Prof. Dr. Sinsi
|
Bodrum'a Taşınıyoruz (Kimse Güneşimizi Çalamaz Bizden)
Bodrum'a Taşınıyoruz - Kimse Güneşimizi Çalamaz Bizden yaşam hikayesi -Hicran Aydın akçakaya yazıları
Sene 1974 Mini minnacık bir kız çocuğuyum henüz Ponponlu uzun beyaz çoraplı, pilili eteği, annesinin çevresinde dolanıp duran minicik bir kız O dönemler Muğla'da ikamet etmekteyiz
Hayal meyal hatırlıyorum, evimizi, bahçemizi, komşularımızı  Kocaman bir bahçede ikisi iki katlı, bizim oturduğumuz tek katlı, üç bina ve beş aile Beş ayrı aile ama bir bahçede yürek yüreğe
Bir de kışla vardı her pazar gittiğimiz,papatyalarla dolardı baharda 
O bembeyaz zemin üzerinde koşup oynamak nasıl da keyif verirdi bana  
O gün farklı bir hareket vardı evimizde
Annem her zamankinden telaşlı,babam işe gitmemiş, evde koliler, paketler her yere saçılmış Mutfaktaki raflar boşalmış Ben şaşkın şaşkın bakıyorum bir anneme bir babama
Kucağımda Zeliha (en sevdiğim bebeğim)
Annem:
-Bodrum'a taşınıyoruz yavrum  Baban güzel bir iş teklifi aldı  Bu akşam yola çıkıyoruz
Dedi
Bodrum mu? Bodruma mı gideceğiz? Allah'ım Allah'ım insan bodruma taşınır mı?
Orda yaşanır mı? Ben başladım ağlamaya, ağlamak da değil hani resmen zırlıyorum:
-Ya bana ne ben gitmem bodruma falan  Anne n'olur siz de gitmeyin  Anne n'olur gitmeyelim
Benim minicik yüreğim üzüldü, süzüldü, büzüldü, daha da bir koyulaştırdım ağlamayı
Ama nasıl feryat figan ağlıyorum:
- Ben bir daha hiç güneşi göremeyeceğim!
Diye ver yansın ediyorum, iki gözüm iki çeşme  
Anneciğim her ne kadar anlatmaya çalışsa da, yok! Yok! İnanasım gelmiyor ona
Benim bildiğim bodrum, binaların en alt katında, odun kömür konulmaktan başa işe yaramayan , izbe, karanlık, rutubetli ve benim kapısına yaklaşmaktan bile korktuğum bir yer
Aklı olan adı bodrum olan bir yere taşınır mı? Demek ki burası bizim bodrumdan daha büyük, kocaman, bir sürü insan yaşıyor  Hepsi deli olmalı  
Ne kadar çırpınsam boş Kamyon geldi yanaştı kapıya Zaten fazla eşyamız da yok Annemler zamanında' bir döşek iki yastık, haydarın kulağını astık' deyip evlenmişler Babacığım yetimmiş zaten Çalışırsa ekmek yiyecek yedirecek bize Öyle babadan kalma han, apartman yok yani
Fakirlik had safhada Neyse kısa sürede eşyalar kamyona yüklendi Biz de ön tarafa oturduk
Babam şoförün yanına, kucağında ben, annem kapı kenarında, kucağında, daha yaşına girmemiş kardeşim
Ben kanatları koparılmış bir kuş kadar çaresiz hissediyorum kendimi Hava da kararıyor yavaş yavaş Kamyon hareket etti Önce evimizi bıraktık geride, sonra sokağımızı, mahallemizi ve nihayet Muğla'yı  
Ağlamaktan gözlerim yanmış, uyumak istiyorum ama uyuyamıyorum Kardeşime baktım mışıl mışıl uyuyor annemin kucağında Sanırım bir ara ben de kendimi uykunun kollarına teslim etmişim ki babamın:
-Hadi kızım uyan bak yaklaştık Bodrum'a
Sesiyle uyanıyorum Hava iyice kararmış Gece, yarısını devirmiş çoktan Her yer karanlık
Al işte ben biliyordum başıma geleceği Zindan burası zindan Hani nerde güneş?
