07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kendinden Kaçmak
Hani böyle,
Davetiyeli hüzünler gibi/
Gelmesi sabırsızlıkla beklenen,
Gelince isyanlara bürünülen parçalanmıslık can’ınkisi
Mutlu olmak için kaygıların/
Tokatların tümünü yüzünde hissetmek gibi!
Oysa daha çok çocuk bu yürek
Bir kez ölmüstüm
–hatırlarsın haziran sıcagıydı/ ellerinin soğuğu-
Gelip içime kurulmuştu benden başka benler
-kavgam onlarla / yıkıp giden seninle-
Hey zaman  
Simdi dök heybendekileri
Geçmisimi yakarım –dahil oldugun her anı-
Şimdim’e dokunma yeter!
-en çok "can" canımı acıtıyor yine-
"İmkansızı isteyin ki mümkün olanın en yücesi sizin olsun " derlerdi hep,
Bundan olsa gerek en iyiyi arayışlarımız  
Gerek ki;
Bazı zamanlar canımın yandığını hissediyorum bu yüzden
Can kırıkları,sevgi kaygıları derken ruh terbiye mi oluyor ne?
Bıraktım bu şehre sığmayı, kendime sığamıyorum  
Ağır geliyor zaman  
Ya da ben bana ağırım işte
Günlerdir aynı soru zihnimde/göz kapaklarımda/alnımda  
''Bir insan bir insanı ne kadar değiştirebilir?''
Yada bir insan özne'siz kaldığı için ertelediği düşlerine,özne bulduğunda bu kadar mı mutsuzları oynar ?
yada insan hiç gelmesini istemediği yaşanacaklarla yüzleşmekten bu kadar mı korkar ?
yada  
yada neyse  
/herneyse ve öyle işte  
Dillendiremediklerimi;
yıllar önce yaşadıklarımı buldum kendimle paylaştığım o birkaç saatlik zaman diliminde  /
tanıdıkça edinilen bir esaretti galiba ruhumun ki  /
ilk görüşte çarpılmaya benzemiyordu duruşum /
hani bilirsin ya,
kafamı gömüp toprağa,
deve kuşları gibi tüm dünyadan ama ençok o lacivertimsi gözlerden soyutlayacağımı sandığım aşk arefelerinden birindeydim işte  
Ne garipti 
insanın aşındırdığı yolları başka birinin ömründen çalması  
"kimden kaçıyorsun" demiştim ruhuma,"
giydiğin gömleğin içinde sıkışıp kaldığı için bunalan kendinden mi?"
"zor  
çok zor "
Hala her sabah ve her akşam cevap bekliyor soru işaretlerim 
insan mutlu olmak için hüzün çeker mi,
sabırsızlıkla beklediklerinden bir gün vazgeçebilir mi?
peki
Hiç buğulu bir çift gözle denize bakabilenle bakamayan bir olabilir mi?
Hiç içinde ırmaklar çağıldayanla çağıldamayan?
Yada ne bileyim işte,
bedeli ödenmemiş mutluluklar bu kadar mı iğreti durur yüzümde?
Alıntı 
|
|
|