Prof. Dr. Sinsi
|
Mavi Gülüşlü Kız 1
Mavi Gülüşlü Kız yaşam hikayesi - Serdar ÖZDEMİR
yazıları
Annesinin sesiyle bir anda irkilerek kalktı
Yüzünde bir gülümseme ve birde hüzün vardı Gördüğü rüya karşısında umutlanmıştı ama biliyordu ki bu bir rüyaydı Hisleri ve duyguları mantığını eziyordu birşey düşünemiyordu
Rüyasında onu,ellerinden tutmuş okyanusun ortasında yürüyorlardı
Rüzgarın melodisi,dalgaların hırçınlığı aşk şarkısına dönüşüveriyordu
Gökyüzü masmaviydi
Göz kırpıyordu onlara,gökyüzünde periler aşk şarkısına eşlik ediyorlardı
Bir an gözgöze geldiler,nefes alış verileri hızlandı ve nefesleri birbirine karıştı
Dudak dudağa geldiler,iki aşkın buluşması olacaktı ki bir anda heşey gözlerinde akıp gitti Bu onun için bir hüzündü
Kendine kızıyordu,annesine kızıyordu
Düşünceli bir şekilde odasından çıkıp mutfağa doğru gitti
Annesi sofrayı hazırlamış,çayı demlemiş onu bekliyordu
--Günaydın Oğlum
--Günaydın Anne
--Yüzün solgun gibi,hastamısın yoksa?
--Yok hayır hasta değilim,sadece biraz geç uyudumda ondan,şimdi kendime gelirim
Gördüğü rüyanın etkisinde düşünce deryasında boğuluyordu
‘’KeÅŸke uyanmasaydım ama hep o uyku içinde kalsaydım’’
Diye kendi kendine söylendi
Üstünü giydi ve dışarı çıktı,dalgın bir şekilde yürüyordu,arkadaşlarının çağrışmalarını bile duymamıştı
Deniz kıyısında bir bankın üzerine oturdu,Denize ve uçuşan martılara derin bir soluk çekerek baktı Hava soğuktu ağzında duman tüter gibi buhar üflüyordu
Rüzgar estiğinde yerdeki kurumuş yapraklar ve kağıt parçaları havada uçuşuyordu
Biraz yürümek istedi gözleri bir anda gökyüzünde bir kuş gibi süzülen uçurtmalara takıldı,bir an gözleri doldu çünkü onunla her yıl sonbaharda kışın gelişini böyle kutlarlardı Ve saatlerce rengarenk olan uçurtmalarını gökyüzünde havalandırırlardı
Hava soğuktu Deniz dalgalıydı ve her dalgalandığında sanki yüreğinden bir parça koparıyordu
Boğuluyordu Koskocaman dünyaya sığamıyordu,etrafına bakıyor,dolanıyor,insanlara bakıyordu İnsanlar baharın verdiği çoşku ve sevinci yaşıyorlardı ama o hiç sevinemiyodu çünkü yeryüzü sonbaharını yaşıyordu ve yaza kadar solgun ve ölü olacaklardı
Çiçekler filizlenmeyecek GüneÅŸ umut yüklü sıcaklığını vermiyecekti Dünya’ya KuÅŸlar ötmeyecek,aksine Yeni ve sıcak ülkere göç edeceklerdi
Zorunlu göçler insan yaşamında da büyük etki bırakmıştır Tanıdığın,ısıttığın,sevgi ni koyduğun yerleri zorunlu olarak göç etmek,herhalde bu insan yaşamında nekadar yeni birşey olsada çok zor olması lazım Çocuğunu kayıp diyarlara vermek gibi birşey herhalde
Güneş cansız ışıklarını Dünyaya vurmaya başlamıştı Oda yavaş yavaş veda ediyordu gökyüzüne,yerine karanlıkları bırakıyordu
Hiç sevmiyordu bu karanlıkları,dev bir canavar olup hapsediyor ve ölümcül duygular yaşamasını sağlıyordu
Yaşamında tek tutanağı,sevdiği ve ömrü boyunca hep seveceği aşkının ölümsüz diyarlara gidişinin 1 yılıydı bu
Evet bundan 1 yıl önce bugün yüreğinin acımsız dayanılması zor ayrılığının yıl dönümüydü
Bir türlü kabulenemiyordu Nerde bahsedilse,adı anılsa gözlerinde bir damla yaş akar orayı ya terkederdi yada onun adını ağzına alanlara bir anda öfkelenir,bağırır çağırırdı
Yaralıydı ve bu yaranın merhemi yoktu Yarası çok derinde taaa yüreğinin benliğinde ve yaşam hücrelerine kadardı
Bir an ölüm diyarına bir mektup yazmayı düşündü,yaÅŸadıklarını,korkularını,acısÄ ±nı hepsini yazacaktı
Çalışma masasına oturdu,eline kalem aldı ve defterine baktı Biraz bekledikten sonra yazmaya başladı
Merhaba Mavi Gülüşlü Kız
Bugün gidişinin tam 365 Günü ve ben 365 gün boyunca hergün her saat,her dakika ve her saniye ölüyorum
Hatırlıyormusun bana birÅŸey demiÅŸtin ‘’ikimizden birine birÅŸey olursa ne olur diye’’ ve bende düşünmesi bile korkunç demiÅŸtim
Sen bunu söylerken ben düşünüyordum aslında,düşünürken korkuyor,ürküyor ve titriyordum ve daha o anda karanlıklar dev bir canavar oluyordu boğuluyordum
Ellerinin ellerimde kayıp gittiği andan itibaren elinin
sıcaklığı hala ellerimde ve bugüne kadar hiç kimsenin elini tutmadım merhabalaşmadım
Gidişin nekadar acı versede yaşamaya çalışıyorum ama senin yokluğunla değil anılarınla yaşıyorum,sanki her an gelecekmisin gibi umutla bekliyorum
Sen güldüğünde deniz kıskanırdı ve dalgalarını bir tokat gibi kayalara vururdu
Gülüşün mavi idi
Sen gittiğin günden beri yüzüm hiç gülmüyor,çok az dışarı çıkıyorum elimde olsa sensiz olan sokakları yakardım
Hep odamdayım sadece düşünüyorum bazı günler sen varmışsın gibi davranıyorum ve kendi kendime konuşuyorum Bu durumum ailem tarafından korkuluyor,delirmişim gibi davranıyorlar,ama ben delirmediğimin farkındayım
Geçen gün annemin baskısı ile psikiyatriye gittim Doktor bana neyin var dediğinde bense ona
‘’Siz hiç yüreÄŸinizi okyanuslara bıraktınızmı’’dedim 
Yaşadığım bu yerler seni anımsatıyor,yürüdüğüm yollar,sokak lambaları,rüzgarın uğultusu,gecenin ayazı,sabahın dondurucu soğuğu ama herşey seni anımsatıyor
Şu an özgürlüğünü demir parmaklıklar ardına bırakmış,yaşamını ve umutlarını dar ağacına asacak bir idam mahkumu gibiyim
Ben bunları yazarken dışarda yağmur yağıyor,dışarının pisliğini temizleyen bahar yağmurları yağarken,ben sensizliğin kirlenmiş haliyle sadece yanlızlığım var yanımda
Ben umudumu yitirmeyeceğim herzaman sen varmışsın gibi yapıp ve herzaman sen gelecekmissin gibi yaşayacağım Mavi Gülüşlü Kız  
Serdar ÖZDEMİR
26 Ocak 2011/Çarşamba
Saat32
|