-Anne !!! Yok işte gördün mü? Ben bir daha güneşi hiç göremeyeceğim :(
Anne n'olur geri dönelim   Baba n'olur evimize gidelim :(
Tabii şimdiki gibi değil o zamanlar Bodrum Küçük bir balıkçı kasabası Gece ışıl ışıl yanmıyor şimdiki gibi her yanı Sessiz, sakin, hatta biraz ıssız  
Hayatımın en uzun en zor yolculuğuydu bu üç saatlik yolculuk Aksilik üstüne aksilik
Babamın daha önce gelip kiraladığı ev hala boşaltılmamış İçinde çuvallar, otlar, samanlar, defne balyaları ( tanel diyorlar Bodrum yerlileri)  Allahtan aylardan eylül, yaz henüz bitmemiş
Eşyalarımızı evin yan tarafındaki büyük incir tarlasına indirdiler Dayım bizden önce gelmiş, babamla anneme yardım etmek için O kocaman incir ağaçları öyle korkunç geldi ki bana gecenin karanlığında Her biri ellerini kollarını sallayarak sanki üzerime üzerime yürüyorlardı Çaresiz o ağaçların altında sabahlayacaktık Annem yere bir kilim onun üzerine de yataklarımızı serdi
Biz o gece yıldızları izleye izleye, tarlanın ortasındaki yataklarımızda uyuduk
Ben uyudum diyemeyeceğim, ağlamaktan heba olmuş bir vaziyette sızmış kalmışım
Ertesi gün yüzümde o alışkın olduğum sıcaklığı hissederek uyandım
-Yaşasın güneş doğmuş   Yaşasın, yaşasın bodruma güneş doğmuş  Anneeeeeeeee,
babaaaaaaaaaa, dayııııııı, baksanıza bodruma güneş doğmuş ))
Nasıl mutluyum, nasıl keyifliyim anlatamam
Babamlar ev sahibinin de yardımıyla yeni (bana göre yeni yoksa dökülüyor harabe gibi) evimizi
boşalttılar Hep bir elden badana temizlik derken (zaten iki odalı küçücük bir kulübe )akşama
varmadan eve yerleştik biz Evin sol tarafında gece altlarında uyuduğumuz incir ağaçları, sağ
tarafında yemyeşil bir tarla, ön tarafımızda da uçsuz bucaksız bir mandalina bahçesi
Ferahlamıştım, korkularım geçmişti Yeni bir hayat, yeni bir çevre, yeni arkadaşlar, yeni bir dünya bana kucağını açıyordu Bu Bodrum benim bildiğim bodrumdan çok çok farklıymış
Yaşadıkça sevdim, sevdikçe tutuldum, Muğla'da doğmuşum ama Bodrum'da büyüdüm, yaşadım, yaşlandım biraz da İlk kez burada aşık oldum, ilk hayal kırıklıklarımı burada yaşadım İlk sevinçlerim, mutluluklarım, üzüntülerim ve bunları paylaştığım arkadaşlarım  Hepsine burada sahip oldum Burada evlendim, iki oğlumu burada dünyaya getirdim Okumayı, yazmayı, bisiklete binmeyi yüzmeyi  Hepsini burada öğrendim  Gezip dolaştığım her sokağında, caddesinde, oturup çay içtiğim her köşesinde bir anı bir yaşanmışlık saklı İnsanları, güneşi, denizi, çarşısı, sahili  
Velhasıl seviyorum ben, bu adı karanlık kenti  
Eee  Hadin gari yetivesin bugadaaa, ellem acıdı 
Hayat bu yaza yaza bite mi hec 
Mutluluğun inahtarı emme yazmak, yazmak ve yaşamak
Dalan yaprakları dalakene ellemizi bi tutam ilmik dalına sarılıvemek umutla 
Alamalaa konulmuşken yollamıza höle itivemek onları ayağın tersiynen
Ucu iğne oyalı bii mandile kimseciklee çaktımadan gözyaşlamızı silivemek
Mor şahboylede koklayıvemek hasretin kokusunu  
Zerdali çiçeklene asıveemek asker türküleni  
Eee napıdduru sunuz? Koşudduru musuzun hayatın peşinden siz de?
Hindi koşma izamanı durma değil
Yaşam beklemez kimsecikleri
Koşcez tutuvecez ucundan ki biz de nasiplenelim de mi emme
Kızanlaamıza sevmeyi öğretelim ve şunu belletelim:
Kimse güneşimizi çalamaz bizden, özgürlüğümüz hayatımızın mahyasıdır,
kimse indiremez bizi gökyüzünden  
inahtar: anahtar
mandil: mendil
alama: taş
dalan: ısırgan otu
ilmik: ebegümeci
kızan: çocuk
Bodrum
Hicran Akçakaya
|