07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölüm Kapıyı Çaldığında
Pamuk ipliğine bağlı yaşamlar sürüyoruz 
Bir gün tepemize 9 kg ağırlığında bir cam tuğlanın düşmeyeceğini kim taahhüt edebiliyor?
Ya da iyi geceler öpücüğünden sonra uyanabileceğinin garantisini taşıyan var mı aranızda?
Kapıyı çarpıp gitmek kolay  Peki ya "akşama telafi ederiz nasılsa" derken, akşamı görebileceğinin anlaşmasını yapan yukarısıyla?
Tüyler ürpertici belki 
Ama öyle?
Ölümün ne zaman geleceğine dair duyumu olan hiç kimse yok Yok 
Hepimiz için cevabı aynı, ortak bir tek gerçek var O da bu işte 
  
Ölüm dediğin insanoğlu için ansız zamansız 
Beni tanıyanlar biliyorlar Geçtiğimiz ay can arkadaşlarımdan birinin annesi 4 kat balkonunda çamaşır ipini keserken dengesini kaybedip bir anda balkondan düşüyor Sonra elektrik tellerine takılıyor Teller kopup boğazına dolanıyor Ve elinde bıçakla birlikte yere düşüyor Azrail'in onu götürmek üzere tüm çabalarına rağmen bir ay yaşam mücadelesi verdi canım teyzem 
Hastaneden taburcu ettiklerinde sadece burnundan mama ile beslenecek şekilde uyku halindeydi Ama olsun! Yeterdi?
Başına gelmeyen bilmez Bir nefestir o evimizin içinde Nefesi eksik olmamalıdır yaşantımızdan Varsın uykuda olsun Ama ol-sun!
Maalesef 33 gününde kaybettik teyzemizi Dün yani Yorgun bedeni dayanamadı daha fazla 
Yaklaşık 9 senedir tanıdığım arkadaşımın,canım kardeşimin nasıl çöktüğünü anlatamayacak kadar kötüyüm şu an 
Haberi alır almaz ne kadar eşimiz dostumuz varsa haber vermek,can kardeşime destek için gelmelerini sağlamak istedi içim 
Tamam İsterse milyonlarca kişi olsundu yanında yine eksikliğini dolduramayacaktı annesinin Biliyorum Ama böyle zamanlarda insanın omzunda ne kadar fazla el olursa o kadar çabuk toparlanırdı insan Bunu da biliyorum 
Gitme vakti gelmişti 
Gün batmaya hazırlanıyordu İzmir'de Sabahtan başlayan fırtınayla karışık yağmur bile çekilmişti köşesine Cami avlusunda taziye dileklerini ileten insanlar vardı Doğa suskun gözleri yaşlı 
Arkadaşım, anneciğinin başucundan bir an olun ayrılmadı Yanına gidip ona sarıldığımda duvarda asılı beyaz tahtaya ilişti gözüm Meftanın adı doğum yeri doğum yılı Ardımızda kalan 3 satır yazı sadece Hani kartvizitler? Yok işte!? Halbuki o kartvizitler uğruna çiğnenmiyor muyuz çoğu zaman? Ya da çiğnemiyor mu insanlar birbirini 
Küçük kareler halinde onu gördüğüm anlar geçti gözümün önünden  Kirpiklerimde biriken yaşları görmesin diye arkadaşım, cami dışına attım kendimi O sırada ezan okunmaya başladı Son ezanıydı bu teyzemizin bizlerin arasında tınısına tanık olduğu  Hafifçe tülbenti uçuştu rüzgarda Ve hafifçe yüreğimize dokundu sanki tanrının melekleri El salladı gibi geldi bize 
Sonra can arkadaşımın eşi geldi yanıma Canım kadar sevdiğim bir diğer kardeşim Dedi ki: 'Güçlü olabilirdim ama O'nu (eşinden bahsediyor) böyle görmeye dayanamıyorum Ceyda" Ve tutamadı gözyaşlarını yaslandı yüreğime 
Ben onlara destek olmalıyım telaşesinde bastırmaya çalışırken duygularımı,
Bu kez kendi hayatım geçiyordu gözlerimin önünden 
Cenaze namazı kılındı 
Araçlara bindik sessizce Kabristana geldik 
Bulut buluttu gökyüzü Belki de o yüzden buğuluydu her yan Biraz geride durmayı seçtim diğerlerinden Gözlerim bir gün hepimizin gireceği toprağa kilitlendi Beyaz cüppeli bir imam Bizi son yolculuğumuzda uğurlayacak kadar seven tanışlarımız 
Diğer yanda yeni istirahatgahımız komşularımız  ve toprağın ötesinde bizi bekleyen yaşam  
Başka her şey yalandı 
Hani belki birgün biz de şu çamaşır ipini hallettikten sonra kahve içmeye gideceğizdir arkadaşımıza? Belki torunumuza en sevdiğimiz oyuncağı vermek için sabırsızlanıyor olacağızdır? Belki birkaç dk öncesinde kalbini kırmış olabileceğimizi düşündüğümüz birine 'kusura bakma" diyeceğimiz gelecektir?Ya da uzun zamandır iş güçten aramaya fırsat bulamayan kızımıza oğlumuza telefon açacağızdır?
Bakkal'a borcumuzu verecektik ya da? Köpeğe yemeğini?
Eşimize en sevdiği yemeği yapacaktık  
Mamasında gezmesinde değilim ama Düşünün Herhangi birine sitem dolu bir telefon etmişte olabilirdik ipi kesmeden önce? Annemizi kırmış, arkadaşımıza yalan söylemiş,vicdanımız huzursuz kendimizle kavga ediyor olabilirdik?
Ve bunları düzeltmeyi ertelemiş olabilirdik zihnimizde 
Oysa   
Oysa hangimiz erteleyebiliyor kapının ardındaki azrail'in içeri girmesini?
Hiçbirimiz 
O yüzden istiyorum ki bu hayatı kurallarına göre oynayalım 
Bugün hala vaktimiz varken ertelemeyelim  Kalbini kırdıklarımız varsa şayet; zeytin dalı uzatalım 
Eksilmeyeceğiz inanın 
Ertelemeyelim eşimize, dostumuza 'seni seviyorum" demelerimizi 
Topunu kestiğimiz bir çocuğu, sadece parkta oynayabileceğini söyleyerek mesela? yeni bir top hediye edip sevindirirelim?
Hadi Ne olur  
3 sene 5 sene 10 sene ? ya da bugün, yarın biraz sonra?
Evet 
Maalesef bir gün bu evcilik oyunu mutlaka bitecek  
Bunu sıksık hatırlayın  Özellikle vicdanınız içeride gönül kapınızı tıklattıkça 
Tabi ki insanız Elbet hatalar yapacağız Ama aslolan ders alıp telafi etmektir kırgınlıkları unutmayın 
Yoksa yaşanılanlar değil aldığımız derslerdir bizi büyüten bu yalancı çerçevede 
Ve unutmayın ne olur !
Bir gün selanız okunduğu vakit , belki de sizi son yolculuğunuza uğurlayan şu an içinizde ertelediğiniz O'ndan başkası olmayacak 
Hala vaktiniz varken 
Ne olur  
Düşünün dediklerimi  
Hepinize, son yolculuğunda, geride bıraktıklarına huzurla el sallayabileceği kadar 'dolu" ve güzel bir ömür diliyorum 
Sevgiyle kalın 
Ceyda Arslan
|
|
|