07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Öfke Büyürken
Sabah evden çıktınız, işe gidiyorsunuz Bir bakıyorsunuz ki caddede iki kişi birbirine sille-tokat girişmiş Birisinin burnunun kanadığını fark ediyorsunuz
Görmemiş gibi yaparak geçip gidiyorsunuz
Biraz ileride iki araba kafa kafaya gelmiş Önemli bir hasar yok ama iki adam dışarı çıkmış birbirlerine ağza alınmaz küfürlerle saldırıyorlar
Bunu da duymamış gibi davranıyorsunuz
İşe geliyorsunuz ki feci bir gerilim var Hava elektrikli, insanlar birbirleri hakkında söyleniyor, diş gıcırdatıyor Sonunda beklenen oluyor ve iki kişi arasında bir tartışma patlayıveriyor
Bir arkadaşınız elindeki evrakları bir başka arkadaşınızın suratına çarparak “Yetti be artık, canımdan bezdim, arkamdan iş çevirme!” diye haykırıyor
Birkaç kişi kavgayı ayırıyor Siz görmezden gelmeye çalışıyorsunuz
Akşam eve dönerken bir kapkaççı, bir kadının çantasını çalmaya teşebbüs ediyor Yoldan geçenler genç kapkaççıyı yakalayıp eşek sudan gelene kadar dövüyor, ağzını burnunu kırıyorlar Polis düdükleri duyuluyor
Trafik sıkışmış Herkes birbirine el kol işarete yaparak kornalar basmakta Cehennemî bir gürültü var ortalıkta
Bunların hiçbirine aldırmayıp eve geliyorsunuz; o gün hiçbir olaya karışmamadan kendinizi eve atmanın huzurunu yaşamak istiyorsunuz
Ama olmuyor İçinizde bir kasılma, bir sertlik, bir korku var
Size hiçbir şey olmadı, hiçbir olaya karışmadınız ama yine de gün boyunca karşı karşıya geldiğiniz olaylar sizi gergin kıldı Artık siz de her an patlamaya hazır bir bomba gibisiniz
İşte Türkiye’in hali bu
Ortalıkta o kadar çok kavga, o kadar çok gerilim var ki; hiçbir olaya karışmasanız bile siz de ister istemez nasibinizi alacaksınız bu ortamdan
Havadaki nefret neredeyse elle tutulur hale gelmiş
Parti başkanları birbirlerine en ağır dille saldırıyor, bağırıyor, haykırıyorlar
Gazetelerde köşe yazarları birbirlerine küfür ediyorlar
Ekrana çıkanların çoğu neredeyse birbirini dövecek halde
Bu ortamı paylaştığınız zaman bir şeye karışıp karışmıyor olmanızın bir anlamı yoktur
Ortamınız budur Soluduğunuz havada nefret vardır İster istemez etkilenir, fark etmeden siz de birilerine bela okumaya başlarsınız
İşte hal-i perişanımız bu
Oysa hepimize bir tek ömür verilmiş Bir süre sonra paydos zili çalacak ve ebedi uyku başlayacak
O zaman ne kavgaların farkında olacağız, ne nefretlerin
Bu kısacık ömrü, bu kadar büyük ihtiraslarla, ego çarpışmalarıyla, sen ben horozlanmalarıyla tüketmeye değer mi?
Bu hayatta aşk var, aile, dostluk, sanat var, kendinden geçerek kahkahalar atmak var
Bunu yapmak yerine niye dişlerinizi sıkarak, birilerinden öç almaya çalışarak yaşayacaksınız ki
Değer mi?
zülfü livaneli
|
|
|