07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sizce Salaklığın Sınırı Varmı
Salaklığın sınırı
var mı diye merak ederiz ya; Bob
Fenster'in "Salaklığın Tarihi" kitabından örnekler verince, siz
de olmadığını anlayacaksınız 
Arizonalı bir adam kelepçelerle oynarken kendini kelepçeledi ve
anahtarı bulamadı Kendisini kurtarmak için çilingir
çağırmak yerine polisi arayınca başı belaya girdi  Onu
kelepçeden kurtaran polisler, ödenmemiş bir kefalet borcu
bulunduğunu belirleyince onu yeniden
kelepçelediler 
Gillette şirketi 1902 yılında güvenli jilet satmaya başladığında
yüzlerce erkek satın aldı Sonra da bu
jiletlerin sakallarını kesmediğini söyleyerek onları çöpe
attılar  Gillette yetkilileri, mutsuz müşterilerin tıraş
olmadan önce jiletin sarıldığı kağıdı çıkarmadıklarını fark
ettiler 
Chevrolet, yeni model arabası için "Nova" ismini buldu ama
sonra arabayı Latin Amerika'da satamayacakları anlaşıldı 
Çünkü "Nova", İspanyolca'da "gitmez" anlamına geliyordu 
1932 yılında Los Angeles olimpiyatlarında Fransız atlet Jules
Noel'in disk atmada kırdığı olimpiyat
rekoru sayılmadı 
Çünkü atışı izlemesi gereken bütün hakemler, sırıkla yüksek
atlama yarışmasını izlemek için arkalarını dönmüşlerdi 
1840'da ABD başkanlığına seçilen William Henry Harrison, çok
soğuk bir günde Washington'da açık havada düzenlenen göreve
başlama töreninde şapka ve palto giymeyi reddederek yaptığı
uzun konuşma sonucu zatürre oldu  Yeni başkan sadece bir ay
görev yaptıktan sonra öldü 
Meksika'daki bir sağlıklı yaşam merkezinin sahibi, vasiyetine
mezarlığın sigara içilmeyen bölümünde gömülmek istediğini
ısrarla ekletmeye çalıştı
1971'de toprak kaymalarını incelemek isteyen Japon
bilim adamları, büyük bir yağmur fırtınası efekti yapmak için bir
tepeyi yangın hortumlarıyla adam akıllı suladılar Bu yüzden
tepenin çökmesi sonucu meydana gelen heyelanda, dört bilim
adamıyla 11 izleyici hayatını kaybetti
Fransız ordusu, askerlerin mayın tarlalarında
yürüyebilmelerini sağlayan patlamaya dayanıklı botlar icat
etti Fakat botlar o kadar ağır ve içinde yürünmesi o kadar
zordu ki, askerler mayınlarla havaya uçmadan önce pusuya
yatan düşman askerleri tarafından vuruluyorlardı 
1985'de New Orleansli cankurtaranlar o yıl şehrin
havuzlarında kimsenin boğulmamasını kutlamak için bir parti
verdiler Partide
konuklardan biri boğuldu
1975'de İngiliz bir çift televizyonda en sevdikleri proğramı
izlerken erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu kalp
krizi geçirerek öldü  Eşi, cenazeden sonra proğramın
yapımcılarına bir mektup yazarak, Kocasını hayatının son
dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti
1983'de mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diegolu bir
kadın polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana kadar
nefesini tutacağını söyledi Polisler kadını bırakmadılar, o
da gerçekten ölünceye kadar nefesini tuttu
|
|
|