07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yüreğine Bir Tüy Konar Bazen Hissetmezsin
Seni,
Sen olmayınca anlıyormuşum ben,
Bir an yokmuşsun gibi düşünüyorum,
Olmuyor 
Yokluğunu, yarın geleceğini bilsemde kabullenemiyorum
Ve sen,
Ben yokken,
Neler düşünüyorsun acaba?
Kalbimde anlaşılması tuhaf sızılar oluyor bazen,
Neden?
Seni sevmekten korktuğumda,
Korktuğumun başıma geldiğini anlıyorum
Ne olacak?
Sonunu hayal edemiyorum
Ve sen,
Ben yokken,
Neler düşünüyorsun acaba?
Özlemin, alışmışlık olduğunu düşünüyorum bazen,
Özlemem için,
Ne kadar alışmışım ki sana?
En çok neyine alışmışım merak ediyorum
Ve sen,
Ben yokken,
Neler düşünüyorsun acaba?
Yağmur yağsa da bu aralar çok fena yağmursuyorum
Hava soğuk ama,
Ben aslında seni üşüyorum nefes alışlarımda
Sesim bir tuhaf çıkıyor, ismini hecelerken,
Ve sen,
Ben yokken,
Neler düşünüyorsun acaba?
Elini tutabilmenin kıymetini,
Parmaklarımla oynarken anlıyorum
İsminin dilimden düşmesini diliyorum
Gecenin en sessiz saatinde  
Şimdiye kadar hiç duymamışım gibi tuhaf geliyor bana
Ve sen,
Ben yokken,
Neler düşünüyorsun acaba?
Düşlerimde bir değişti son zamanlarda,
Garibime gidiyor,
Her karesinde sen varsın yaşanacaklarımın,
Olmayacak hayallerimde bile sen çıkıyorsun karşıma
Ve sen,
Ben yokken,
Neler düşünüyorsun acaba?
Bu bir kanun mudur acaba? Sevilenin kıymetini kaybedince anlamak !
Onsuzluğun ağırlığı bir hamal yükü gibi çöktüğünde omzumuza ve
yarım kalmışlığın kokusu dolaştığında tenimizin her bucağını
başımızı yalnız koyduğumuzda yastığa bizi sarıp sarmalayan kollarının
sıcaklığı yerine yorganları çektiğimizde üzerimize, hiç alakasız
bir zamanda ,hiç alakasız biri onun yaptığı bir hareketi yaptığında,
yolda haldurhuldur giderken burnumuza yabancı bir tenden onun
kokusu çarptığında
yüzlerce insanın olduğu kalabalık sokaklarda her bir insan yüzünde
ondan bişeyler aradığımızda hep soran, hep bekleyen, hep uman gözlerle
her köşe başında , her yol sapağında belki karşılaşırız diye gümgüm
çarpan kalp atışlarımız arasında kaybolduğumuzda
Sıradan bir manavın önünden geçerken gözümüze ilişen kıpkırmızı,
kütür kütür taptaze bir elmaya gözlerimiz takıldığında ve bir elmanın
yarısı gibi bizi tamamlayan sevdalıdan ayrı yarım bir elma gibi
ortalarda dolaştığınızda, sol yanınızdaki sızı bir kurşun yarası
gibi sızladığında hayıflanmanın ya da keşkelerin durağını çoktan
kaçırdığınızı farkedersiniz 
Ve sonra nedenler niçinler takılmış bir plak gibi dönüp durur
beyninizin içinde  içten içten kemirir yüreciğinizi
ve asli gerçek bir yumru gibi takılır boğazınıza   soluğunuz kesilir
ve anlarsınız ki sizin için onsuz bir hayat düşünülemez 
sonra elleriniz cebinizde, dilinizde bir şarkı kendinize itiraf ettiğiniz
gerçeğin olanca sarhoşluğuyla haykırırsınız 
" SEN BENDE, BEN ÖLÜNCE ÖLÜRSÜN 
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜMMMMMMMMMM !    "
|
|
|