Yalnız Mesajı Göster

Biiip'li Bir 12 Eylül Yazısı

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Biiip'li Bir 12 Eylül Yazısı



Biiip'li Bir 12 Eylül Yazısı Yazısı - Biiip'li Bir 12 Eylül Yazısı Can Dündar - Can Dündar Yazıları

Pazar günü arabada giderken, oğlum bir şarkıda radyonun sesini açtı:

“Bak, bu şarkı dünyayı kasıp kavuruyor” dedi

Şarkının adı “What the f*ck”tı

Argodan kibarca “Bu da neyin nesi” diye tercüme edilebilir

Daha belden aşağı tercümesi var, ama yazamıyorum

Şarkı ilk dinlediğimizde sansürsüz yayınlandı; birkaç saat sonra, herhalde “çoluk çocuk da dinliyor” diye ayıp yerlerini “bip”leyerek verdiler

Ben de bipleyerek yazıyorum


* * *


Bu ara çok satan kitaplar listesinde de “f*ck”lı bir eser var:

“S*ktir et!”

John J Parkin’in kitabı “F*ck it” (Arunas Y, 2011), Türkçede bu isimle yayımlandı ve hayli ilgi gördü

“F*ck it”, İngilizcede çok kullanılan, arabesk bir laf aslında

Küfre mesafeli olanlar için şarkıyı söylemek kadar kitabı istemek de zor:

“Sizde ‘S*ktir et’ var mı” sorusu üzerine geyikler dönüyor internette

Sahi ne oluyor?

Sokağın asi çocuğu “f*ck”, nasıl oldu da ciciler giyinip kültür dünyasına başlık oluverdi birden?


* * *


Önce şunu belirteyim:

Şarkıdakiyle kitaptaki “f*ck” arasında ciddi fark var:

“What the f*uck”, bir hayret nidası aslında

“F*uck it” ise, “takma kafana” anlamı taşıyor

İlki, merak ediyor; ikincisi “Hiç merak etme” diyor

Şarkıdaki kız, İspanya’ya gelmiş Herkes partideymiş

Arkadaşına soruyor:

“Johnny, buradakiler çok manyak Nası bi şey bu?”

Kitaptaki öyle değil Yazar, bize boşverme şekil ve tekniklerini öğretiyor, adeta bencilliğin kitabını yazıyor:

“’S*ktir et’ demek, kendinizi iyi hissettirir” diyor:

“Doğu, bu sözü boş vermek için kullanır, Batı, özgürlüğü bulmak için Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, kendi yolunuzdan gitmek, harika bir duygudur


* * *


“Argonun ıslahı” diyebilir miyiz buna?

Mesela Can Yücel’in dilinde anarşistleşen, müesses nizama isyan eden tehlikeli “f*uck”, bu örnekte nasıl da uysallaşmış, kuyruğu kıstırılmış kediye dönmüş değil mi?

“Mücadeleden vazgeç” teslimiyetini özgürlük manifestosuymuş gibi hatmetmek, anca “serbesti”yi hürriyet diye öğrenerek yetişmiş bir nesle nasip olurdu

1960’larda, 70’lerde ne bu şarkının, ne de bu kitabın ilgi görme şansı vardı

“S*ktir et” diyen, “S*ktir git” cevabını alırdı

Dün “Dünyayı değiştireceğiz” diyenlerin çocukları, bugün yelkenleri indirip “Dünyayı bırak/keyfine bak” noktasına geldiyse bu, biraz da 30 yıl önce sırtımıza binen 12 Eylül’ün eseridir

O kesintinin yarattığı 80 model “aldırmazlık kuşağı”nın “nemelazım”cı ürünleri, rafları, afişleri, sahneleri, ekranları süslüyor bugün


* * *


Düşünün ki, ilerde, “1980’lerde sansürlenmiş şarkılar”ı inceleyenler Zülfü’yü, Ruhi Su’yu, Cem Karaca’yı keşfedecekler


“2000’lerde sansürlenmiş şarkılar”ı inceleyenler ise “What the f*ck”ı dinleyecek ve “Yaşasın eğlence/yaşasın gece” sözleriyle dans edecekler


12 Eylül’ü çok “f*ck”lı bir yazıyla anarken, insanlığın “S*ktir et” deyip geçenler değil, “What the f*ck” diye hesap sorup mücadele edenler sayesinde ilerlediğini hatırlatalım


Biiiip!


Can Dündar

Alıntı Yaparak Cevapla