07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hasta Ruh Vesahtelik
Hayatta hiçbir şeyi tam istediğimiz şekilde olduramayız Rol modellerimize ayak uyduramayız Kendimizi hep eksik ve başarısız buluruz
Oysa çok büyük şeyler yaparız farkında olmadan Mozaik bir beton oluşur başarı kırıntılarından
Başarısızlıklar da böyledir ama can sıkıcı oldukları için onları gözümüzde daha büyütürüz Başarıları unuttuğumuz kadar kolay unutmayız Kendimize ve çevremize haksızlık yaparız başarısızlıklarımız yüzünden Aslında onların da fazla etkisi yoktur Olsa da zamanla önem yitmiştir
Her bir başarısızlık ve kayıp tek başına insanı yıkamaz Üzülmekten kahrolmaktan haz alırız Fakat sevinmeyi başaramayız Suçlamayı, sabırsızlığı, hakareti, küçümsemeyi de çok iyi biliriz
Öz eleştiri yapamayız Şükrü bilmeyiz Öfke ve intikam bizim doğal hakkımızdır adeta
Biz şuyuz, biz buyuz demek hoşumuza gider
Benciliz ve küçümsemeyi severiz
Dünya bizim için yaratılmıştır Biz mutlu edilsek yeter
Eşler eş midir yoksa eş terbiyecisi mi?
Eş sahiplenir mi insanı? Üzerimizde ne kadar hakları vardır?
Evlilik bir ortaklıktır Ortaklıklar zor yürür ama güçlü olur
Mutluluğu ve özgürlüğü kısıtlar ve bu yüzden nefislerimize şirin gelmez
Fakat yine de insanlığın geleceği için en emin yoldur Evlilikte de garanti olan bir şey yoktur
Hayatta nasıl hiç bir şey tam istediğimiz gibi gitmezse evlilik de aksayabilir Hayaller sonlanır ve bitebilir Evliliğin bitmesi de dünyanın sonu değildir Belki de kazançtır duruma göre Ya bir çıkış bulunur ya yeni bir yol açılır
Kınadığımız her şey başımıza gelir
Kınadığımız her şey başımıza gelir
Kınadığımız her şey başımıza gelir veya gelme ihtimali yüksektir
Hayatta her durum insan için yaratılmıştır
Kınadığımız hayatları yaşamak istemez miyiz bazen?
Asla derken ihanete uğramak çok mu uzak sanırız?
“ Hadi ya bu da olmaz” gibi şaşkınlık ifade eden söz ve cümleleri ne çok duyarız Çok defa yargısız infazlar yaparız Gün gelir asmayı düşündüğümüz insanın yaptığı eylemi yaparız
En sevilenden, en olmaz yerden, en derin yarayı yeriz
Delirebiliriz, sapıtabiliriz, hırsız ya da yalancı olabiliriz Katil ya da terörist bile olunabilinir hayatta İnsanı şartları yönetir
Kayın ya da baldızla yatıp, kendimizi aşarız Olmadık şeyler mi? Gayet sıradan şeyler
Genelevde üç beş kuruşa tenini ve ruhunu satan bir kadın, çok dindar biri de olabilirdi bu ortama düşmeseydi
Ortamlar insanları suça iter Olmayacakları mümkün kılar Mütaasıp bir kadın da ortama uyup en uç noktaya geçebilir
Hayatta imkânsız yok gibidir
Kimse kirli ve hasta ruhlu doğmaz Her şeyi sonradan öğrenir
Öğrenilenler beyine giren virüslerdir
Yüreksizlik yüzünden bazen kendimize ihanet ederiz de bu durumu sevdiğimize sadakat ve ya vefa borcu sayarız
Dıştan kardeş oluruz da rüyalarda defalarca doya doya sevişiriz Delice arzularız da asla oralı olmaz görünürüz Mıknatıs gibi çekerken iteriz
İnsanı en iyi;inşa eden tanır Sahtesini de sahteliğini de
Yaratıcı; melek istemediğini söylüyor
Günah işleyen ve samimiyetle tövbe eden bir toplum olarak niteliyor yarattığını
Sadece şirk’i ve kul hakkını affetmediğini söylemiyor mu Yaratıcı?
O zaman sorun cehalette
Cahil ve anlayışsızız Empati, sempati ve eleştiri nedir bilmiyoruz
Korkağız
Sahteyiz
İletişimi, sevmeyi bilmiyoruz
Paylaşmayı ve mutlu olmayı bilmiyoruz
Cahil olduğumuzu da kabul etmiyoruz
Cehalette cesuruz Damla kadar bilgimizle deryaları tenkit edip, aşağılayabiliyoruz Samimi olamıyor ve dokunmayı bilmiyoruz
Tam ve net ifadeler kuramıyoruz
Karşıdakinin vermesi gereken cevapları da onun namına kendimiz cevaplayıp yargıya varıyoruz
Olduğumuz gibi görünmeyip aldatıyoruz herkesi
Maskelerle yaşıyoruz
RUHEN HASTA ve SAHTEYİZ
Engin Tatlıtürk
|
|
|