Prof. Dr. Sinsi
|
Valide Sultan Ve Hürrem Sultan
Anneyle Hürrem Arasındaki Çekişme Yazısı - Reha Muhtar - Anneyle Hürrem Arasındaki Çekişme Köşe Yazısı - Reha Muhtar Yazıları
Bir televizyon dizisinin tarihten kırpıştırdığı kırıntılar, atalarımızın hayatlarını bizler gibi “insan” gibi yaşadığını gösteriyor  
Viyana kapılarına dayanan, üç kıtaya bayrak diken Muhteşem Süleyman da bizim gibi aşık oluyor  
O da gülüyor  
O da bir kadının cilveleriyle kendinden geçiyor  
Onu elde etmek için de iki kadın savaşıyor  
Onun annesi Valide Sultan da bu savaşta ilk erkek çocuğu Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan’ı tutuyor  
Yeni olan Hürrem’i zindana attırıyor  
***
Çok değerli bir erkek evlat  
Bir anne ve ona çocuk verip aralarında kıyasıya savaşan iki kadın  
Ne kadar bize benzeyen bir öykü bu  
Annesinin “Hürrem’i zindana attığını” öğrendiğinde, ertesi sabah hergün ziyaret ettiği annesini ziyaret etmeyen Kanuni ne kadar gerçek hayatın içinden bir parça  
Ne kadar sevimli  
Aşık bir erkek haliyle ne kadar duyarlı  
***
Osmanlı’nın bu muhteşem imparatorunun, hayatının insani yönleriyle bilinmesinin ve izlenmesinin, onun “muhteşemliğini ve karizmatikliğini zedeleyeceğini” düşünmek, onun anısını rencide edeceğini varsaymak, hayatı yok saymak demek  
Lady Diana‘nın ölümünü hatırlayorum şimdi  
Diana, Prens Charles’ın karısıyken, Mısırlı bir işadamının arabasında kaza geçirdi  
Kraliyet ailesi, tıpkı bizde “Kanuni dizisinin yasaklanmasını isteyenler gibi”, Diana’yı aforoz ettirmeye çalışıyor, onun cenazesine katılmamayı düşünüyordu  
Günlerce Londra dışındaki şatolarında kaldılar, sırf cenazeye katılmamak için  
Oysa halk, inişli çıkışlı hayatı olan, kendilerine benzettikleri duygusal Diana’yı sevmişti  
***
Diana’nın hayatı İngiliz Kraliyet ailesi için aforoz edilecek bir hayat olabilirdi  
Ne ki, halk çiçeklerle, sevgi seli haline gelen gözyaşlarıyla Diana’yı uğurlamak istiyordu  
Kraliçe Elizabeth‘i, İngiliz Başbakanı Tony Blair neredeyse ültimatom vererek ikna edebildi  
Diana kazanmıştı  
Halk kendisi gibi olan kadını, çok sevdiği Kraliçe’ye karşı ezdirmemişti  
Çünkü Diana onlar gibi etten, kemikten, duygudan ve zaaflardan oluşan bir insandı  
***
Viyana kapılarına dayanmış  
Babasının ve dedesinin yapamadığını yapmış Rodos’u almış  
Üç kıtaya Osmanlı’nın bayrağını dikmiş  
Bunlar bir “kahramanın” kahramanlıklarından kesitler  
Ancak o kahraman, bir süpermen değil  
O kahraman bir insan  
Bizim gibi etten, kemikten  
Duygudan, sevgiden  
Onun da aşık olduğu bir kadın var  
Onun için de savaşan bir başka kadın var  
Onun da bir annesi var  
O annenin oğlunun bir ara ortada kaldığı bu gönül savaşında tuttuğu taraf var  
Onun da annesine karşı serzenişleri var  
***
Kanuni’yi sevdim  
Hayatındaki kesitlerden sevdim  
Hürrem’e olan aşkıyla sevdim  
Hürrem’in cilvelerinden, gerçek bir erkek gibi etkilenmesinden haz aldım  
Aşık olduğu Hürrem’i, sarayın hakimi annesine karşı korumasından keyif aldım  
İnsan Kanuni’yi, zafer kazandıran Kanuni’den daha büyük bir ilgiyle izledim  
***
Çünkü kahramanların kahramanlıkları zaten tarih kitaplarında yazıyor  
Oysa kahramanların “insanlıkları, hayatları, cesaretleri, zaafları, iradeleri” bizden olan tarafları daha bir ilginç, daha bir yakın  
Ben iddia edilenin aksine Mustafa filmini de ağır duygusal türbülansların içinden geçerek seyrettim  
O filmi izledikten sonra hiç de bazılarında olduğu gibi, Atatürk gözümde küçülmedi  
Tersine büyüdü  
Yalnızlıkları ve insanlıkları, beni ondan uzaklaştırmadı  
Beni ona yakınlaştırdı  
***
Dün interneti karıştırırken, şair Mustafa Çimen tercümesinden Kanuni’nin büyük aşkı Hürrem’e yazdığı Gazel’i okudum  
***
KANUNİ’NİN HÜRREM’E YAZDIĞI GAZEL
Benim birlikte olduğum,
sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım,
güzellerin şahı sultanım
Hayatımın, yaşamımın
sebebi Cennetim,
Kevser şarabım,
Baharım, sevincim,
günlerimin anlamı, gönlüme
nakşolmuş resim gibi
sevgilim, benim gülen gülüm,
Sevinç kaynağım, içkimdeki
lezzet, eğlenceli meclisim,
nurlu parlak ışığım,
meş’alem
Turuncum, narım, narencim,
benim gecelerimin, visal
odamın aydınlığı,
Nebatım, şekerim, hazinem,
cihanda hiç örselenmemiş, el
değmemiş sevgilim
Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı,
Hazret-i Yusuf’um,
varlığımın anlamı,
İstanbul’um, Karaman’ım,
Bütün Anadolu ve Rum
ülkesindeki diyara bedel
sevgilim
Değerli lal madeninin çıktığı
yer olan Bedahşan’ım ve
Kıpçağım, Bağdad’ım,
Horasan’ım
Güzel saçlım, yay kaşlım,
gözleri ışıl ışıl fitneler
koparan sevgilim, hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim
senin boynunadır, çünkü
bana eza ederek kanıma sen
girdin, bana imdad et, ey
Müslüman olmayan güzel
sevgilim
Kapında, devamlı olarak seni
medhederim, seni överim,
sanki hep seni öğmek için
görevlendirilmiş gibiyim
Yüreğim gam ile,
gözlerim yaşlarla dolu,
ben Muhibbi’yim,
sevgi adamıyım,
Bana bir şeyler
oldu, sarhoş gibiyim
Bir hoş hale geldim
Reha Muhtar
|