07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Biz Mi İstedik Yoksa Hak Mı Ettik
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım
Hatta babamın bile anahtarı yoktu
Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki  
En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı
"Sokakta oynamak" diye bir kavram vardı yani
Cafelerde, alış-veriş merkezlerinde buluşmazdık
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya-zıplaya yürüyerek gelirdik eve  
Servis falan yoktu
Ayakkabılarımız eskirdi
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar, oyuna bile dalardık  
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi Susayınca girer evlerine su içerdik
Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatılır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik  
Kısacacı içimizden evine gidip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi
Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu  
Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar, oyun bitince geri alırdık
Çok garip ama kimse almazdı  
Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi
Düşünce kaldırılır, kavga edince barıştırılırdık
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı  
Sonra kavgalarımız da öyle usturayla falçatayla olmazdı,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi;
en fazla birbirimizin saçından çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık  
Birbirimizin suyundan içer, elmasından dişlerdik
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık
Azar işitip, acillere taşınmazdık  
Düşerdik kafamızı çarpardık, ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik
Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik  
Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki  
Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem  
Evimizi kendimiz temizlerdik, hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri  
Evlerimiz var içinde yaşayan yok
Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler ve buralara girip çıkan yapay insanlar  
Ruh yok, buz gibi; bu biz değiliz  
Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız; onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu
Ben kapılarında ''vale''lerin, ''badigard'' ların beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana
Benim değildir bu kültür
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni ve ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk
İyi de neden böyle olduk?
Biz mi istemiştik ?
Yoksa hak mı ettik?
Ya sizce ?
alıntı
|
|
|