07-10-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Uzun Sıcak
Uzun Sıcak Yazısı - Uzun Sıcak İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Zaman ne çabuk geçiyor  
***
Geçtiğimiz hafta Bozcaada’daydım “İşte bu bağ” dediler  Güneş tam tepemizdeydi ama eteklerimizi uçuşturan rüzgâr kavrulmamıza engel oluyordu sanki  İri taneli üzümlerin balı akmıştı  Bir salkım koparıp uzattı bağın sahibi  
Uzaktan dalgalı deniz görünüyordu
Birden hızlıca hayal kurmaya başladım  
***
Bağın ortasına beyaz sıvalı, pencereleri turkuaz boyalı bir ev kondurmuşum Rüzgâra yüzünü veren bir veranda yapmışım Ahşap bir masa ortasında, bu bağdan topladığımız üzümler  
Bir de taş fırın yapmışım evin arkasına Kendi kuyum da varmış Suyumu oradan çekiyormuşum Kapının girişine lavanta dikmişim  
Gözüm yoldaymış  Misafirlerim gelecekmiş çünkü İstanbul’dan  
Saçlarımı boyamıyormuşum artık Gazeteler gazete olmaktan çıkalı çok olmuş zaten Başka bir ülkenin başka bir “anlamında” yaşıyormuşum  
Albümlerim düzenli, kitaplarım yıpranmış, mutfağım derli topluymuş  
Huzurluymuşum çok  Çok hem de  
***
Aaa, Duygu hanım da buradaymış  Kitap okuyormuş, ayaklarını uzatmış  Birazdan gelecek olanlar için hazırladığımız yemekler tezgâha dizilmiş  
Vedat Sakman gelecekmiş “Duygucum zor günler geçirdim sen gitikten sonra, ameliyatlar filan  İyiyim ama bak şimdi, sana sevdiğin şarkılardan getirdim gelirken Yeni bir albüm daha yaptım yakınlarda” diyecekmiş Oturup yanına gitarını çalmaya başlayacakmış  
Nebil Özgentürk ve eşi Nehir bir haftalık bebekleriyle geleceklermiş
“Bak, torun sayılır Duygu” diyecekmiş Nebil  “Senden sonra kolay geçmedi ama iyiyim ben de, evlendim, bir çocuğum bile oldu“ diyecekmiş  
Metin Uca eşlik edecekmiş onlara Elinde bebeğin çantası olacakmış
“Benim bebeğim sensin Duygucuğum” diyecekmiş  
Sunay ve Belgin Akın ellerinde bir rüzgâr gülüyle geleceklermiş
Şadan Öymen “Tazecik ekmeklerin kokusuna dayanamadık gelirken aldık” diyerek bana somunları uzatacak, Edip abi ise “Azizim bu rüzgâr olmasa bu sıcak hiç çekilmez” diyecekmiş  
Oral ve İpek Çalışlar “Büyükada’yı senin için bıraktık Duygu; çok özlemiştik” diye gireceklermiş kapıdan  
Hatta Selahattin Duman bile yoldaymış  
Ve Arda Uskan da gelecekmiş  
Hayal bu ya  
***
Beş yıl oldu  
Temmuz sonuydu Duygu Asena veda ettiğinde   
Zaman nasıl da çabuk geçiyor Ve insan ne kadar kolay alışıyor her şeye  Yokluğa  
Bozcaada’da uzun bir zaman sonrası için tasarladığım gelecek planım birden huzurlu bir hayale dönüştü  O hayal, uzun sıcakta sızılı bir “keşke”ye kıvrıldı  
O anda yarını bilemediğimi ama geçmişten bazı şeyleri ne çok özlediğimi düşündüm  
Özlemeye bile alışıyormuş insan  
Karlı bir gecede Duygu Asena’nın evinde toplanmıştı bu isimler  Mum ışıkları parıldıyordu  Vedat Sakman bir köşede çalıp söylüyordu  
Pencerenin önündeki minderlerde oturuyorduk  “Ne güzel bir gece oldu” demişti Duygu hanım  
Kar hızlanmıştı  
***
Eve dönerken onu ne çok sevdiğimi söylemiştim yanımdakilere  
Bugün de size söylemek istedim  
Beş yıl oldu  
“Onu ne çok sevdiğim ve özlediğim” gerçeği hiç değişmedi 
İclal Aydın
|
|
|
|