Yalnız Mesajı Göster

Busenin Göz Yaşları 33

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Busenin Göz Yaşları 33



Busenin Göz Yaşları 33 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü

Deli Osman,anız yakmaktan dolayı almış olduğu hapis cezasını çekmiş,tahliye olması için sayılı günleri kalmıştıİki gün sonra çıkmaya hazırlanıyordu"Burada geçirdiğim günlerin acısını,ben de o ibneden misli misli çıkartmazsam bana da deli Osman demesinler "diye içsel dünyasında hesaplaşmalara giriyordu,zaman zaman


Hapishaneye ilk girdiği günlerde yaşadığı travmaları gözlerinin önüne getirdiğinde çok şiddetli ruhsal saplantılardan sonra üstüne üstlük;hapishane yaşantısının acımasızlığı da hoyratça üzerine binmeye başlayınca, kısa zamanda beynindeki çelişkilerden kurtulup kendisine yön çizmeye başlamış,hapishanenin kendine özgü, yasaların dışarıda kaldığı ortamında yerini pekiştirmiştiBurada da "deliliğin" raconunu ortaya koymakta gecikmedi


İlk gün;demir parmaklıklar,üzerine kapanıp da dokuz nolu koğuşun içerisine girdiğinde artık dış dünya ile ilgisini kesmiş,içerinin baskıcı ortamında sahipsiz,kolu kanadı kırık bir zavallı gibi görmüştü kendisiniKoğuştaki esen rüzgarların soğuk etkisi, üzerine kara bir bulut gibi çökmüş,bir anlam verememişti gördüklerineKoğuşta kesilen raconlar da neyin nesiydi


Üst ranzada; sırtı, duvara yaslanmış olan pala bıyıklı, kara yağız, kel kafalı,yüzü çizik,kolları jilet yarası,pazılarını şişirmiş vaziyette oturan insanlık dışı adamın etrafında; diğer mahkumlar,korkudan saygı gösterisinde bulunmaya çalışıyorlar,onun her dediğini eksiksiz yapmaya özen gösteriyorlardı

Deli Osman,birkaç saatlik travma sonucunda kısa zamanda hemen kendisi toparlamış:


"ulan,bana da Deli Osman derlerBu lakabı,kolay kolay elde etmedimBen kendimi ezdirecek kadar sünepe bir yaratık mıyımBenim deliliğimi,bütün komşu köyler bile bilirEğer namımı burada da sürdürmezsem bana da ocuğu desinlerKoğuşun ağasıymış,falan filan heç umurumda değil" içsel hesaplaşmanın içerisine girerek meydan okumanın fırsatını kolluyordu"


Öğlene kadar,Deli Osman'ın üzerine gidilmeyip,koğuşun raconunu kesen insanlık dışı maymun adam tarafından,yanındaki adamlara:


-Dokunmayın öğlene kadar dinlensinÖğleden sonra hoş geldin faslına geçersinizO zaman anlar,bu zibidi neyin ne olduğunu" emrini vermiş ve ardından kahkahayı atarak kırık dişleriyle korkunç görüntü ortaya koyan ağzını yukardan aşağıya doğru sonuna kadar açmıştıSanki ağzı yırtılacak gibiydiElinde büyükçe taşları olan tespiğini şakırdadıkça ortaya çıkan ses,sanki insanın kulak çeperlerini patlatıyordu


Öğle yemeği yenmiş,raconcu başı,kendisini koğuşun ağası sanan maymun suratlı adam,oturduğu yerden:


-Ulan yeni gelen kuş,sökül bakalım,ayak bastı parasını


-Param yok


-Ne demek ulan param yok,ha


-Olmayınca zorla mı yaratacağım


Koğuş ağası geçinen maymun suratlı adamın Deli Osman'a yüklenmesi karşısında ; o da garbını almaya hazırlanıyordu"Burada birimiz fazlalıkBen, yeniyimSen ise eskimişsinSenİ tahtan indirmem,saltanatını yıkmam lazım " diye düşünmeye başlamış ilk saldırıyı yaparak savunmasına zemin hazırlamak istiyordu


