07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Susma
Susma Yazısı - Susma Deniz Hatipoğlu - Deniz Hatipoğlu Yazıları
Susma, konuş her zaman derken, gözleri parladı birden ,söylemek son kez konuşmak için gelmişti oysa , neden bir şey diyemiyordu
Boğazı düğümlenirken derinlerinde bir yerlerde, saplanan bir ok akıtmıştı bütün kinlerini  
Her an yanında gibi aynı kadehte dans ettiler
Sevişmelerin aşksız katığı olunca, ruh sevgi açlığında ne olduğu belirsiz duygularla bitap düştüğünde, bedenine bunu nasıl yaptın diye sordu sanki bilirmiş cevabını Her aldanış bir sondu onun için
Gözünden akan her damla özleminin garantisiydi, nasıl olurdu onlarsız bir hayat  
Birden düştü yüreğine ılık ılık bahar taneleri
Kuşların cıvıltısı içini kıpırdattı, bahar gelmişti yüreğine
Filizlenmiş hayalleri karşısındaydı artık, göz göze bakarken ne olduğunu
anlayamadan hayatın en büyük günahını işliyordu Artık dünya yoktu, evren yoktu, benlik yok  
Sadece "hiç" vardı 
Kocaman bir hiç' mişiz oysa, gurur olduğu gibi dururken zihnimizde 
Bu hiçlik yoğurdu bizi, ne sevişmek ne gülmek ne düşünmek bunun önüne geçemezdi 
İşte yine benlikle baş başa söylemdeki düşünseli yine ruha kazımadan gidiyordu
Ardına bakarken yok oldu, bu yok oluş farklıydı, başka bedende gezmeye gitmek gibi 
Eriyordu elinde kar tanesi gibi  Suyun akışı hayatın özlemi buna bağlıydı; bir kar tanesine  
Anlayamıyor sadece algılama içgüdüsüyle yakarıyordu sanki
BEN ERİMEK İSTEMİYORUM,
derken uyandı
Meğer hepsi bir bedenin masumiyetiyle yüzleşmesi imiş Güneş doğmuş
Yok olup tekrar bedene dönünce, artık hayatın sevgisi kalmış,
kendin olarak kalmayı başarmak için
esin kaynağıma tesekkürlerimle
deniz
onikinisandanönceikibindokuz
Deniz Hatipoğlu
|
|
|