07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esra Öğretmen'in Öyküsü
Esra Öğretmen'in Öyküsü Yazısı - Esra Öğretmen'in Öyküsü Can Dündar - Can Dündar Yazıları
Bazen haberin içindeki bir isim, tanıştırır kendini size: “Ben haber değilim, insanım” diye bağırır
Esra öğretmen adeta öyle seslendi bana  
Bir baba
Depremden hemen sonra gittiğim Erciş’te ilk gördüğümüz enkazın başında yaşlı bir adam, sandalyeye yığılmış ağlıyordu
Sordum:
“Az önce damadı ve torunu ölü çıkarıldı; kızının cesedi hâlâ içerde” dediler
Yanına gittim:
“Torunum Yiğit 60 günlüktü Kızım Esra 22 yaşında İngilizce öğretmeniydi” diye inledi
Kurtarma ekibinden bir görevli, Yiğit ile annesini buldukları anda çektiği fotoğrafı gösterdi
Bakması zordu Bir tutam saç vardı fotoğrafta; yanıbaşında da kafası yaralar içinde, minnacık bir bebek  
Aile o pazar Malazgirt’ten Erciş’e alışverişe gelmişti
İlçenin tek sosyal tesisi sayılabilecek internet kafede oturmuşlardı Yiğit bebek orada huysuzlanınca annesi bir köşede emzirmeye çekilmiş ve orada depreme yakalanmıştı
Ana-oğul öylece yan yana gömülmüşlerdi betona  
Bir kız
O fotoğraf, bir türlü gözümün önünden gitmiyordu
Deprem bölgesindeki binlerce kişisel dram arasında en çok Esra öğretmeninkini merak eder olmuştum
Yazım çıktıktan sonra Esra öğretmenin yakınları, onun “son fotoğrafı”nı istemek için ulaştılar bana  
Paylaşamadım
Ama onlardan öğrendiklerimle, Esra öğretmenin öyküsünü sizinle paylaşmak istiyorum Hazin biten bu filmi geri sarıyorum:
Süleyman’la Amasya’da öğretmen lisesinde tanışmışlar
27 Ağustos 2004’te başlamış ilişkileri  
2005 yazında Süleyman, Polis Koleji’ni kazanıp İzmir’e gitmiş Mezun olunca da İstanbul’a geçmiş
Esra da mezun olur olmaz peşinden İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği’ne girmiş
Böylece İstanbul’da buluşmuşlar
Arkadaşları Zeynep, sonrasını şöyle anlatıyor:
“Bir gün aradı beni; evleneceklerini söyledi 18 Eylül 2010 Pazar günü, 6 senedir sevdiği adamla hayatını birleştirdi Üniversite sondaydı Hemen hamile kaldı
‘Acelen ne Esra’ diye soruyordu insanlar  
Nereden bileceklerdi ki gerçekten acelesi olduğunu  ”
Bir oğul
O yaz Esra öğretmen, Malazgirt’e atanmış
23 Ağustos 2011’de de “Yiğido”su dünyaya gelmiş
“Artık hayatın tadını çıkarma vakti”ymiş
Ama Esra, tuhaf bir içgüdüyle gitmek istemiyormuş
Yine Zeynep anlatıyor:
“Süleyman’la birlikte ikna ettik onu: ‘Sadece 2 sene kalacaksın’ dedik Bana dedi ki:
‘-Oralar çok kötü Yiğidom’a bir şeyler alabileceğim bir mağaza bile yok ’
‘-Siz de Van’a gidersiniz’ dedim Keşke demeseydim ”
Ve son
Köşedeki fotoğraf çekildikten 18 gün sonra, Malazgirt’teki 10 günlerinde alışverişe gelmişler Erciş’e  
Bir internet kafede soluklanmışlar
Ve saat 13 40’ta, tam Esra öğretmen Yiğido’sunu emzirirken sallanmış toprak  
Hepsini yutmuş
Ya kalanlar?
Van depreminde, çoğu o internet kafede ölen 63 öğretmenden biriydi Esra  Raporlu olduğundan, hayatının mesleğini hiç yapamadan ayrıldı aramızdan  
Ama halen başka öğretmenler var Erciş’te, Van’da  
5 Aralık’ta bölgede okullar açılıyor Ve onlar, hem kendileri, hem öğrencileri için kaygı içindeler Yaşadıkları felaketten, onca meslektaşlarını gömdükten sonra o hasarlı binalara nasıl girecekler, nasıl sağlıklı ders verebilecekler?
Düzce, Simav depreminde öğretmenlere verilen tayin hakkından ne zaman yararlanabilecekler?
Öğretmenler Günü, işte bu sorularla “kutlanıyor” Van’da  
Kayıp öğretmenlere rahmet, kalanlara sabır diliyoruz
Minnetle ellerinden öpüyoruz
Can Dündar
|
|
|