07-12-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Süleyman Ve Hüddam Cinler
Hazreti Süleyman (a s) bilhassa güneşe tapan bir ülke olan Yemen'in melikesi (Saba melikesi) Belkıs üzerinde duruyordu Onu birkaç kere imana davet etmişti Kuşlar bu vazifeyi yapmışlardı Fakat Melike Belkıs aldırmamış, savaş hazırlıklarına girişmişti böylece Hazreti Süleyman'ın (a s) yurduna kadar gelmişti
Savaştan önce barışı düşünmüşler, konuşmayı dilemişlerdi
Hazreti süleyman (a s), Melike Belkıs'a bir mucizesini gösterip onu imana sokmak kararındaydı
Onun Saba'da bulunan tahtını-ki odalardan odalara geçilerek gizlenmiş ve kitlenmişti-getirmeyi, Belkıs'a göstermeyi düşündü
Hazreti Süleyman (a s) yanındakilere bu tahtı kimin getirmek istediğini sorduğu zaman ilk cevabı cinlerden bir ifritten aldı
Süleyman dedi: << ey ileri gelenler, onun tahtını, kendilerinin bana
müslüman olarak gelmelerinden evvel, hanginiz bana getirir?>>
Cinlerden bir ifrit: <<Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm Ben buna karşı her halde güvenilecek bir kuvvete malikim>>
Dedi (Neml süresi, ayet: 38-39)
Fakat Hazreti Süleyman (a s), kafir, hizmetçi bir cine böyle bir vazife vermek istemedi Esasen cin, söze Allah'ın ismiyle başlamamıştı
Veziri Berhiye oğlu Asaf, Besmelesiz iş görmezdi
İlim ve ihlas sahibiydi 
Yani ermişti, evliyaydı 
Bu vazifeyi yapabileceğini, ifritten daha çabuk tahtı getireceğini söyledi
İzin üzerine bunu yaptı da
Nezdinde kitabından bir ilim olan (zat): <<Ben, dedi, gözün sana dönmeden (gözünü benden çevirmeden-yumup açmadan) Evvel onu sana getiririm >>
(Neml süresi, ayet: 40)
Veli, ermiş Asaf bunu nasıl yapmıştı? 
Demek Hazreti Allah (c c) o anda emrine mü'min cinlerden birisini vermişti O yapmıştı bunu Şeytanlaşmış kafir cin değil
Hazreti Süleyman'ın (a s) vefatın da, cinler kendilerine gaybı bildikleri payını çıkarmışlardı 
Halbuki Allah (c c) dilemedikten sonra hiç kimseye gayb malum olamazdı 
Hadise şöyle ceryan etti:
Hazreti Allah (c c ) Hazreti Süleyman'ın (a s) ruhunu Mescidi aksa'da aldı Hazreti süleyman (a s) ayaktaydı Asasına dayanmıştı
Asası sağlam olduğu için yere düşmedi Pencereden bakanlar (onu ayakta gördükçe) yaşıyor sandılar ve yanına sokulmadılar Böylece aradan bir yıl geçti 
Bir kurt ilk günden beri ağacı kemirmişti 
Asa, ancak bir yılda kırılmıştı; böylece Hazreti süleyman (a s ) yere düşmüştü O zaman yanına geldiler ve öldüğünü gördüler
Yeni bir kurtla durumu hesaba vurdular ve Hazreti Süleyman'ın (a s ) bir yıl önce öldüğünü buldular
O zaman cinler (kafirler) öğündüler: <<Biz bunu biliyorduk  >> dediler Halbuki bilselerdi bir yıl beklerler miydi? 
ağır hizmetlerden kurtulmak için, ilan eder, kaçarlardı
Nitekim Hazreti Allah (c c ) da bunu ilerde açıklayıp yalanlarını yüzlerine vuracaktı:
Sonra biz ona ölüm hükmünü
infaz edince (dayandığı) asasını
yemekte olan ağaç kurdundan
başkası bunun ölümünü ona
göstermedi Bu suretle yere
kapanıp yıkıldığı zaman besbel-
li oldu ki, eğer cinler gaybı
bilmiş olsalardı öyle horlayıcı
bir azab içinde kalıp durmaz-
lardı
(Neml süresi, ayet: 38-39)
Alıntıdır 
|
|
|