07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İşık Ve Karanlık
Işık Ve Karanlık Yazısı - Işık Ve Karanlık Köşe Yazısı - Can Dündar Yazıları - Can Dündar Işık Ve Karanlık Yazısı
Kırmızı halılar serilmiş şık sokaklar  
Işık giydirilmiş dev yılbaşı ağaçları  
Sokağın ufkunda samanyolu gibi parıldayan avizeler…
Süslü çamlar üzerinde vaatkâr hediye paketleri  
Yol boyu dans gösterileri  Özel tasarım yılbaşı mankenleri…
“Brasserie”lerden, “bistro-bar”lardan yükselen kahkaha sesleri  
Rengarenk vitrinler, elinde paketlerle vitrinlerin önüsıra gezinen havalı hanımlar, beyler  Onları içeri buyur eden eli çıngıraklı Noel babalar  
Alışverişten, gösterişten, eğlenceden yorgun Nişantaşı  
* * *
Semtin ışıltısı öyle cazip ki, şehrin uzak, karanlık köşelerinden ışığa koşan kelebekler gibi toplanıp geliyor yerli turistler  
Geçen hafta onlardan birkaç genç kız, süslenip püslenip koşuşmuşlar Nişantaşı’na  Ama semtin en göz alıcı caddesinin, Abdi İpekçi’nin yerini bilmiyorlarmış
Yolda gördükleri ilk kadına sormuşlar:
“-Abdi İpekçi Caddesi ne tarafta acaba?”
Evinin etrafındaki tantanadan yılgın, etrafa bakmadan yürümeye çalışan kadın, dönüp gülümsemiş; caddeyi tarif etmiş Hatta kızlar “Nerelere gidebiliriz” diye sorunca çevredeki birkaç resim galerisinin yerini göstermiş
Kızlar sormamışlar; ama yolu tarif eden kadının adı Nükhet İpekçi imiş  
Aradıkları sokağa adını veren adamın kızı yani  
Ne hissetmiştir dersiniz?
* * *
Ülkemizin en aydınlık caddesinin, ülkemizin en karanlık cinayetine kurban giden bir gazetecinin adını taşımasındaki tuhaflık düşündürmüyor bizi  
“Aydınlanmayı” bol ampul yakmaktan ibaret görüyoruz
Belki de asıl karanlığı örtüyoruz onca ışık yakarak…
Hoş, diyeceksiniz ki; “öyle bakarsak pek az caddeyi aydınlatabiliriz ”
Haklısınız Ben de aydınlatılmasın demiyorum zaten; hatta mutlu oluyorum bu ışık şöleninden; ama elimiz değmişken caddelerin aydınlatılmasına gösterdiğimiz gayreti, biraz da caddeye adını verdiklerimizin cinayetlerinin aydınlatılmasına göstersek olmaz mı?
Biri diğerine engel değil ki?
* * *
Bu arada iki şehri de bilen biri olarak bu yılbaşında İstanbul’u bir Batı başkenti gibi parıldatan ışık şenliğinin tersine, Ankara’nın kesif bir karanlığa gömüldüğünü de belirteyim
Bu, “Belediye çam süsleyip ağaç ışıklandıran esnafı cezalandırıyor” söylentisinden mi kaynaklandı, esnafın kendi korkaklığı mı bilmiyorum; ama bunca yıldır Ankara’yı hiçbir yılbaşı bu kadar ışıksız görmedim
Eski başkent parıldarken yenisinde gözden düşmüş şehirlere özgü bir taşra loşluğu var
Sanki 80 yıllık bir meşale el değiştiriyor gibi  
Bu, son 10 yılda hızlanan bir gözden düşmenin, sönükleşmenin en görünür simgesi…
* * *
Bir şehrin ışıldaması uğruna öbürünün sönmesi, birileri mutlu yaşasın diye diğerlerinin mutsuz ölmesi, Kürtlerin sevindiğine Türklerin üzülmesi… ya da tersi…
Bu uğursuz tahterevalli, toplu bir mutluluğu esirgiyor bizden…
2011, hepimizin birden aydınlanıp sevindiği, kardeşçe yaşayıp gönendiği bir yıl olsun  
Dileğim bu  
Can Dündar
|
|
|