07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beni Görmezsen Aşkımız Bitermi
Beni Görmezsen Aşkımız Bitermi Yazısı - Beni Görmezsen Aşkımız Bitermi Başak Sayan - Başak Sayan Yazıları
Kadın adama bakıp şöyle dedi; 'Beni görmezsen aşkımız biter mi?'
Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştıran adam 'Benim aşk anlayışım böyle değil' diye cevap verdi
O kadar hüzünlü bakıyordu ki kadın  Bir çaresizliği vardı belli ki  Kafasını yere eğip devam etti konuşmasına:
'Görüşmüyor olmamız aşkımızı bitirmez İnsanlar Tanrı aşkıyla yaşamıyorlar mı? Tüm hayatları boyunca onu hiç görmeden  '
Birini sevmeye devam etmek için ille de görmeye devam mı etmek gerekir? Aşk görüp dokunarak mı çoğalır yoksa tüm bunlardan ayrı var etmeye devam edebilir mi kendini?
Bugün çevreme bakındım biraz Yanımdan geçip giden insanlara, uzakta el ele yürüyen yaşlı bir çifte, tutkulu bir şekilde kavga eden genç sevgililere, güneşin batmadan evvel denizin üzerinde oluşturduğu kızıl gölgelere, gülen, kahkaha atan, bağırıp çağıran kalabalığa  Yanlarında olanları çok sevdiklerini düşünen herkese  
Acaba yanlarında bulunanı artık görmekten vazgeçecek olsalar ya da bazı nedenlerle ayrı düşseler ne yaparlardı? Yine de sevmeye devam ederler miydi? Yoksa araya giren mesafe ile başka bedenlerin, başka ruhların cazibesine kapılıp vazgeçerler miydi?
Başka bir bedeni, ruhu tanımaya çalışmak unutturabilir miydi peki gerçekten hissedilenleri?
Eğer başarabiliyorsa her şeyi unutturmayı o beden  
Eğer duyulmuyorsa kısa bir süre yaşanan ayrılıkta özlem  
Eğer vazgeçilebiliniyorsa birlikte yapılan onca şeyden, onun yerinden  
Ve eğer gerçekten Tanrı'ya inanmıyorlarsa ta yürekten, içten  
O vakit gerçekten sevmemişler demektir
İşte o zaman kadın ne derse desin anlamaz adam 'Beni görmezsen aşkımız biter mi?' cümlesini  
Çünkü Tanrı aşkıyla yaşayan insanlar bilirler ancak birini hiç görmeden sevmenin ne demek olduğunu  
SONER YALÇIN VE VİCDAN  
Medya öyle bir kaynayan kazanmış ki insanda ne vicdan bırakıyor ne de akıl  
Diş biledikleri, hoşlarına gitmeyen birilerinin başına bir şey gelmeye görsün zil takıp oynamadıkları kalıyor
Üstüne üstlük ortadaki durumun 'demokrasi'nin uzağından yakınından geçmemesi önemli değil onlar için
Fırsat geçti ya ellerine, sövüp sayabilecekler şimdi
'Fikirler yüzünden kimse gözaltına alınamaz' demiyorlar
'Ortada henüz var olduğu 'kanıtlanmayan' bir örgüt söz konusu' diye diretmiyorlar
'Muhalif olmak dünyanın hiçbir yerinde suç değildir, ortada neden gözaltına alındığı belli olmayan biri var' diye bir çıkışta bulunmuyorlar
Yalçın Küçük ve Bedrettin Dalan'la diyaloglarının bulunması tutuklanma nedenleri arasında sayılırken 'gazeteci herkesle konuşur, herkesle görüşür, gerektiğinde teröristle, gerektiğinde siyasilerle, işi budur zaten' demiyorlar Ortada suçu övmek fiili bulunmadığı müddetçe istediği ile görüşür diye karşı çıkmıyorlar
Dikkat çekici bir haberin yayına verilmesinden bir gün önce gerçekleştirilen baskından şüphelenmiyorlar
