Konu
:
Yaşasınmı Ölsünmü
Yalnız Mesajı Göster
Yaşasınmı Ölsünmü
07-11-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Yaşasınmı Ölsünmü
Genç doktor yeni doğmuş bebeğe dikkatle baktı
Birkaç kilo ağırlığındaki kırmızı bir et parçasıydı bu
Erkekti
Bir bacağı ötekinden oldukça kısa idi
Bebek kentin yoksul mahallelerinden birinde yaşayan çok yoksul bir ailenin onuncu çocuğu olarak dünyaya gelmişti
Üstelik istenmemiş bir çocuktu
Doktor bir an düşündü
Bebeğin yaşaması da yaşamaması da elinde idi
Gerekli işleri yapmazsa çocuk ölebilir kimse de bir şey diyemezdi
Böylece ana ve baba bir yükten kurtulmuş olurdu
Aile çul çuval içinde zar zor geçiniyordu
Dokuz çocuğun hemen hepsi cılız ve hastalıklı idi
Böyle bir çaresizlik yuvasına gidecek olan bu bebek de sürüne sürüne yaşayacak toplumun başına dert olacaktı
Bunun dışında çocuk hayatı boyunca arkadaşlarının alaylarından itip kakılmalarından da kurtulamayacaktı
Kendisine belki “topal karga” diye bir ad takacaklardı
Bu ad bile onu yaşamı boyunca rahatsız edecekti
Genç doktor çaresiz hastalıklara yakalanmış olanların ıstırap çekmemeleri için öldürülmesi yanlısı idi
Bu yüzden eski Yunanlılarda Sparta’da sakat hastalıklı bebeklerin topluma yük olmamaları için bir uçurumdan aşağı atılarak yok edilmelerini yerinde buluyordu
Doğada güçsüz ve sakat olanlara hayat hakkı tanınmıyordu
Hayat için savaşımda bulunamayacak her canlı yok olup gidiyordu
Oysa sadece insanlar sakatlar hastaları yaşatmak için çalışıyor; bundan da pek çok sorunlar doğuyordu
Evet bebeğin hayatı da ölümü de genç doktorun elindeydi
Birden aklına daha öğrenci iken fakültede arkadaşları ile yaptığı tartışmalar geldi
Bunların hemen hepsi doktorun görevinin her ne pahasına olursa olsun hastayı yaşatmak olduğunu savunuyorlardı
Tıp mesleğinin babası Hipokrat doktorun görevinin hastayı yaşatmak olduğunu 2300 yıldan çok önce söylememiş miydi? Bütün doktorlar okulu bitirirken ünlü bilgininin bu konudaki sözlerini meslek yemini olarak tekrarlamıyorlar mıydı?
Bütün bu düşünceler doktorun aklından birkaç saniye içinde yıldırım hızı ile geçti
Yitirilecek zaman yoktu
Kesin kararı hemen vermesi gerekliydi
Bebek yaşasın mı yoksa ölsün mü?
Sonunda insancıl yanı ağır bastı
Onu kurtarmaya karar vermişti
Körpecik mini mini ciğerlerinden hafif bir çığlık yükseldi
Fakat doktor hala kuşkuda idi
Acaba iyi yapmış mıydı?
Aradan uzun yıllar geçti… Yaşadığı olaylar karşılaştığı sefalet sahneleri kendisine yepyeni düşünceler kazandırmıştı
Şimdi her şeyi bambaşka bir gözle görüyordu… Doktor zengin semtlerinde epey para kazandıktan sonra yoksul semtlerden birinin göbeğinde açmıştı yeni muayenehanesini
Şimdi birçok hastaya parasız bakıyor ilaçları bile parasız olarak kendisi veriyordu
Doktor hayatını böyle sürdürürken bir gün büyük bir felaketle karşılaştı
Biricik oğlu eşi ile birlikte trafik kazasında öldü
İki yaşındaki kızları annesiz ve babasız kalmıştı
Doktor torununu büyütmeye başladı
Kazanın üstünden on yıl geçmiş ve kız 12 yaşına gelmişti
Bir gün yatağından kalkamadı
Boynu kaskatı olmuştu
Kollarında bacaklarında tuhaf ağrılar belirmişti
Yürüyemiyordu
Hastalığına önce çocuk felci teşhisi kondu
Ancak sonradan bu hastalığın az rastlanır virüslü bir hastalık olduğu anlaşıldı
Hastalık o kadar az görülen bir türdendi ki tıp kitaplarında bile bu hastalığa yer verilmemişti
Doktor kaç yıllık meslek hayatında böyle bir hastalıkla karşılaşmamıştı
Çaresizdi
Ne olacaktı? Sevgili torunu her an başkasının bakımına bağlı bir hayat mı sürdürecekti?
Bir gün bir arkadaşı kendisine genç bir doktordan söz etti
Bu genç doktor bu tür hastalıkları iyileştiren bir yöntem bulmuş bu iş için bir de hastanemsi bir yer açmıştı
Doktor hemen genç doktora telefon ederek bir randevu aldı
Kararlaştırılan günde torununu götürdü
Genç doktorun adı kendisine yabancı gelmiyordu
Doktor iyice topallıyordu
Bir bacağı ötesinden epeyce kısa idi
Sakat bacağına ısrarla bakıldığını gören genç doktor gülümsedi: “Ayağıma bakıyorsunuz değil mi? Doğuştan böyleyim
Bu yüzden okul arkadaşlarım bana topal karga adını takarlardı… Adımı hastanede beni dünyaya getiren doktor koymuş
”
Doktorun rengi birden uçtu
Ağzı kurudu
Yutkunması zorlaştı
Demek yıllar önce dünyaya getirdiği ailesine ve topluma yük olmasın sefalet içinde yaşamasın diye bir an önce ölümün kucağına bırakmayı düşündüğü bebek bu doktordu
Yıllar önce ne kadar da kör birisi olduğunu düşündü
Ayağa kalktı
Torununun kısa bir süre sonra iyileşmesine vesile olacak bu sağlık canlılık ve insan sevgisi dolu ışıl ışıl bir genç olan doktora elini uzattı
Kapıdan çıkarken de kendi kendine:
“Topallık körlükten çok daha iyi bir özürmüş” diye mırıldandı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul