Prof. Dr. Sinsi
|
Munzur Kokusu Bir Sevdadır
Munzur Kokusu Bir Sevdadır - Nuri Can
Munzur bir yaşamdır, bir töre, bir yoldaş, bir çağrı Bir umut, bir isyan, bir dost, bir inanç, bir bilge Munzur kokusu bir sevdadır yüreklerde hiç bitmeyen
Munzur dağ kokardı, toprak kokardı ama kokusuna rengarenk çiçek, çeşit çeşit bitki kokusu, yamaçlardaki kar kokusu, güneşin pırıl pırıl parladığı mavi gökyüzü kokusu da karışırdı  
Her bahar sevinç ve sevgi kokuları çiçek kokularına karışarak buharlaşan Munzurun eşsiz güzellikteki sevda kokusuydu bu  Her sabah uyandığımda dışarı çıkar doyasıya Munzurun kokusunu içime çeker, delicesine sevinirdim  Geceleri parıldayan yıldızların sevgileriyle doldururdum yüreğimi, yoldaş olurdum çoban yıldızının yalnızlığına
Çocukluğumda Munzur kokusuna bayılırdım Hele yayla zamanı gelipte köylüler göçe başladığında Her bahar çevreyi rengarenk çiçek ve çeşit çeşit bitki kokusu sarardı  
Munzurun o tertemiz kokusunu ve güzelliğini Munzur dağından başka dünyanın hiç bir yerinde bulamadım  Dünyanın bir başka yerinde asla olacağını sanmadığım ve rüzgarların dünyanın hiç bir yerinde getiremiyeceği kokuları, hiç bir ışığın aydınlatamayacağı renkleri, gül Yağmurlarıyla en süzülmüş sevgilerden süzüp gün akıtırdı içime Yıldız yıldız, nakış nakış, buram buram, serin serin  Dostluğu ve umudu çoğaltmak, etrafa dağıtmak ve ufukların taa ötesini göstermek istercesine  
Bazı dostlarım ısrarla Munzurla ilgili sorular sorarlar bana, üç beş cümleyle nasıl anlatılabilir ki Munzur Bu duyguyu anlayabilmek için orada doğmak, yaşamak, büyümek, anlamak lazım, derim
Sevgiler vardır hani hiç bitmeyen, eksilmeyen, tükenmeyen, yaşadıkça büyüyen Bir narin çiçek gibi her gün yeniden yeşeren insanın iç derinliklerinde Hani ulaşılamayan sevgiler olur ya, hiç sulanmadan, güneş görmeden büyüyen çiçeklere benzeyen sevgiler Benim sevgim de öyle bir sevgi Varmaz dilim çoğu zaman bu büyük aşkı anlatmaya Sadece yüreğim vardır bu aşkı kutsayan, yalansız, içten haykıran
Munzurda sağlık fışkırır, dostluk ve umut fışkırır Oralarda yaşayanlar yoksul da olsalar, ilaçsız, ağrısız, sızısız yaşarlar Ortalama yaş oranı 80 dir Araştırın yüz yaşını aşmış bir çok insana rastlarsınız
Oralarda ne hava kirliliği, ne trafik yoğunluğu var Kentlere göre köylerin, yaylaların durumu karşılaştırma kabul etmeyecek derecede temiz ve sağlıklıdır İnsanlar, hayvanlar iç içe doğayla başbaşadır Sessiz, sakin ve telaşsız yaşarlar  
Munzur ki, benim düş bahçemdi, sevgi dağımdı Upuzun, derin vadilerin içinde Ninemle yürümeyi, onun güzel masallarını dinlemeye bayıldığım yerdi
Ne güzeldi çocukluğumun ve ilk gençlik çağımın ardına düşüp gezinmek dağ, bayır Munzuru Munzur ki, yüreğimin büyülü masaldağıydı Çocukluğumu, ilkgençliğimi koynuna bıraktığım sevdam, menekşe gözlümdü
Ondört, onbeş yaşlarında evlenen gençlere imrenirdim, onlara hayranlıkla bakar, bir gün belki benim de eşim ve güzel güzel çocuklarımın olacağını düşlerdim  Munzurun o eşsiz kokusu da düşlerime eşlik ederdi  
Ah kadasına, belasına baş koyduğum Munzur, bil ki senin özlemindir yaşamımı anlamlı kılan Bilki bir gün hüzünlerimi burda bırakıp ölümüne de olsa geleceğim sana, öpeceğim toprağını  Unutma beni  
Buralar Munzur kokmuyor Ben Munzurun taze, temiz, serin kokusunu özlüyorum ve belki de asla bir daha o eski kokuyu bulamayacağım, çünkü o koku ayrıca çocukluk düşlerimin de kokusuydu Unutma Munzurun çocuğuyum ben, Munzur da doğdum, Munzurun sütünü emdim
Çocukluk ve ilk gençlik düşlerimde kaldı o kokular belki Belki de ne kadar koklarsam koklayayım, asla o günlerdeki başımın döndüğü kadar dönmeyecek başım  Ama olsun yine de bütün sevinç ve sevgimle gideceğim, seveceğim Munzuru  
Düşünüyorum da şimdiki çocuklar, gençler bilgisayar, internet gibi, binbir çeşit elektronik oyuncaklar ve televizyonla büyüyor kent yerlerinde, doğayla bağı kopuk bir biçimde onlar doğayı, bağı, bahçeyi, dağı, ekini, bostanı, toprağın kokusunu, doğal yaşamı nerden bilsinler
İstanbulda Amsterdamda, Bonda Londrada Pariste toprak kokusu yok ki İs kokusu, kömür, eksoz kokusu, çöp kokuları var Dağ kokusu yok  
Aslında kentler çocuk büyütülecek yerler değil diye düşündüğüm çok olmuştur, dağ kokusu yok oralarda, doğal insan kokusu yok Her şey yapay, herkes, herşey paraya endeksli, herkeste bir hırs, bencillik ön planda ama neylersinki kısılmış kalmışız kapana bir kez
Oysa benim sevdiğim koku, insanın insanı sömürmediği, insanın insanı ve duygularını parayla satmadığı, satın alamadığı, kırık yüreklerin acısını, yüreğinde taşıyan, asla yalanı, dolanı bilmeyen o saf köylü çocukluğumun sevdiği kokuydu bu koku  
Elma ağacının çiçek kokusuydu, yemyeşil kırların, uçsuz bucaksız yamaçların kokusu, kar kokusuydu, ninemin bitmez tükenmez sevgi kokusuydu
Şu diyar-ı gurbette insanın geldiği yerleri araması, vatanına, sevdiklerine hasret kalması ne kadar da hüzün veriyor insana, ne kadar da acı veriyor
Bütün bu güzelliklerin kıymetini ise yıllar sonra ayrı düştüğümüzde fark ettik ey sevgili Munzur
Zaman rüzgâr oldu, yaprak gibi dört bir yana savurdu hepimizi
Nice güzellikleri paylaştık seninle ey Munzur Nice değerin ve derinliğin farkına seninle vardık Ömrümüzün en güzel, en taze, en saf yıllarında; insan olmanın güzelliklerini senin pınarından yudumladık Bilmeyenlere, tanımayanlara, seni anlatmak o kadar zorki, bütün tanımlar yetersiz kalıyor Hiç bir tanıma, aşka, sevgiye güzelliğini sığdıramadım, bağışla
Şimdi o kadar yorgun ki, bedenimiz Ve o kadar ağır geliyor ki yüreğimiz yüreğimize buralarda Ya yüreğimiz kaldıramayacak özlemimizin yükünü gün gelecek, ya dayanamayıp bırakacağız ellerimizden bir gün yüreğimizi Ama seni asla ve asla unutmayacağız Sende unutma bizi ey kokusunu özlediğim Munzur  
Nuri Can
|