Prof. Dr. Sinsi
|
Busenin Göz Yaşları 33
Busenin Göz Yaşları 33 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü
Deli Osman,anız yakmaktan dolayı almış olduğu hapis cezasını çekmiş,tahliye olması için sayılı günleri kalmıştı İki gün sonra çıkmaya hazırlanıyordu "Burada geçirdiğim günlerin acısını,ben de o ibneden misli misli çıkartmazsam bana da deli Osman demesinler "diye içsel dünyasında hesaplaşmalara giriyordu,zaman zaman  
Hapishaneye ilk girdiği günlerde yaşadığı travmaları gözlerinin önüne getirdiğinde çok şiddetli ruhsal saplantılardan sonra üstüne üstlük;hapishane yaşantısının acımasızlığı da hoyratça üzerine binmeye başlayınca, kısa zamanda beynindeki çelişkilerden kurtulup kendisine yön çizmeye başlamış,hapishanenin kendine özgü, yasaların dışarıda kaldığı ortamında yerini pekiştirmişti  Burada da "deliliğin" raconunu ortaya koymakta gecikmedi
İlk gün;demir parmaklıklar,üzerine kapanıp da dokuz nolu koğuşun içerisine girdiğinde artık dış dünya ile ilgisini kesmiş,içerinin baskıcı ortamında sahipsiz,kolu kanadı kırık bir zavallı gibi görmüştü kendisini  Koğuştaki esen rüzgarların soğuk etkisi, üzerine kara bir bulut gibi çökmüş,bir anlam verememişti gördüklerine  Koğuşta kesilen raconlar da neyin nesiydi  
Üst ranzada; sırtı, duvara yaslanmış olan pala bıyıklı, kara yağız, kel kafalı,yüzü çizik,kolları jilet yarası,pazılarını şişirmiş vaziyette oturan insanlık dışı adamın etrafında; diğer mahkumlar,korkudan saygı gösterisinde bulunmaya çalışıyorlar,onun her dediğini eksiksiz yapmaya özen gösteriyorlardı  
Deli Osman,birkaç saatlik travma sonucunda kısa zamanda hemen kendisi toparlamış:
"ulan,bana da Deli Osman derler Bu lakabı,kolay kolay elde etmedim Ben kendimi ezdirecek kadar sünepe bir yaratık mıyım  Benim deliliğimi,bütün komşu köyler bile bilir  Eğer namımı burada da sürdürmezsem bana da o  cuğu desinler  Koğuşun ağasıymış,falan filan heç umurumda değil  " içsel hesaplaşmanın içerisine girerek meydan okumanın fırsatını kolluyordu  "
Öğlene kadar,Deli Osman'ın üzerine gidilmeyip,koğuşun raconunu kesen insanlık dışı maymun adam tarafından,yanındaki adamlara:
-Dokunmayın öğlene kadar dinlensin Öğleden sonra hoş geldin faslına geçersiniz  O zaman anlar,bu zibidi neyin ne olduğunu  " emrini vermiş ve ardından kahkahayı atarak kırık dişleriyle korkunç görüntü ortaya koyan ağzını yukardan aşağıya doğru sonuna kadar açmıştı  Sanki ağzı yırtılacak gibiydi  Elinde büyükçe taşları olan tespiğini şakırdadıkça ortaya çıkan ses,sanki insanın kulak çeperlerini patlatıyordu  
Öğle yemeği yenmiş,raconcu başı,kendisini koğuşun ağası sanan maymun suratlı adam,oturduğu yerden:
-Ulan yeni gelen kuş,sökül bakalım,ayak bastı parasını
-Param yok  
-Ne demek ulan param yok,ha 
-Olmayınca zorla mı yaratacağım  
Koğuş ağası geçinen maymun suratlı adamın Deli Osman'a yüklenmesi karşısında ; o da garbını almaya hazırlanıyordu "Burada birimiz fazlalık Ben, yeniyim Sen ise eskimişsin Senİ tahtan indirmem,saltanatını yıkmam lazım " diye düşünmeye başlamış ilk saldırıyı yaparak savunmasına zemin hazırlamak istiyordu  
-Maden paran yok Tüpün üstündeki demlenmiş olan çaydan servis yap bakalım Seni ayak işlerinde kullanarak cezalandıracam,oldu mu lan Beğendin mi yeni işini ha? Ha ha ha ha  
Adam, gevrek gevrek gülmeye başlamış diğer taraftan da elindeki tespiğini göbeğinin üzerinde şakırdatmaya devam ediyordu  
Deli Osman,bir elinde üst üste duran demlikler,diğer elinde de bardak tepsisiyle koğuş ağasının yanına yanaşırken,ortada bir tuhaflık olduğu hemen sezinleniyordu Koğuş ağası,bunun farkına varmıştı ama Deli Osman'nın acemiliğine yormuş:
-Ulan sen,çay servisi bile yapmasını daha bilmiyorsun  Çayları önce demliğin yanında dolduracaktın Demliği niye buraya kadart getirdin ha Senin adın ne bakalım?  
Deli Osman'ın bütün hıncı üzerindeydi  Planını gerçekleştirmek için zaman ve rakibinin zayıflığını iyi kollamıştı Birden kükredi:
-Bana Deli Osman derler lan,koğuş ağası bozuntusu seni 
sözlerinin ardından demliğin içindeki kaynar suyu çayı ile birlikte maymun suratlı adamın suratına dökerken,diğer taraftan da içi boşalan küçük demliği,rakibinin kafasına gözüne vurmaya çalışıyordu Adam,öyle bir feryadı figan ediyordu ki;koğuşun pencere camları bile sallanmaya başlamıştı
-Yandım anam  Yandım anam Yandım anam  
Maymun suratlı adamın yalaka takımından bir kişi,Deli Osman'a doğru hamle yapınca,demliği çenesine vurmasıyla demlik yamuldu Yalaka adam ise:
-Aman çenem,vay dişlerim diye ovunmaya başladı  
Deli Osman,panikleşen karşı tarafa ağırlığını hissetirmek için tehditler savurmaya devam ediyordu:
-Ulan sizleri ananızdan doğduğuna pişman etmezsem,bana da Deli Osman demesinler Benim namımı duymayan kalmamıştı Siz de duymuş oldunuz ne kadar belalı olduğumu  Bundan sonra buranın raconu benden sorulacak İtiraz edeni yakarım ha Bir koğuşta bir tane horoz öter İkincisinin boynunu koparmak lazım  Var mı ulan itirazı olan?  
Koğuştakiler maymun suratlının saltanatının yıkılmasına çoktan razı olmuşlar,Deli Osman'ın tarafına geçmeye başlamışlardı bile  
Maymun suratlı adam,hala kıvranmaya devam ediyor,koğuşun yeni horozunun etrafında tavuk gibi döneleniyordu  
Bu olayın yaşanmasından tahliye olacağı güne kadar,içerdeki saltanatını sürdürmüş namı diğer koğuşlara kadar yayılmıştı Diğer koğuşların ağaları, zaman zaman selam gönderiyorlar,holta saatlerinde bir araya gelip gövde gösterisinde bulunuyorlardı
Cezası bittiğinde;demir parmaklıklar bu sefer dışarıya çıkması,özgürlüğüne kavuşması için sonuna kadar açılmış ve Deli Osman günlerdir ilk kez güneşin ışınlarıyla karşı karşıya geldiğinde gözleri,kamaşmış uzun süre öyle kalmıştı  Nice sonra gözlerini açıp da eski haline geldiğinde, arkada bıraktığı hapishaneye bakışlarını fırlatarak:
-Elveda Bir daha ölmak var sana dönmek yok  diye öfkesini gösterdi  
Şimdi bir an evvel köyüne varıp,Ahmet efendi ile hesaplaşarak yarım kalmış işini tamamlamak için sabırsızlanıyordu  
Ayhan Sarıkaya
|