07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşkım Benim Hem Kalemim Hem Silgim
Bazen kaçarız  Mecburiyetlerimizden; diş bilemelerimizden, iç geçirmelerimizden, çevremizi saran duvarlardan, sahte masumiyetlerimizden, hiç sorulmadan yüklendiğimiz sorumluluklarımızdan kaçarız
Bir başkasına; seçtiğimiz, ayırdığımız, sevdiğimiz bir başkasına kaçarız
Kimi zaman yalnızlığın kulaklarımızı sağır eden uğultusundan kaçarız
Çoğu zaman bizi boğan sıkıntılarımızdan, bunaltımızdan, bitmek bilmeyen iç bulantımızdan  
Hayatımızı eline teslim ettiğimiz yalanlardan  
Kuyruğu dik tutma zorunluluğundan  
Kalp kırıklıklarımızdan  
Her şeyin otomatiğe bağlandığı duygusu uyandıran şu modern yaşamdan  
Ve daha ne çok şeyden, kaçarız
Sevdiğimiz, ayırdığımız, bizi sevdiğine inandığımız birine kaçarız
Onu sevgilimiz yaparız
Biz kaçak, ilişkimiz sığınaktır artık
***
Tamam, itiraf edelim ki, sevmek çoğu zaman katlanmaktır
Birbirimize katlanmanın en şık yolu, en güzel adıdır
Fakat bazen de kaçmak, ardına bakmadan koşmak, koşmak, koşmaktır sevmek  
***
Bazen birini severiz; birdenbire lavaboya koşup kapıyı kapatıp yüzümüzü yıkar; aynaya bakıp saçımızı başımızı toplar, iki dakika soluklanıp öyle dışarı
çıkar gibi  
Bazen de kapıyı vurduğumuz gibi sokağa fırlar gibi severiz  
Kimi zaman uzaktadır sevgili, hatta hep uzaktadır; sabaha karşı ruhumuz bedenden firar eder de yanına uçar
Çoğu zaman yanımızdadır sevgili; işten güçten, eşten dosttan her bunalışımızda onun kucağına, sarılışına, gözbebeklerindeki ışıltıya kaçarız
Sevmeyi eşsiz yapan şey budur biraz da  
İçinde kalbi küt küt atan bir kaçak saklaması!
***
Hele aşk! 
O kaçar ve kaçtığı ne varsa tarihten silmek ister
Hep sormuşumdur kendime; Aşkı harekete geçiren nedir? Yoksa insanın geçmişini silme isteği midir bizi aşka yönelten?
Şöyle bir bakın; en tutkulu serüvenlerin kahramanlarına; karasevda kurbanlarına, aşktan yanıp tutuşanlara, bir bakın
Çoğu taşınması ağır bir kişisel tarih yükünü sırtlanmış insanlardır Aşk imdatlarına yetişir ve o yükü bir kenara fırlatır atar  
Birisi, özel birisi "şşşşt, sus!" der onlara; "ben seni istiyorum, geçmişini değil!"
İşte o an aydınlanır ortalık, geçmiş kararır
Aranan kan bulunmuştur artık! Yaşamak hastalığı yerini aşka terkediverir
"Aşk yeniden doğmaktır" diyenlerin kastettikleri biraz da budur
***
İşte o yüzden aşka sadece hayatı temize çeken bir kalem gibi bakmak yanlış olur
Aşk, aynı zamanda silgidir
Geçmişi silen, silebilen bir silgi  
Bu yüzden önünde diz çökeriz onun, bu yüzden nerede görsek alnından öperiz
Çünkü bir tek aşkın yaratabileceği sarhoşluk; bir tek aşkın yol açabileceği kadar devrimci bir kaçış bunu becerebilir
Bir tek aşk, bizi kişisel tarih yükümüzün ağırlığından kurtarır ya da öyle sandırır
Ama biliyoruz ki, silgilerin de bir ömrü var
Ne demişti Ece Ayhan?
"Silgiler silerken silinirler de  "
|
|
|