07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Neyin Uğruna Ölüm
Soğuk bir geceydi  Rüzgar saçlarının arasından eserken, yerde sürünen eteğine aldırmadan,
acı verircesine tanıdık bu şehrin her gün geçtiği dar sokaklarında tek başına dolaşıyordu
Saat gece yarısını çoktan geçmiş, sokaklar boş  Caddelerde tek tük birer araba 
Özellikle geceleri yürümeyi tercih ediyordu Kalabalık ve gürültülü olan bu şehrin sessiz
gecelerinde kafasını az da olsa toplayıp bir şeyleri düşünebiliyordu
Neden ona karşı herkez bu kadar acımasızdı? Niye onu kimse sevmiyordu? Bir gün herşeyi
bırakıp kimseye haber vermeden gitseydi bu şehirden, yokluğunu fark edecek biri olur muydu?
Biri özler miydi onu?
Kafasını kurcalayan bunlardı şimdi  
Başı döndü aniden  Ve gözleri önünde bir mezar belirdi Soğuk toprağın altında çürüyen
bir ceset ve bir mezar taşı Bir ismi yoktu, ama o kime ait olduğunu biliyordu Bir kaç ay
önce oraya gömmüştü tüm mutluluğunu Tüm umudunu  O günü hatırlar gibi oldu ve bir sancı
saplandı göğsüne Canı acımıştı! Gözlerinden bir anda akmaya başlayan yaşlar yanaklarından
süzülürken elini sırt çantasına attı ve sigara paketini çıkardı Son üç sigarası kalmıştı  
Çıkardı birini paketten, sıkıştırdı ıslak ve titreyen dudaklarının arasına ve çakmağıyla
yaktı İçine çektiği her dumandan sonra nikotinin beynini nasıl uyuşturduğunu hissediyordu
Sigarasını yere attığında fark etti eve ne kadar geç kaldığını Koşarcasına hızlı adımlarla
ilerlerken sadece bir düşünce geçiyordu aklından  - Evdekilerin onun yokluğunu fark etmemiş
olmaları
Çantasından çıkardığı anahtarıyla sessizce açtı kapıyı Işıklar sönüktü Kapıyı açtığı gibi
sessizce kapattı ve pencereden giren sokak lambalarının ışıklarıyla hafif aydınlanan, onu
üst kattaki odasına götürecek olan, dar merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı
Odasının kapısına yetişmesi için sadece beş basamak kalmışken biri koridordaki ışıkları yaktı
ve hızlıca merdivenlere doğru yürüdü Attığı ağır adımlardan bunun babası olduğunu anlamıştı
Hiç birşey söylemeden kıza yaklaştı, elini tuttu ve hayvansı bir hırsla onu peşinden sürükleyerek
kızın yönelmiş olduğu odaya fırlattı Kapıyı dışarıdan kilitledi ve ordan uzaklaştı  
Kız yerden kalktı ve dolabında saklamış olduğu bir şişe şarabı çıkardı Giysilerini çıkardı,
sigarasını ve şarabını alıp banyoya gitti Küveti suyla doldurdu, içine uzandı, bir sigara yaktı
ve şişeyi açtı  
Aradan en fazla yirmi dakika geçmişti ama şişenin dibi görünmüştü Başı dönüyordu Küvetten çıkıp
yatağına gidecek gücü yoktu Nefes almaya bile gücü yoktu Her şeye son vermeye karar aldı  
Şişeyi eline aldı, yere vurdu ve kırdı Buğlanmış gözlerinin görebildiği en sivri parçayı alıp
bileğine sapladı ve kolu boyunca yukarı çekti
Saniyeler içinde suyun tamamı kana bulandı
Vücüdü tamamen uyuştu Yüzü bembeyaz olmuştu Güçsüz kalmıştı, gözlerini açamıyordu Akan kanıyla
hayatın onu terkettiğini hissediyordu Kalp atışları yavaşladı  Buğlanmış ıslak gözleri kapandı  
Artık vücüdü tamamen gömülmüştu kanlı suya  
Bagryana Metodieva
|
|
|