-Maden paran yokTüpün üstündeki demlenmiş olan çaydan servis yap bakalımSeni ayak işlerinde kullanarak cezalandıracam,oldu mu lanBeğendin mi yeni işini ha?Ha ha ha ha

Adam, gevrek gevrek gülmeye başlamış diğer taraftan da elindeki tespiğini göbeğinin üzerinde şakırdatmaya devam ediyordu


Deli Osman,bir elinde üst üste duran demlikler,diğer elinde de bardak tepsisiyle koğuş ağasının yanına yanaşırken,ortada bir tuhaflık olduğu hemen sezinleniyorduKoğuş ağası,bunun farkına varmıştı ama Deli Osman'nın acemiliğine yormuş:


-Ulan sen,çay servisi bile yapmasını daha bilmiyorsunÇayları önce demliğin yanında dolduracaktınDemliği niye buraya kadart getirdin haSenin adın ne bakalım?


Deli Osman'ın bütün hıncı üzerindeydiPlanını gerçekleştirmek için zaman ve rakibinin zayıflığını iyi kollamıştıBirden kükredi:


-Bana Deli Osman derler lan,koğuş ağası bozuntusu seni


sözlerinin ardından demliğin içindeki kaynar suyu çayı ile birlikte maymun suratlı adamın suratına dökerken,diğer taraftan da içi boşalan küçük demliği,rakibinin kafasına gözüne vurmaya çalışıyorduAdam,öyle bir feryadı figan ediyordu ki;koğuşun pencere camları bile sallanmaya başlamıştı


-Yandım anamYandım anamYandım anam


Maymun suratlı adamın yalaka takımından bir kişi,Deli Osman'a doğru hamle yapınca,demliği çenesine vurmasıyla demlik yamulduYalaka adam ise:


-Aman çenem,vay dişlerim diye ovunmaya başladı


Deli Osman,panikleşen karşı tarafa ağırlığını hissetirmek için tehditler savurmaya devam ediyordu:


-Ulan sizleri ananızdan doğduğuna pişman etmezsem,bana da Deli Osman demesinlerBenim namımı duymayan kalmamıştıSiz de duymuş oldunuz ne kadar belalı olduğumuBundan sonra buranın raconu benden sorulacakİtiraz edeni yakarım haBir koğuşta bir tane horoz öterİkincisinin boynunu koparmak lazımVar mı ulan itirazı olan?


Koğuştakiler maymun suratlının saltanatının yıkılmasına çoktan razı olmuşlar,Deli Osman'ın tarafına geçmeye başlamışlardı bile

Maymun suratlı adam,hala kıvranmaya devam ediyor,koğuşun yeni horozunun etrafında tavuk gibi döneleniyordu


Bu olayın yaşanmasından tahliye olacağı güne kadar,içerdeki saltanatını sürdürmüş namı diğer koğuşlara kadar yayılmıştıDiğer koğuşların ağaları, zaman zaman selam gönderiyorlar,holta saatlerinde bir araya gelip gövde gösterisinde bulunuyorlardı


Cezası bittiğinde;demir parmaklıklar bu sefer dışarıya çıkması,özgürlüğüne kavuşması için sonuna kadar açılmış ve Deli Osman günlerdir ilk kez güneşin ışınlarıyla karşı karşıya geldiğinde gözleri,kamaşmış uzun süre öyle kalmıştıNice sonra gözlerini açıp da eski haline geldiğinde, arkada bıraktığı hapishaneye bakışlarını fırlatarak:


-ElvedaBir daha ölmak var sana dönmek yok diye öfkesini gösterdi

Şimdi bir an evvel köyüne varıp,Ahmet efendi ile hesaplaşarak yarım kalmış işini tamamlamak için sabırsızlanıyordu




Ayhan Sarıkaya

Alıntı Yaparak Cevapla