07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gemi Yanaştı
Acılar ağır ağır demir atmak ta kıyıya
poyrazlardan, tufanlardan kurtulmuş,
Soğuk hava deposunda birikmiş, ah çekişler
ve bir güverte de uzun süre beklemiş
Kendini gizlemiş
Bazı balıklar leş zannetmiş,
bazıları merak etmiş sadece  
Geminin tek dileği; acıları kıyıya çekebilmekmiş
hiç bir rıhtıma güvenmemiş
Çok kalabalık ya da ışıklı neonlardan
gözü korkmuş belki de  
Bir hiç gibi fenersiz yol almış sessizce, ama rotada hep,
Kendi rıhtımını aramış, aramış ve bulmuş  
Şimdi içinde tek bir yolcu,
uğurlayacak yolcusu olmadan
Ve bir mendil bile sallamaksızın
Ay`ın güverteye vurduğu yerde,
dinleniyor  
Belki yol alır, belki kendi rıhtımında
dinginliğin tadına bir düdük çalar, ses olsun diye  
Buradayım der gibi usulca
evet yoktum ama buradayım
Ey hayat, EY mavi deniz, EY azgın dalgalar!
yordunuz, yoruldum, çok sustum!
ama kaybolmadım,
yolumu buldum
Ve
buradayım, bir düdük çalar ses olsun diye  
İnsanoğlu acı çekerken,sessizdir yaralıdır  Ve sadece onda saklıdır  Acı kabuk bağlayınca, dile gelir itiraflar  Uzun bir süreçten çıkmışsındır  
Kaptanı da yolcusu da sensindir, ama ufku görmek zaman alır  
Tecrübe bir adadır oysaki; ulaşılması zamana bağlı  Adaya vardığında, dugular atıktan ibaret, kurtulma şansını zorlamasın diye canhıraç can çekişir  
Ve işte başarmışsındır  
Artık bilirsin acıları, en alasından, en sunturlusundan  Kalmamıştır şu koskaca yeryüzünde hangi kayıbın ne olduğunu? 
Hepsinle birebir yüzleşmiş;
VE
uğurlamışsındır tek tek  
Ve uğurlayamadığın bir tek sen varsındır  Ötelere gidemezsin artık  
ötesi yoktur  
Dinlenmek ve selam göndermek vardır  Artık uğraşa dursun, geride ki poyrozlar, tayfunlar  
Seni yok edemediler diye  
ve uğraşadursun;
Yeni poyrazların hükmü yok artık  Hadi en seslisinden bir düdük daha çal  
|
|
|