07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Birazdan Yıldırımlar Düşecek Kentin Sokaklarına
Afrika nın bir bölümünde yaşayan kaplanlar arasında ilginç bir dayanışma örneği sergilenir Güçlü yağmurlar beraberinde korkunç yıldırımlar taşırlar buralara Adeta gökyüzünü yırtan yıldırımlar, yeryüzüne büyük bir gürültü ile inerler Tarihin içinde tanrıların kavgası ya da öfkesiyle anılır Yıldırımlar Sahici bir öfkenin yansımasına benzer gerçektende
İlginç olan bu şiddetli yağmurlar yağarken kaplanların birlikte gerçekleştirdikleri bir olaydır Yoğun yağmurlar sırasında kaplanlar açık alanlara çıkarlar Kısmen yıldırımlara karşı korunaklı açık alanlar Çünkü ağaçların üzerine yıldırım düşmesi olasılığı fazladır Büyük orman yangınlarına da neden olabilir bu yıldırım düşmeleri
Açık alana toplanan kaplanlar yere uzanırlar
Gurup halinde yere uzanan kaplanlar kafalarını birbirlerinin kafalarına yaslarlar
Tek bir şey yüzünden!
Eğer birinin üzerine yıldırım düşerse, diğerleri de onunla birlikte ölür Yan yana, göğüs göğse, kafa kafaya duran kaplanlar böylece ölüme birlikte gitme yemini ederler
Birisi öldüğü anda diğerleri de ölsün diye
Birbirlerine sahip çıkmak adına
Dost olduklarını ispatlamak için
Ölümü birlikte karşılayarak birlikte olmanın en onurlu yüzünü taşırlar Kimse ihanet etmeden ve bir an olsun oradan kalkmayı düşünmeden öylece beklerler muhtemel bir ölümü
Dostluğun ölümcül fedakarlığını paylaşırlar
Kimi zaman kentin için de böyle gurupların içinde olduğunuzu düşünürsünüz Omuz omuza bir yaşam paylaşımında bulunduğunuzu Statüler önemli olmaksızın yan yana uzanmış insanlar olabileceğinizi düşünürken çıldırtıcı bir şüphenin esiri olursunuz “Acaba kalkarlar mı birden? Yıldırım düştüğü anda kalkabileceklerinin korkusu sarar bütün benliğinizi
Güvenemezsiniz
Herkes birbirinin yüzüne şüpheyle bakar
Kent, yıldırım düştüğünde yalnız, kalanların acı hikayeleriyle doludur Her sokağında, tek başına ölenlerin hazin izleri vardır kentin Emeğini, geleceğini, gülümsemelerini paylaşan insanların, müthiş bir gürültüyle üzerlerine düşen yıldırımların altında, hiç ummadıkları bir anda tek başına kalmanın çaresizliği okunur yüzlerden Asıl soru sona kalanın kim olacağı sorusudur
Kimin hangi mazeretle kalkacağı
Ya da kimin yakın durduğu halde, diğerlerine temas etmediği
Bu yüzden kentin düşüş hikâyelerinde trajik bir yalnızlık vardır Korkunun ve çıkarların, her şeye rağmen yaşamı kutsamanın verdiği bir ihanet duygusu
Her şey rağmen, onursuz da olsa, yaşamı kutsamanın tiksindiren yüzleri
Şimdi böyle bir tedirginlik duygusu taşıyorum kendi içimde Kimseden emin olamıyorum sırf bu yüzden Dahası gök gürültüleri duyulduğunda orada olabileceğimden bile kuşkuluyum
Bu kuşkular tek tek tüketiyor hepimizi
Yağmur yağıyor
Gök gürlüyor
Birazdan yıldırımlar düşecek kentin sokaklarına
|
|
|