07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Pudralı Aynalar
İnsan İçinde İnsan Arıyorum Artık
Suratlar O Kadar Yanıltıyor Ki İnsanı
Ne Çok Pudralı Aynası Varmış İnsanların
Sabah Kalktığımızda Önümüze Serilir Maskeler
O Saatlerde Başlıyor,
Hangi Maskeyi Takayım Telaşları…
Ve Havanın Rutubetine Göre Seçilir Bir Maske
Günün İlk Işıklarında Başlar Artık Dolaşmaya O Maskeyle
İş Yerlerinde, Caddelerde, Sokaklarda…
Etrafa Sahte Gülücükler, Sahte Kelimeler,
Aslı Olmayan Bir Sürü Şey Kendinden Katarlar Hayata 
Nede Çok Kendilerini Kandırırlar
Nede Çok Hayatı Unuturlar,
Nede Çok Yaşamayı Unuturlar,
Nede Çok İnsanlara Bakarlar Bir Körün Şaşkınlığı Misali  
Herkes Birer Seçilmiştir Aslında Bu Dünyada 
Çoğu İnsan Ne İçin Seçildiğini Bilmeden Göç Eder
Sahte Maskeleri Tercih Ederler
Doğuştan Verilen O Safça İnançlarını Gün Gün Kirletirler
Ve Bir Gün Pudralı Aynalarını Kaybederler
Bir Başka Aynadan Bakarlar Yüzlerine,
O Zaman Hakikati Görürler
Korkarlar Kendilerinden
O Telaşla Aynayı Kırıp,
Çıldırmış Bir Vaziyette Koşarlar
Koştukça Bu Ben miyim?
Bu Nasıl Benim? Derler
Sürekli Koşarlar Ve An Gelir Solukları Kesilir
Suçlu Ararlar, Katil Olmak İçin Bahaneler Uydururlar
Onların Artık Ne Sahte Bir Maskeleri
Nede Bir Pudralı Aynası Vardı
Eskiye Dönemezlerdi
Herşeyi Bir Film Şeridi Gibi Düşünürler
Bir Bir Sorgularlar Herkesi Fikirlerinde 
Ama Hiçbir Sonuç Elde Edemezler
Çünkü Onlar Doğuştan Verilen Safça İnançlarını
Kirletmiş, Lekelemişlerdir
Artık Onların Bir Özüde Yoktu
Herşey Sözde Kalmış,
Herşey Basit Bir Hal Almıştır
Ağlamak İsterler Kirlenen Benliklerini Temizlemek İçin
Ama Gözyaşları Sade Ve Sade Yüzlerini Islatır
Dökülen Her Damla Bin Kırıkla
Geri Döner Onların Sahte Benliklerine 
Kendilerine Sorular Sorarlar
Ama Hiçbir Cevap Alamazlar Kendilerinden
Artık Onlar Birer Et Ve Kemik Parçası Haline Gelmişlerdir
İnsanlarla Konuşurlar Onlara Kendilerini Anlatırlar;
Pişmanlıklarını, Acılarını, Hüzünlerini 
Bir Zamanki Mutluluklarından Asla Bahsetmezler
İnsanlardan Teselli Beklerler Anlattıkça,
İnsanların Kendilerine Hak Vermelerini Beklerler
Ama Yine Hayal Kırıklıklarıyla Karşılaşırlar
Çünkü Onlar Vakti Zamanında Kötü Zamanları Hiç Düşünmediler
Ve Sırf Bunun İçin Hep Ters Adımlarla Hayatı Çapraz Bir Şekilde Yürütürler
Hayata Yeniden Başlamak İsterler
Ama Yeni Olan Hiçbirşey Bulamazlar
Hep Eski Yeni Tatlarla Yeni Bir Güne Başlayıp
Gün Gün Pişmanlıklar Denizinde Boğulmaya Başlarlar
Bu Ne Biçim Yazgı? Derler
Artık Onlar Günaha da Girmişlerdir
Suçu Yazgıyı Yazana Atmışlardır
Ve Bir Gün Solukları Kesilir
Artık Göç Etme Zamanı Gelmiştir
Aldıkları Son Solukta Bile Onlar Halen Bedbahttır
Peki, Onlar Neden Bir Türlü Düzelmedi?
Çünkü Onlar;
Pişmanlıklarında,
Acılarında,
Hüzünlerinde,
Hep Başkalarını Sorumlu Tuttular
Onlar Hiçbir Zaman Hiçbirşey İçin,
Hatayı Kendilerinde Aramadılar !
Resul Altunbaş
|
|
|