Bunun yerine;
'Bana bunu yapmıştı, şunu demişti' deyip bu durumun başına gelmesine seviniyorlar
Demokrasi ve özgürlükler umurlarında değil
Bunun adının faşizm olması bile  
Hatta bunu savunan bir yazarı 'özel yaşamı'yla vurmaya çalışmaları bile kimseyi rahatsız etmiyor
Evet, kavgalı olabiliriz belki ama kimse kimseyi tercihleri yüzünden aşağılayamaz, küçümseyemez dahası bununla vurmaya kalkamaz
Netice itibarıyla Soner Yalçın'a yapılan suni gözaltı süreci aslında medyanın bir vicdan testidir  
Bu testten kimin geçip kimin geçmeyeceği ise 'insan' olmakla alakalıdır  
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
Bekir Coşkun'un kitabı 'Başın Öne Eğilmesin'i bir çırpıda okudum
Okurken zaman zaman hüzünlendim, üzüldüm, gözlerim doldu Zaman zaman da gıpta ettim
Cesaretine, kararlılığına, ilkelerinden bir milim taviz vermemesine  
Kitap bir taraftan bir döneme ışık tutarken diğer yandan da 'gazeteci nasıl olunur'un dersini veriyor adeta Emin Çölaşan'la birlikte nelerle savaştıklarını anlatıyor
Gazetecinin işinin bildiği şeyleri yazmak, görüşlerini korkusuzca okuyucuları ile paylaşmak olduğunun altını çizerken günümüzde sayıları fazlaca olan patron gazeteciliğinin ne demek olduğunu anlamanızı sağlıyor
Kitabı bitirdikten sonra içinizi saran panik duygusuna sarılın sıkı sıkı
Çünkü bizi kurtaracak, nereden nereye geldiğimizi anlamamızı sağlayacak yegane duygudur bu, farkındalığı getirir zira  
DEKOLTEM VE BEN  
Dekolte giymeyi sevmeyen kadın yoktur herhalde Abartılmadığı sürece güzeldir dekolte
Zira kadının 'kadın' olduğunun altını çizmektir bir anlamda
Bugüne kadar dekolte giyenlerle ilgili pek çok şey söylendi ama tecavüzcüyü haklı çıkaracak bir açıklama gelmemişti hiç Bu da oldu! Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Orhan Çeker, tecavüze uğrayan kadınların dekolte giyerek tahrik ettiğini söylemiş
Fakat bu açıklamayı yapan zatı muhterem acaba farkında mıdır; Türkiye'de yaşanan tecavüz vakalarında belirleyici olan, kadınların dekolte giymesi değil tecavüzü gerçekleştirenin 'sapık' olmasıdır
Yani;
Fatmagüllerin suçu dekolte giymeleri miydi?
AYİN
Eğer bir Anthony Hopkins hayranı iseniz  
Eğer gerilim filmlerinden hoşlanıyorsanız  
Eğer yaşanmış hikayeler ilginizi çekiyorsa  
Eğer dini öğelerin bulunduğu filmlere bayılıyorsanız  
'Ayin' adlı filmi kaçırmamalısınız  
Zaman zaman, özellikle ayin esnasında klişe denebilecek trüklere rastlasanız da baştan sona sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film
Söz konusu karakterlerin halen yaşıyor olmaları da filmi enteresan kılan başka bir faktör
Bu tür şeylere inanmayan biri olsanız bile Anthony Hopkins'in akıllara durgunluk veren müthiş karizması ve oyunculuğu yüzünden bu filmi izleyebilirsiniz
Çünkü kendisi yaşayan en olağanüstü aktördür ve yaşlansa bile bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir Nokta
HAFTANIN SÖZÜ
Her gün birbirini görmenin tadı başka, ayrılıp kavuşmanın tadı başkadır  
Montaigne
Başak Sayan
|
|
|