  
Ortak bir tarlaları varmıi iki kardesin  
Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermis 
Bununla geçinip giderlermiş  
Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı
ikiye ayırmışlar   
iş kalmış taşımaya   
Halil, bir teklif yapmiş :
ibrahim kardeşim ; Ben gidip çuvalları getireyim Sen
buğdayı
bekle
Peki abi demis ibrahim  
Ve Halil gitmiş çuval
getirmeye   
O gidince, düşünmüş ibrahim:
Abim evli, çocuklu Daha çok buğday lazım onun evine
Böyle demiş ve,
Kendi payından bir miktar atmiş onunkine  
Az sonra Halil çikagelmis
Haydi ibrahim  ! Demiş, önce sen doldur da taşı ambara
Peki abi  !
ibrahim, kendi yiğinından bir çuval doldurup düşer yola 
O gidince,
Halil'i düşünür bu defa:
Der ki:
Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var
Ama kardeşim bekâr
O daha çalişip, para biriktirecek Ev kurup evlenecek
Böyle
düşünerek,
Kendi payindan atar onunkine birkaç kürek    
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payindan atar
onunkine
Bu, böyle sürüp gider    
Ama birbirlerinden habersizdirler
Nihayet akşam olur
Karanlık basar
Görürler ki, bitmiyor buğdaylar
Hatta azalmıyor bile   
Hak teala bu hali çok begenir
Bugdaylarina bir bereket verir, bir bereket verir ki   
Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler
şaşarlar bu işe  
Aksine çoğalır buğdayları
Dolar
taşar ambarları
Bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir
Bu bereketin adı : HALiL iBRAHiM bereketidir 
|
|
|