Konu
:
Yaşamak İçin Sebeblerim Var
Yalnız Mesajı Göster
Yaşamak İçin Sebeblerim Var
07-11-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Yaşamak İçin Sebeblerim Var
Yaşamak İçin Sebeblerim Var - Yaşam Hikayeleri
Hastane odasının penceresinden sise bürünmüş bahçeyi izlerken yağmurla çamurlaşmış tarlayı umursamadan düşe kalka peşinden koşturduğu plastik top gelmiştir aklına
“Mutluluk meğer çamura bulanmış bir plastik toptan ibaretmiş” diye geçirir içinden
Eve geri döndüğünde annesinin üstü başı çamur olmuş küçük Murat'a verdiği öğütler çınlar kulaklarında hemşirenin sesiyle karışarak; “İğne vaktiniz geldi efendim!” Artık yaşama ihtimali iğnelerin ucundaki mucizelere bağlıdır Murat'ın
Henüz 45 yaşında kansere yakalanmıştır
Tekrar doğrulup pencerenin pervazına yaslanır ve devam eder geride kalan 45 yılı bir film gibi gözlerinin önünden geçirmeye
Lise yıllarını anımsar içi burkularak… Babası “Benim aslan oğlum mühendis olacak!” diyerek yıllarca kendi kararını dikte etmiştir genç Murat'a
“Oğlum sen hele bir mühendis ol sonra gelsin paralar! Son model arabaların en güzel semtte evlerin olacak
Bak o zaman manken gibi kızlar nasıl koşacak peşinden…” Hemen hemen her gün duyduğu bu cümlelerle Murat'ın hayat pusulası da babası tarafından belirlenmiştir
Para lüks bir yaşam güzel kızlar… zehirli bir iksir gibi enjekte edilmiştir Murat'ın iç dünyasına
Murat İnşaat Mühendisi olmuş ve babasının çevresi sayesinde arka arkaya yüzlerce iş alarak kısa sürede sarhoş edici bir servete kavuşmuştur
En güzel semtlerde yüzlerce evleri villaları son model arabaları ve manken gibi bir eşi vardır artık
Her geçen gün servetine daha fazlasını ekleyerek kariyerinin zirvesine çıktığı sıralarda babası vefat eder
Fakat Murat'ın bu büyük servet içinde kaybettiği sadece babası değildir
Yaşantısı giderek anlamını yitirmeye başlamış sabahları uyanmak için sebepleri kalmamıştır
Murat babasının genç oğluna aşıladığı yaşam misyonunu çoktan tamamlamış bunca para mal-mülk ve güzel karısından sonra hayatın kendisine verebileceği hiç bir şey kalmadığını düşünür olmuştur
Artık ne milyon dolarları ne plazaları ne son model arabaları ne de güzel karısı O'nun yüzünü güldürmeye yetmemektedir
İçkiye verir kendisini… Ofisinde evinde gittiği her yerde elinden kadehi hiç eksik değildir
Eskisi gibi işlerinin peşinden koşmaz olur
Şirket günden güne kan kaybeder ve iflasın eşiğine gelir
Etrafında alkış tutan insanlar birer birer çıkıp giderler hayatından
En sonunda manken eşi de terk eder tükenmek üzere olan Murat'ı koca bir enkazın altında bırakarak
Altı ay kadar sonra da bu amansız hastalık yapışır yakasına… Şimdi bunaltıcı bir hastane odasında ölüme gün saymaktadır çaresizce
Bir an çocukluk arkadaşı Yusuf'un sureti gelip çakılır gözlerin önüne
“Ne acar çocuktu Yusuf!” diye söylenir kendi kendine
Yusuf liseden sonra ailesinin Türkiye'de kalması için ısrarlarına rağmen yurt dışına çıkmış üretim departmanında işe başladığı bir beyaz eşya şirketinin genel müdürlüğüne kadar yükselmiş bir süre sonra da şirketin %60'lık hissesini satın almıştır
Kendisiyle tanıştıktan sonra Müslüman olan İskoçyalı genç bir kızla evlenmiş iki tane dünya tatlısı çocuğu olmuştur
Yusuf yurt dışındaki hayatı boyunca doğduğu ülkesinin özlemini çekmiş Türkiye için nasıl faydalı olabileceğinin hesabını yapmıştır
Türkiye'ye döner dönmez de ilk işi Türk iş adamlarıyla birlikte yurt dışına bir seyahat düzenlemek olmuştur
Bir çok uluslararası şirketlerle sözleşmeler imzalayarak geri dönmüştür bu başarıya aç kafile
Hem kendi başarılarına yenilerini eklemiş hem de ulusal ekonomiye büyük katkılar sağlamışlardır
Gittikleri yerlerde Yusuf'un herkes tarafından sevilen bir insan olduğu da kaçmamıştır gözlerden
Yusuf şimdilerde daha çocukken Murat'a anlattığı gelecekteki rüyasının peşine düşmüştür
Tüm Dünya'yı gezerek yardıma muhtaç insanlar için yardım toplayacak bu yardımların sağ-selim yerlerine ulaşmasını organize edecektir
“Sana imreniyorum Yusuf yolun açık olsun!” demekten alamadı kendisini Murat
Sonra bir bir keşkeler döküldü dudaklarından: Keşke… keşke ben de senin gibi kendi hayatımın kaptanı olabilseydim
Yaşantıma biraz olsun anlam katabilseydim keşke… Keşke senin gibi rüyalarım olsaydı daha o yaşlarda… Bir an olsun kendime insanlara yaşama küsmeden yaşayabilseydim
Hala yaşamak için sebeplerim olsaydı keşke…
Bir anda göğsünde korkunç bir yanma hissetti
Gözleri kararmıştı nefes almakta zorluk çekiyordu
olduğu yere yığılmıştı Mühendis Murat “Evet dostum o meçhul son geldi!” diye geçirdi aklından
Artık kendi filminin son sahnelerini yaşadığının farkındaydı
Geriye ard arda sıralanmış keşkeler kalmıştı 45 yıllık ömründen
“Keşkeeeeeeeeeeeee!”… Kendi çığlığıyla uyandı kabuslara bürünmüş uykusundan
Evindeydi! Üstelik ne kanserdi ne şirketi iflas etmiş ne de eşi tarafından terkedilmişti
“Evet” dedi… Benim bu kabusu görmeye ihtiyacım vardı; henüz yaşam filmim devam ederken senaryo üzerinde bazı değişiklikler yapmam için hiç de geç sayılmaz!
Bugüne kadar kendinize yaşama sebeplerinizi sordunuz mu hiç? Yoksa siz de çocukluktan itibaren birilerinin önünüze koyduğu senaryoya göre mi oynadınız yaşam filminizi? Eğer henüz yaşama sebeplerinizi bulamadıysanız şimdi onları saklandıkları yerden bulup çıkartmaya ne dersiniz? Saklandıkları yerden bulup çıkartmak diyorum çünkü siz onları fark etmemiş olsanız da onlar sizinle aynı gün doğdular ve sizin onları bulacağınız günü dört gözle bekliyorlar
SİZİN KAÇ SEBEBİNİZ VAR YAŞAMAK ADINA
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul