07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İmkansızdık
Sen; içinde baharı gizleyen kışımsın benim 
Ve biliyorum ki o baharın güneşinde tenim esmer olmayacak hiç Bana susmak
düşecek, payıma kilitlenmiş bir yürek kalacak Kaderi önceden belirlenmiş
konuşmalar, paylaşmalar, bakışmalar olacak Bir yerde aykırılığım tutup sarılsam
da içimde sana, sen bunu hiçbir zaman bilemeyeceksin 
Git diyorum sana, kalma yüreğimde, bu kadar özleteceksen kendini Bir bakış;
gözüm gözüne değiyor; hissediyorum  Gitme diyorum Kal geldiğin yerde Ne
gitmelerin bitiyor; ne de benim sana kal demelerim 
Hangi aralıkta girmiştin içime anlamadım Tüy gibi hafif, usul usul inivermiştin
yüreğime Kabullenemedim önce kocaman yalanlar söyledim kendime Ben dışımda
tutmaya çalışırken seni, meğer içerde hakimiyetin çoktan başlamıştı Kuşatmıştın
dört yanımı; ve kendim için çok geçti Yerle bir olmuştu her şey Olmazsa
olmazlarım; ilkelerim, yargılarım 
Nasıl bir şeydi, bu beni böyle yağmalayan Şimdi karşı durmuyorum Sana, nasılsa
buluyorsun bir yolunu ve sarmalıyorsun içimi dışımı Ayak seslerini duyuyorum
hangi yöne gittiğini bilemeden Ben yaşanmış bir aşkta eski yaralarıma
yanıyorum, Sen yaralarına benden sevda sürüyorsun "Belki"lerden,
"ihtimal"lerden, "keşke"lerden medet umuyorum, Senin belki de yabancısı olduğun
düşler büyüterek 
Ben, suretine değil, aslına dokunma ihtimallerinde mutlu oluyordum
Ben seninle, aynı coğrafyada yaşayabilme ihtimalinden huzur buluyordum
Şimdi, bilinci küflerinden kurtulmuş bir yürekle, süresi diğer aşklardan çok
daha uzun olacak bir aşkın ömrünü anlatıyorum, Sana dair yazılanlarda 
Şimdi, bir sayfa dolusu cümlelerle; bir imkansızlığın mucizeye dönüşünü
anlatıyorum 
Şimdi, bozgun sonrası imkansız bir zafer kazanan bir orduyum, bir yenilgide
zafer ne kadar anlam taşıyorsa o kadar anlamlaşıyorum 
Şimdi ben, dağıldıkça kurulan yeni düşlerde Sana bakıyorum
Umut; hep var olacak çünkü 

|
|
|