07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beklemek Sabretmektir Dedi Ustam
Yüreğimde kopan fırtınayı gönderiyorum sana sevgili, çocuksu bakışlarımın ardından,
Ellerimi kesen ayazlarımı gönderiyorum sana; aşkın akıp gidişini seyret diye iç ülkemden iç ülkene
Her şeyi koca bir yokluk gören gözlerimi gönderiyorum sana, yeşile çalan yanından umut bul diye
Koca şehri bomboş gören kalbimi gönderiyorum sana, içindeki ateşle ısıt diye
Bütün mektuplarım geri dönüyor sevgili şehrime, yoksun
Bu koca yoksunluğun içinde kaybolmuşsun
Hayat bizi terk edeli çok olmuş, ben aynalarda kaybolmuşum, sen hayallerime bile uğramaz olmuşsun
Bir masalmış her şey bir bakmışım uyumuşsun
Ne masalın sonunu dinleyecek kadar uyanık kalmayı başarabilmişsin, ne de bana yeni masallar anlatacak kadar âşık olmayı
Hasret yüklü gemilerim yollarını bulamadı Ben Leyla'nın cisminde taşıdığım mecnun kalbi ile bir başına kalıverdim aşk diyarında
Ne gemilerimi indireceğim sahillerim oldu, ne de karadan yüzdürebilecek cesaretim
Aşk bitti Toprak oldu bakışlarımda ki umut
Kalmak, gitmekten vazgeçmektir derdi atam
Be ne gitmeyi becerebiliyorum topraklarından ne de yaşamayı senin kurallarına göre
İsyanlarım var, eylemsiz, sessiz isyanlarım
Bir gök düşlüyorum, mavisi adam gibi mavi , siyahı adam gibi siyah
Ama gündüzleri gri bulutlar kaplıyor göğümü, geceleri şehrin isi
Mavisi griye çalıyor hüzünle gökyüzümün, yıldızları gam yansıtıyor puslu bakışlarla
Her şey bir tebessümünde gizli kalıyor bazen
Züleyha' nın gülümsemesi kadar sıcak, Yusuf'un duruşu kadar soğuk
Aşk sana da bana da ne uzak sevgili
Şimdi sukut limanlarına demirledim gemilerimi
Sadece bekliyorum
Güneşin doğuşunu nasıl beklerse yüce dağlar, yağmurun yağışını nasıl beklerse çiçekler, öylece hasret gemilerimi aşk denizine indireceğin anı bekliyorum
"Beklemek sabretmektir" Dedi ustam, "kalbim üstüne " dedim, büküldü boynum   
|
|
|