07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ayaz Gibi Olabilene Ne Mutlu
Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle varmış Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud" un kölesi olmuş
Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevmiş
Derken Sultan"ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın haznedârı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir olmuş
Bu gelişmeyi gören saraylılar ise durumdan pek rahatsız olmuşlar Hasetleri ve kibirleri yüzünden, sözüm ona basit bir köleye böyle bir mevki verilmesini ve kendi rütbelerine çıkarılmasını bir türlü hazmedememişler
Bu duygular içinde, özellikle Sultan yakınlardaysa ondan gün geçtikçe daha çok şikayet etmeye başlamışlar ve asil ruhlu kölenin itibarını zedelemek için ellerinden geleni yapmışlar
Bir gün Sultanın huzurunda bir saraylının diğerine şöyle dediği duyulmuş: Köle Ayaz";ın sık sık hazineye gittiğini biliyor musun? Onun mücevherlerimizi çaldığından adım gibi eminim Sultan kulaklarına inanamamış İşin aslını kendi gözlerimle görmeliyim demiş Duvara küçük bir delik yaptırıp, içeride olanları seyretmeye hazırlanmış Kölenin sessizce içeri girdiğini, kapıyı kapattığını ve sandığa gittiğini görmüş
Orada sakladığı küçük bir bohçaymış bu Bohçayı öpmüş alnına koymuş ve sonra da açmış İçinden çıkan köleyken giydiği yırtık pırtık bir elbise! Aynanın karşısına geçmiş
Kendi kendine, Daha önceleri bu elbiseyi giydiğin zamanlar kim olduğunu hatırlıyor musun? diye sormuş Bir Hiçtin sen 
Hepsi hepsi satılacak bir köleydin ve Allah, Sultanın eliyle sana rahmetinden belki de hiç hak etmediğin nimetler lutfetti Asla nereden geldiğini unutma! Çünkü mal mülk insanın hafızasını uçurur, unutuluşlara sürükler
Şimdi sen de, nimetçe senden aşağı olanlara kibirle bakma ve daima hatırla Ayaz, hatırla! Sandığı kapatmış, kilitlemiş ve sessizce kapıya doğru yürümüş
Hazine dairesinden çıkarken birden Sultanla yüz yüze gelmiş Sultan gözlerini Ayazın yüzüne dikmiş dururken, yanaklarından aşağı yaşlar süzülüyormuş ve boğazı öyle düğümlenmiş ki, konuşmakta güçlük çekmiş
Ve sultan mahmut:Bugüne kadar mücevherlerimin hazinedârıydın, ama şimdi  kalbimin hazinedârısın Bana benim de önünde bir hiç olduğum kendi Sultanımın huzurunda nasıl davranmam gerektiği dersini verdin demiş
|
|
|