07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk, İş Hayatı Ve Modern Zamanlar
Hoşçakal sakin kafam
Hoşçakal kanaatkâr ruhum  
Bilin bakalım Shakespeare ne zaman söyletir bu sözleri Othello'ya?
Ülke yönetmeye kalkışmadan biraz önce mi?
Ticarete girip hesapları karıştırdığında mı?
En yakın dostlarının ihanet ettiğini anladığında mı?
Hayır! Hayır!
***
Aşk kapıyı çaldığında böyle seslenir Othello
Çünkü bilir; aşk hem çok ateşli hem çok kırılgandır
Sanıldığının aksine huzurla değil, huzursuzlukla kardeştir
Ve aşk mutluluk değildir; âşık olunanın varlığından mutlu olmaktır
Peki modern insan nasıl?
Biliyoruz  Onca kendiyle barışık olma arayışına; parayla saadet satın alma kültürüne; Ferrarisini satıp bilge olma gevezeliğine karşın modern insanın ne kafası sakin, ne de ruhu kanaatkâr!
Ne zihni durmak biliyor modern insanın, ne de ruhu doymak!
O halde  Shakespeare'ın ünlü kahramanı gibi hepimiz aşık mıyız? Kalplerimizdeki bu bitmek tükenmek bilmeyen kımıltı, aşk yüzünden mi?
Bir bakıma, evet!
Ama durun, durun  
Öyle değil Othello gibi değil yani  
Modern insan âşık ama işine âşık!
Şunları bir düşünün bakalım
Yoğun arzu, tutku ve bağlılık, kalp kırıklıkları, mutluluk ve mutsuzluk med cezirleri, kuşku nöbetleri, ateşli sayıklamalar  
Bütün bunları modern insan nerede yaşıyor?
Çalışma hayatında yaşıyor daha çok
Sevdiği tarafından terk edilmeyi kaldırabiliyor ama iki yıldır beklediği terfi gelmeyince kendini terk edilmiş hissedip yataklara düşüyor
Geceleri uyuyamıyor; aklı hep işinde oluyor; işiyle sevişiyor
Tatminsizlik bütün ruhunu sarıyor, bütün eylemlerini yönetiyor
Kıskançlıklar, kuşkular, hayal kırıklıkları deseniz  Neredeyse hepsi işiyle, işyerindekilerle ilgili
***
O halde gerçek aşka ne kalıyor?
Hadi aşkı da geçtik ama aşka benzer flörtlere; içinde bir parça aşk olsun diye adaklar adadığımız ilişkilere ne kalıyor?
Pek bir şey kalmıyor
O durumda kimse kimsenin kafasını bozmasın; çok arıza çıkmasın isteniyor (Oysa aşk başlıbaşına arızadır, bu dünyaya başka bir dünyadan emanet ciddi bir uyumsuzdur; tersini söyleyen yalancıdır )
Acaba aşk şarkılarına, aşk şiirlerine vurgun fakat kendini üstünkörü flörtlerin; akılcı beraberliklerin;seviyeli evliliklerin sakin denizlerine bırakmayı tercih eden insanlar olmamızın nedeni bu mu?
Enerjimizin başka bir alanda tükenip gitmesi mi sebep?
***
Aşk meşk denilen şey, kabul edelim ki çoktan işten arta kalan zamanlarımızda hoşnutluk-haz-kafa dinleme-eğlenme kaynağımız olup çıktı
Ağır rekabete dayalı iş hayatı ve başarı kültürü içimizdeki binlerce yıllık ateşi yavaş yavaş kendi alanına çekiyor
Şiirler direniyor bir tek!
Ama dikkat edin; şiir sevgisiyle dalga geçen akılcılar da çoğalıyor
Şarkılar direniyor bazen
Ama damardan şarkıları hor gören; müziği oyalanma vasıtası olarak değerlendirenlerin alaycılığı baskın çıkmaya başlıyor
***
Tablo açık
Ekonomi global, aşk git gide yerel
Arzular zengin ve dizginlerinden kopmuş, aşk yoksul ve zincirlenmiş
Hayat genel, aşk istisna
Herkes yalandan bilge, aşk hâlâ deli divane
Göreceğiz bakalım, ne olacak sonu(muz)?
haşmet baba'dan   
|
|
|