07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Al Yazmalı Ninem
Al Yazmalı Ninem Yazısı - Al Yazmalı Ninem Sepkin Coşkun - Sepkin Coşkun Yazıları
Bakışlarını uzak bir noktaya diker,sonrada yüreğinin taa derinliklerinden gelen bir sesle,ah gençlik ah derdi ninem
Bir eliyle saçlarımı okşar,bir eliyle siyah ve beyaz desenli dülbentinden dışarı çıkan kınalı saçlarını düzeltir ve gözlerini o noktadan hiç ayırmazdı
"Bizim zamanımızda" diye başlardı her seferinde söze,
yeni bir hikaye dinler gibi bakardım mağrur ve gururla bakan gözlerine
Koyardım başımı pamuktan yumuşak dizlerine,
bir elini alırdım avuçlarımın içine,saatlerce dinlerdim onu
"Tam beş yaşına kadar emzirdim babanı, helal sütü emmiş benim oğlum,hiç kimseyi incitmedi,hele beni hiç
haram nedir bilmedi yavrum" derdi
Karşımızda bizi dinleyen,aynı zamanda biberonla bebeğine süt veren ablamın hafiften yüzünün kızardığını farkettik
Ninem
" Yok yavrum sözüm sana değil, biz eskiden" diye devam ederdi
"Şimdi her işi makinalar yapıyor, yine hiç kimsenin zamanı olmuyor
Telaşlı bir koşuşturma devam edip gidiyor" derdi
bir kaç saniye susup düşünürdü
Eminim,film şeridi gibi geçmişi getiriyordu gözlerinin önüne
Kerpiçten yapılmış evini nasıl gayretle süpürüp temizlediğini,
Dağlar kadar birikmiş çamaşırlarını nasıl
Ateşini yakıp,suynu kaynattığını ve nasıl yıkayıp kuruttuğunu,
bunun yanı sıra ekmeğini önceden boy boy yapıp hazırladığını,
bağa ve bahçeye nasıl koştuğunu,
ineğinden sağdığı sütü nasıl peynire yoğurda dönüştürdüğünü,
bunların yanı sıra bir dizine çocuk yetiştirdiğini geçiriyordu gözlerinin önünden
"Yorulmak nedir bilmezdik" der anlatmaya devam ederdi
"Akşam olunca tüm aile fertleri bir araya gelir sıra türküleri söyler,ne güzel şeyler anlatırdık birbirimize,
simdi kimse kimseyi dinlemiyor,
bir sinir, bir sitres hepsinde"
Tek elini uzatır kısa eteğimi çekiştirir ve
ağzının içinden usulca "üşürsün yavrum" derdi ve
bir eliylede çiçekli pazenden dikilmiş yumuşacık ayaklarına kadar uzun eteğini okşardı
Sonra "ben" derdi
"ben dedeni tam on sene bekledim askerden dönmesini"
Dalardı gözleri o noktaya ve susardı yine bir anlığına
Eminim gençliğinde mor çiçekli bir dal gibiydi ninem
Ve dedem ona bir kere bile söylememişti sevdiğini
Yanyana çıkıp köyün bağlarında bile dolaşmamışlardı elele,
Bir gül arasında tek taş alyansı gözlerine bakarak,karıcığım evlilik yıldönümümüz yada doğum günün yada yeni yılın yada sevgililer günün kutlu olsun dememişti belki ama
ninem onu tam on sene beklemişti
Sonra birden kendine gelir,devam ederdi anlatmaya
"şimdikiler kahır nedir bilmiyor camdan yapılmış yürekleri,kırılı veriyorlar hemen ve bir gün bile beklemiyorlar sevdiklerini "
Sonra
yine içten bir ah çekerdi
"Biz çok erken gelmişiz Dünya"ya yavrum" derdi
Akşam olup babam kapıdan girdiğinde içeri,yüreği bir kelebek gibi çırpınırdı
"Günün nasıl geçti anamm" derdi babam
"Seni bekledim oğul " derdi ninem
Gözlerinden benim tarif bile edemeyeceğim coşkun bir sevgi seli akardı babamın yüreğine
İkiside hayatlarından memnun
Gülümserlerdi saygı ile birbirine
Ninem
Benim al yazmalı ninem
Acaba senmi erken, yoksa bizmi geç gelmişiz şu evrene  
Sepkin Coşkun
|
|
|