Konu
:
Hayat Denen Fukara
Yalnız Mesajı Göster
Hayat Denen Fukara
07-11-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hayat Denen Fukara
Hayat Denen Fukara - Hikaye
Herşey hayatın tutsağıydı
Küçük bir dünya ve ona sığmayan umutlar
Yaşamak için yaşamak modaydı bizim yalnız sokaklarımızda
Acı bir tebessüm vardı çay bardaklarımızda
Biz hayatı o çay bardaklarından yu-dumluyorduk
Başımızmız öne eğiktisırtımızda biraz kamburcaydı
Yaşayan ölü dedikleri olan biz böyle bir romanın baş kahramanlarıydık
Bizler dikenler içinde gül toplamayı heves sayardık
Bizim hevesimizde dikenlerin acısı vardı
Acılarımızı dinleyen pek burjuva lakaplı insan bulamazdık
Kaldırımlardı acılarımıza hayat yoldaşı
Bir sohbete başladık mı değmeyin keyfimize Yalnızlık mı istiyorsun? Sohbeti bizde
Hayaller mi? Yoksa umutlar mı? Sen söylemene bak
Bizim yüreklerimizde dertlerin kokusu vardı
Biz yüreklere ağıt yakardık
Hiçbir zaman taze aşımız ve ekmeğimiz olmadı bizim
Taze ekmek gördük mü gözlerimiz sanki yerinden fırlardı
Doya doya yemek için can atardık ama sadece kokusuyla yetinirdik
Çünkü biz hayatın bize oynadığı oyunun kötü jönleriydik
Sanki yenilmek için doğmuştuk
Yenilenlerin yok olmak isteyipte olamadığı bir dünyaya armağandık
Kollarımız taşıyamayacağı bir yükün altında nefes alıp veriyordu
Düşecek gibi oluyor ama ayaklarımız ona inat biraz daha dayan diyordu
Biz sabır yığını denen arkadaşla hiçbir zaman ayrılmayan dost olmaya karar vermiştik
Gözyaşlarımızda akıp giden hayatın damlaları vardı
Ve de üç beş sayfaya bile sığmayacak yıllar
Ama ömürlere fiyaka atan yıllardı
İnsanlar dostluklarını mağaraya hapsedip gün ışığından mahrum bırakırken biz hiçbir zaman sıcak olmayan gözyaşlarımızında karıştığı soğuk çorba artıklarını yudumluyorduk
Bizler kumar masalarında saatlerce oturan para delilerinin zarlarıydık
Hiçbir zaman onlara şans tanımazdık
Yenilince hep talih dedkleri kör bir kavrama inanırlardı
Ama onlar kendilerine yenildiklerinin farkında bile değillerdi
Hayat oyununda sadece sahnedeki döşemeydiler
Biz bu döşemelerin üzerinden sıçrardık sahneye
Bizim sahnelerimizde seyircide yoktu
Seyirci bizlerdik
Ağlayanda ağlatanda bizlerdik
Ve biz hiç bitmeyen hayat oyunun tek alkışlanmayan kahramanlarıydık
Bizim aşklarımızda olmazdı
Bizlere hiç kimse sevilme hakkı tanımazdı
Kanunlarında bu yoktu
Kanunlarında bizim gibi sokakta yaşamaya mahkum olanların yalnızlıktan başka kapısı olmayanların yeri yoktu
Biz hiç kızmazdık onlara
Çünkü biz kırık bir kalbi olan insanoğlundan başka bişey değildik
Ve biz her zaman aşkı yaşadık sayardık
Bize göre aşk rüzgar estiği zaman insanın gönlünü uçurtmaya bağlamasıydı
Rüzgar esince göklerdeydi ama esmeyince yerini ne biz ne de başkaları bilebilirdi
İnsanlar sıcak yuvalarında aşklarını tazeleye dursunlar bizler ayak uçlarımızın dışarıda kaldığı ayakkabılarımızı boyardık
Ne ile mi? Suydu bizim boyalarımız ellerimizdi fırçalarımız
Bir öksüzde bir türkü tüttürdü mü bir yandan boyar bir yandan ağlardık
Ve ağlarken hiçbir zaman gülmeyi unutmazdık
Soğuk gecelerde uzanırdık yastıktan yumuşak gelen kağıt parçalarına
Rüzgardı bizim yorganımız bazende annemiz olurdu üşüdüğümüz zaman üzerimize titreyen
Biz böyle yaşardık bu hayatı
Bu hayatın üvey evlatlarıydık
Vurmuştuk hayatın çanlarına eskiden kalma bir alışkanlıkla
Bu çandan çıkan ses bizim seslerimizdi
Kimse cesaret edemezdi bu sesleri tanımaya
Haklıydılarda kendilerine göre
Saçlarımız hayatın kötülükleri kadar kirliydi
Çehremiz güneş renginden uzak karanlık bir kuyu izlenimi veriyordu
Tırnaklarımız desen uzun bir yolun bitmek bilmeyen yolcularıydılar
Ve bizler -bu yolculuğun değişmez kahramanları- hayatın masum gibi görünen alnından öpmeye doğru yol alıyoruz
Acılarımızla yanlızlıklarımızla ve öfkenlendiğimiz zaman bile yüzümüzde ki gülümseyişle
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul