07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dmadaki Kemancılar
DAMDAKİ KEMANCILAR
Mart aylarında, yakışıklı erkek kedilerin güzel ve narin dişi kedilere geceden sabaha dek uzanan serenadına kulak tanıklığı yaparız
Yirmi farklı ses çıkarabilme yeteneğine sahip olan tüylü dostlarımız bu özelliklerini mart ayı boyunca partnerlerine mesaj vermede kullanırlar
Evlerin damlarından, balkonlarından ve sokakların kuytularından yükselen bu "Miyav" senfonisi adeta kediler orkestrasının
sunduğu açık hava konserlerinin en hüzünlü, en davetkar şarkısıdır
*
Dört ayaklı dostlarımız beton binaların, taş duvarların, çelik gövdeli elektrik direklerinin ve asfaltların sardığı kentlerde,
insanoğlunun mekanik kuşatılmışlığına karşı inatla şarkılarını söylediler
Göz göre göre ellerimizden kayıp giden ve hızla elektronikleştirilen doğanın bu hazin durumuna karşın " Bakmayın güneşin battığına, gözlerinizi kaplayan o karanlığa  Bakmayın  Uzaklarda bir yerlerde mutlaka bir yıldız parlıyordur " dediler
Parlak yıldızları gözleriyle, hırçın suların çağıltılarını sesleriyle damlarımıza, çatılarımıza ve sokaklara taşıyarak doğanın hala bizden ümidini kesmediğini söylediler
Onlar, göçmen kuşların ve leyleklerin sıcak diyarlara kanat açarak terk ettikleri çatılarımıza birer davetsiz misafir gibi geldiler
Ve inatla şarkılar söylediler Sevdiler, seviştiler 
" Her doğan çocuk, tanrının dünyadan umudunu kesmediğini gösterir" sözünde olduğu gibi doğdular, doğurdular 
Yavrularının narin ve çelimsiz vücutlarında yeşertmeye çalıştıkları "umut"a meme verdiler
İnsanların "dert ayı" olarak algıladıkları ve "mart ayı, vergi ayı" olarak dillendirdikleri bu zaman dilimini "Aşk-Sevgi" ayı
olarak yaşadılar 
Soğuk kış günlerinde, akrabalarının aksine göç etmeyerek kentlere sığınan serçelerin telaşlı cıvıltılarına ve sokak köpeklerinin mülteci havlamalarına yirmi değişik enstrüman ile eşlik ettiler
makinaların uğultusunun, araba seslerinin, tekerlek ve motor gürültülerinin zaptettiği kulağımıza bir saklı sevinçle ışıl ışıl
bakan gözleriyle o "senfoni"yi fısıldadılar
Sokakların; sevgiliye serenat yapan soylusu, kömürlüklerin "Halime"yi samanlıkta basan köylüsü ve damların kemancısı
Mart Kedileri 
Yaşamın; umut üreten, yüzü yağlı, patileri nasırlı ve gözleri aynı bizim gözlerimiz gibi bakan yarınsız işçileri 
Her yükselen gökdelende, her kapatılan balkonda, her kesilen ağaçta ve sokaklarda ölen her "tüylü sevgi neferiyle" bir enstrümanı yitirdiler 
Yüksek damlara, kapalı balkonlara ve kesilen ağaçların yerine kondurulan elektrik direklerine direnemediler
Mart ayları otuz bir gün çeker Her yitirilen seste otuz  Her doğmayan bebekte, yirmi dokuz   Her       yirmi sekiz 
Her          yirmi yedi 
İnsanoğlunun sevgisizlik ile tükettiği yaşamın mart aylarını, nostaljik melodiler ile bezediler 
Mart kedileri; dün ellerinde kemanlar, dillerinde sevgi türküleri söyleyerek girdikleri kentsel yaşamımızdan bugün hüzünlü
şarkılar söyleyerek yitip gittiler 
Gürkal Gençay
06 Mart 2000 Pazartesi-İstanbul
|
|
|