Konu
:
Bir Pirinç Tanesi
Yalnız Mesajı Göster
Bir Pirinç Tanesi
07-11-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Bir Pirinç Tanesi
Bir Pirinç Tanesi - Bir Pirinç Tanesi Hikayesi
Beş yaşında idim
Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu
Bir tane yere düştü
Babaannem eğildi
aramaya başladı
Sağa bakıyor sola bakıyor bulmaya çalışıyordu
Çocukluk iste
-Aman babaanne dedim
- Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya yorulmaya değer mi?
Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı öfkeyle doğruldu
-Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun ' dedi
- Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar
Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru alın teri emeği çilesi var biliyor musun?'
Utancımdan kıpkırmızı olmuştum
Aradan yıllar geçti
Hukuk Fakültesinde öğrenciyim
Alain'in proposlarini okuyorum
Birden irkildim
Babaannemi hatırladım
Alain bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa bütün uygarlığa
karşı ihanet etmiş olur diyordu
İlave ediyordu
Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın
teri göz nuru el emeği vardır diyordu
On dokuz yıl evveldi
Stockholm'e gitmiştim
Bir otele indim
Geceydi
Sabahleyin traş olmak i çin
lavaboya gittiğimde aynanın yanında ilginç bir not gördüm
'Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın
yanda bir kutu var oraya bırakın bir tek jiletle dahi olsa İsveç
çelik sanayisine yardımcı olun' diyordu
Doğrusu hayretler içinde kaldım
Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir
Birçok eşya üzerinde' İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı
İste o ülke kullanılmış bir tek ufacık
jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor ona sahip çıkıyor
gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu
İsviçre'de zaman zaman belli periyotlarda radyolar televizyonlar bir haberi duyurur
'Şu tarihte su saatte adamlarımız gelecek
Siz lütfen hazırlığınızı yapın
Okumadığınız ilgilenmediğiniz kullanmadığınız ne kadar kitap dergi gazete varsa
kâğıt ambalaj kutu varsa velev ki bir ilaç prospektüsü dahi olsa
kapının önüne koyun
İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun
Fazla
ağaç ziyanına engel olun
'
Japonlar son derece sade basit yalın mütevazı yasayan insanlardır
Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş
hayatın manasını anlayamamış zavallı kimselerdir
Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı diye eğlenirler
Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır
Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor
İç borçlar dış borçlar gırtlağı aşıyor
Zamanın başbakanı meclisi toplar
Kürsüye çıkar
Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve;
-Şu andan itibaren der
-Tanrı şahidim olsun ki Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden
pirinçten başka bir şey yemeyeceğim
-Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim
Dediklerini yapar en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır
Japonya bütün borçlarını öder
Bu durumun toplumun
bütün kesimlerini tek istisna olmadan
kapsadığını söylemeye gerek yok
Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm
Yarabbim ne kadar sade ne kadar mütevazı ne kadar gösterişten uzak
*Gerekmediği halde elektriği yakmakla suyu kapamadan bos yere akıtmakta
gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla
yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?
*Hayat çok ince akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür
Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki
İlk okul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım
Bir mıh bir nalı kurtarır
Bir nal bir atı bir at bir komutanı
Bir komutan bir orduyu
Bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu
Maddi durumumuz ne olursa olsun
ister zengin olalım ister fakir hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız
Burada parayı da maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul