07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dili Tutulmuş Gecelere Hapsettim Yüreğimi
Yüreğine kustuğum metropol bir kentin merkezindeyim, anlıyamadığım ömrümün gelip geçen dökümüne yaslıyarak yüreğimi, bir hesap çıkarmaya çalışıyorum 
Biliyorum ihanet bir zaman diliminin ince çizgisinden gelip yuvalanır insanın yüreğine, yıkık duvarların sokağında tortu bırakarak ve kirleterek beyaz bulutları birer birer 
Buralarda sılaya da uzağım gurbete de, kendime de uzağım yalnızlığa da  Ağrılar dolanıp duruyor boynuma 
Soluk resimler gibi duruyor aynalarda yüzüm, gitgide yabancılaşıyorum kendime, yaşama, dünyaya  İnsanların bu kadar onursuz davranışları, sahtekarlıkları, yalanları burkuyor içimi Üşümüş çocuk gözlerindeki ürperti gibi kalıyor bakışlarım 
Düşündükçe anlamsızlaşıyor gözümde dünya, hayat, sevgi, aşk ne varsa 
Bazen aklıma düştükçe geldiğim yerler, kanadı kırık sevgilere hapsoluyor özlemim Oysa bilirim ki kanadı kırık hiç bir kuş uçamaz
Kırgınlıklar kolay iyileşmeyen yaralardır biliyorum ve ben en çok kendime kırgınım 
Epeydir hiç resim yapmıyorum, şiir de yazmıyorum Kendime kızgınlığımı resimden ve şiirden alıyorum  Acıyıp duruyor yüreğim, ömrümün susuz kalmış, solmuş ve rüzgarda savrulmuş gönül çiçeklerine 
Yaşamayı da bıraktım aslında, yaşıyor muyum ölü müyüm? Yoksa yaşayan ölü müyüm pek belli değil, kapandım içime git gide 
İçimde çağlayan suların sesi duyulmuyor ne yapsam dışardan  Yanında geçtiğim bütün çiçekler kuruyor  Yerlere dökülen yapraklar savrulup gidiyor rüzgarla içimi acıtarak  Kırgın gülücüklerin kıyısında kar rengi bir susuş oluyor günler dudaklarımda  
|
|
|