Yalnız Mesajı Göster

Paslı Med Cezirdi Daphne

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Paslı Med Cezirdi Daphne



Paslı Med Cezirdi Daphne - Uğur Demiröz

Sabahın erken vakitleri idiUyku tutmamıştı; sabahlığını giyinip perdeleri ve balkon kapısını açıp evi havalandırmak istediFakat içinde dünün sıkıntısı var idi


Selin açılabileceğini düşünüp balkona çıktı evine yakın olan denizden gelen dalga seslerine kulak verdiDeniz ahenkle kayalıkları dövmekte sesi heyecanına heyecan katmakta idiDayanamayıp odasına girdi tekrar


Hep dün karşılaştığı adam`ı düşünmüştüUzun olmayan ama içine uzun bir düşünceler bırakmış olan o esrarengiz sıcak düşüncelere sahip adamıİsmini bile soramamıştı o ahenkli konuşmasının arasında; belki bugün yine görmeli miydi kendisini acaba? Bu düşüncelerden sıyrılıp mutfağa geçti çay suyunu ocağa koyduTezgahın üzerinden bir tane çubuk kraker alıp çalışma masasına oturdu


Masası çok intizamlı idiHayatın her alanına karşı bir titizliği ve düzeni vardıHayatını hiç yanından ayırmadığı günlüğü ile programlardıAra sıra günlüğüne takılır eskileri gözden geçirir hatalarını ve doğrularına bakıp hayatına yön vermeye çalışır ama buna rağmen yine de sarpa saran bazı olaylara çözüm üretemezdi


Masasının sol köşesinde laptop bilgisayarı ortada karalama defteri sağ tarafta ise kalemleri bulunurduGenellikle kara kalem kullanırdı; kara kalemin yazılarına anlam kattığına inanırdıKalem traşı ile kalemlerini açar kalemliğine yerleştirirdi


Masasının ön tarafında elini uzattığında alabileceği kitapların olduğu bir buçuk metre eninde bir metre yüksekliğinde kenarları oymalı kahverengi şirin bir kitaplığı vardıKitaplığında imla klavuzu, sözlük muhakkak erişilmesi gerekenler arasında idi


Yazı yazmaya günlüğü ile alışmış sonraları küçük hikayeler ve şiirler karalamaya başlamıştıEdebiyatı çok seviyor mümkün oldukça romanlardan ve şiir kitaplarından uzak kalmamaya çalışıyorduİçindeki duyguları fırsat buldukça kağıda aktarmakta idi dolaylı bir anlatımla ve bu onu rahatlatmaktaydı


Şiirlerin büyülü atmosferi onu hep çekmişti, şiir okunan her yer sıkıntılarını dağıtan rehabilitasyon merkezi oluyordu Selin içinMasasının başucunda büyük harflerle ``Şiirler hiç bitmesin`` yazılı bir çerçeve var idi


Karalama defterini açıp kalemi eline aldı bir şeyler yazmak istedi yok aklına bir şey gelmiyorduBir an onu düşündü; kalemi tekrar eline aldı


Sen kimsin bilemediğim

Bilemeyeceğim

Neden bu özlemim sana

Seni daha tanımıyorum bile

Karanlık dünyama nereden düştün

Ben mi istedim gelmeni

Çık git aklımdan istemiyorum seni


Kalemi fırlatıp attı hışımla ve kalktı masadan mutfağa gidip çayı demledi

Selin yine balkona çıktı dışarıda sabahın hafif bir rüzgar esintisi vardı


Simsiyah saçları rüzgarla uçuşuyorduGözleri kahverengi kadife gibi yumuşak idi onu gören bakışlarının içe işleyen sevimliliğini hissederdiEsmer tenli idi ve yanağında küçük bir gamzesi yüzüne albeni katıyorduFazla kalın olmayan dudakları özenle alınmış keman gibi kaşları var idiOrta boylu idi yemek ile pek arası olmadığı için pek kilolu sayılmazdıÜzerine bej rengi penye bir eşofman ve turkuaz rengi bir sabahlık giyinmişti


Kafasından atabilmek için onu bir daha görmemesi gerektiğini düşünüyor idi


Dün okuldan çıkmıştı; öğretmen arkadaşı Sedef ile birlikte yolda giderken, Sedef eski bir öğretmen arkadaşını görmüş o arkadaşı da onları eski günleri yad etmek için kahve içmeye davet etmiştiSelin bana müsaade siz gidin demişse de sedef ısrar etmiş ne olur fazla durmayız kalkarız demişti fısıltı ileSelin istemeye istemeye gitmeye karar vermiştiHep başına ne geliyorsa bu iyi niyetli olmasından geliyor idiHayır dediği zaman sanki alınıp kırılırlar diye düşünürdü hepşimdi de öyle bir durumdu ne yapacaktı elin adamının yanında öyle kös kös oturup kahvesini içecekti


Kafeye girip bir masaya oturmuşlar garsona siparişlerini vermişlerdiVakit geçmesi için çikolatalı pasta ve bir kahve istemiştiOnlar sedef ile konuşurken Selin ise oflayıp pufluyorduSiparişler gelmiş Selin pastasını eşeleye eşeleye yemek gayretine girmişti isteksizce


Bir ara konuşmada şiir den bahsedildiğini duyunca kulak kesildiSedef’in erkek arkadaşı kendi yazdığı bir aşk şiirini okumaya başlamıştı o kadar duygu dolu bir şiirdi ki ve öyle güzel okuyordu ki adamı süzmeye başlamıştı göz ucu ileKırk yaşlarında olgun görünümlü hafif kirli sakallı biraz göbekli idiSimsiyah bir takım elbise, siyah çizgili beyaz bir gömlek ve beyaz kravat takmıştı


Yumuşak bir ses tonu ile şiir’e hayat veriyorduBir şeyler soracak olmuş ama boş ver diye geçirmişti içinden


Şiir anlamsız dünyayı yeşerten bir zincir halkası idi , adama göre insanı hayata bağlayan en önemli olgu şiirdiYaşam bir o kadar anlamsız ve bir o kadar yaşanılması zor bir mevki idi ki bu engeli insan ruha aktaracağı şiirlerle aşabilirdiŞiir aşk’tı, nefret’ti, özlem’diŞiirlerin bittiği yerde yaşamda biterdi


Neden özlemler, başkaldırılar, aşklar şiirler ile anlatılırdıŞiir yüze vurulan bir tokatta olabiliyordu bazen; bazen de kalbe atılan bir o kadar zehirli bir o kadar sevgi tomurcuklarının atıldığı yıldırım gibi bir ok


Kalpler şiir okuyan o dudaklara, şiir yazan o kalemlere aşık olmuşlardır asırlar boyuŞiir hangi ruh halinizle okuyorsanız ona göre size mesajlar verir değil mi diye sormuştu Selin’e;


Selin bir an o güzel konuşmanın kendisine döneceğini düşünmemişti

-haklısınız diyebildine kadar güzel konuşuyorsunuz, siz hep konuşsanız hiç gitmeseniz demek geliyordu içinden ama diyemedi

Sonra adam başınızı çok ağrıttım diye izin isterken yüzüne baktı adamın sımsıcak içini okşayan o bakışlar ile karşı karşıya kalmış hemen gözlerini ondan kaçırmaya çalışmıştıMüsaade istemiş yarın yine buluşmayı teklif etmişti Sedef ve kendisineSelin sessiz kalmış masadan onlar biraz uzaklaşınca kalkmıştı


Arkadan şöyle bir süzmüş uzun boylu kendine güvenli bir erkek görmüştüAdam gidince Sedef ona düşünmesini ve haber vermesini söylemişti

Bu kadar etkileneceğini bilse gelirmiydi hiç, bunları düşünerek masasına döndüKalemini aldı ama yine yerine bıraktı


Tam aradığı erkekti, yakışıklı değildi ve hatta kendisinden yaşça da büyüktü lakin duygularıyla kalbine dokunmuştu inkar etse de Selin`in


Evlenmek ve aşık olmak ona göre değildiSelin ben bir daphneyim evlilik bana uzak diyorduFelsefesine aykırı olan bu durumun içerisine düşme korkusunu yaşıyorduPişman olacağı bir hareket yapmak istemiyor ama onunla şiir sohbetleri yapmak, kendisine şiir okumasını dinlemek için de kalbi çılgın gibi atıyordu


O nereden girmişti zaten karmaşık olan hayatına ne kadar düzen kurmak istese de bir yerden karışıyordu yaşamı ve şimdi o girmişti destursuz yaşamına


Bazen duyguları şiir yazar ve de okurken kabarıyor; aşık olmak ve sevilmek isteği yüreğini yakıp kavuruyordu


Nasıl severdi bir erkeğin kalbi acaba; ya acı verirse saf yüreğine ya da kırarsa ne yapardıAcaba o kendisini beğenmiş miydi hayır aslında yanmalar sadece belki de kendi yüreğinde idibelki de evliydi beni dikkate bile almamıştı; kimbilir diye kafasında düşünceleri evirip çeviriyor idi


Düşünceleri paslı bir med cezir olmuştuNe gitmeliyim ne de gitmemeliyim diyebiliyordu

Düşündü beklemeliyim yokluğumu hissedecek ve Sedef o niye gelmedi diyecek miydi


Düşüncelerinin sakinliğinde kendine bir çay doldurdu ve balkona çıktı tekrar uzaklara doğru daldı


evet beklemeliyim benim varlığımı orada hissetti mi ve hissetmek taraftarı mı öğrenmek için beklemeliyim diye düşündü


Çayından bir yudum aldı, evet beklemeliyim



Uğur Demiröz

Alıntı Yaparak Cevapla