Yalnız Mesajı Göster

Mihriban Türküsünün Öyküsü

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mihriban Türküsünün Öyküsü



Mihriban Türküsünün hikayesi - mihribanın yazarı - mihriban türküsünün öyküsü - mihriban şarkısının hikayesi - mihribanın yazarı, türkü öyküsü
  • (Mihriban üzerine Abdurrahim Karakoç ile röportaj)



    Sarı saçlarına deli gönlümü/Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban? diye başlayıp her gönüle değen bir şiirin yazarı Abdurrahim Karakoç

    Mistik bir olgunlukla, Son bir kez diyor, Son bir kez daha görmek istemezdim O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi O aşk, masum bir aşktı Güzel bir aşktı Bırakalım öyle kalsın

    Ne adı Mihriban, ne saçları sarı

    O, Abdurrahim Karakoç?un Mihriban?ı

    1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç?un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikayesi bu

    Ya da, hayatlarını birleştirmek isterken, ümitsiz aşklarına ayrılık nikahı kıyan iki sevgilinin, ümitsiz, duygu yüklü hikayesi

    Ayrılık tadında hüzünlü

    Mihriban?a olan aşkı, Karakoç?a farklı bir olgunluk kazandırmış Hani şu yürek genişliği denilen şey var ya, öylesine bir yaklaşımı var Karakoç?un

    Mistik bir olgunlukla, ?Son bir kez? diyor, ?Son bir kez daha görmek istemezdim O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi O aşk, masum bir aşktı Güzel bir aşktı Bırakalım öyle kalsın?


    Sarı saçlarına deli gönlümü,
    Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
    Ayrılıktan zor belleme ölümü
    Görmeyince sezilmiyor Mihriban

    Bu eşsiz duygu yoğunluğu olan dizelerle aşkın gücünü anlatan şairimiz, Mihriban?dan aldığı ?Unutmak kolay değil? başlıklı mektup üzerine, şiirin devamını yazıyor Yazıyor ama, yarasını sarmış bir Yunus Emre olgunluğu ile de bilgeliğini dışa vuruyor


    Unutmak kolay mı? deme,
    Unutursun Mihribanım
    Oğlun, kızın olsun hele,
    Unutursun Mihrabınım

    ***

    Düzen böyle bu gemide,
    Eskiler yiter yenide
    Beni değil, sen seni de,
    Unutursun Mihribanım


    Nedir Mihriban?ın gerçek hikayesi?

    Bazıları ?Gerçek mi? diyor Gerçek diyorum Ama adı Mihriban değil O gençliğimde yaşanmış bir aşktı Ama şimdi adını deşifre etmem, ayıp olur Benim takmış olduğum sembol bir isimdir Mihriban

    Masa başında yazılmış, hayal bir aşk, bu tadı ve lezzeti vermez Yaşayacaksın ki, yazacaksın

    O zamanlar elektrik yoktu Lamba ışığı altında yazıyordum Şiire başladığımda lambadaki alev titremeye başladı ?Lambadaki alev üşüyor? çıktı

    -Hangi seneydi ?
    1960

    O aşkınıza kavuşamadınız

    Yo olmadı Seviyordum Olmadı Ayıp olur şimdi adını söylemem Törelerimize aykırı İkinci bir Mihriban şiirim var Biliyorsunuz ?Unutmak kolay unutursun Mihriban? diye O da öyledir Bunlar hep gerçeğe dayalıdır

    Güzel tertemiz bir sevgiydi, tertemiz de bir ayrılma oldu

    Nerde olduğunu biliyor musunuz?
    Bilmiyorum Zaten benim memleketlim de değildi


    Yaşayıp yaşamadığını biliyor musunuz?

    Onu da bilmiyorum Sivas?ta bir televizyona çıktım Telefon bağlantısı var Bir hanım çıktı, ?Abi o yaşıyor mu? dedi ?Bilmiyorum? dedim ?Nasıl bilmiyorsun? dedi ?Bilmiyorum işte? dedim O bayan, ?Eğer yaşıyor da, bu türküyü dinliyorsa, Allah ona yardım etsin? dedi Hanımların dayanışması işte! Yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum vallahi

    Hâlâ seviyor musunuz?

    Bazen aklıma düşüyor Ben unutursun diyorum ama, insan hiçbir zaman unutamıyor O bir mektup üzerine yazılmıştır Benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım ?Unutmak kolay mı? başlığı mektubun ?Unutmak kolay mı deme/Unutursun Mihriban?ım? diyorum ?Düzen böyle bu gemide/Eskiler yiter yeni de/Beni değil, sen seni de unutursun Mihriban?ım? dedim

    Allah o hallere düşürmesin, insan kendini de unutur

    Mihriban?dan başka aşkınız oldu mu?
    Yok Mihriban?dan başka aşkım olmadı

    Mihriban nasıl biriydi?
    Valla ne bileyim, sıradan insanlara benzer birisiydi

    Çok mu güzeldi Sarı saçlarına deli gönlümü/Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban diyorsunuz
    Saçı da sarı değildi

    Belki bu şiirin bu kadar beğenilmesinin sebebi herkesin içinde bir Mihriban?ın olması

    Gerçek yaşanıp, yazıldığı zaman okuyucu kendini bulur
    Bu yüzden diyorum ki, ben herkesin hayatında bir Mihriban var

    Bundan 7-8 sene önce Cebeci?de bir düğün salonunda, sanatçı Mihriban?ı okudu Karşımızda yaşlı bir çift oturuyor 80?inden yukarı ikisi de Tanıyanlar, hocam çok güzel yazmışsınız falan deyince, ihtiyar teyze, ?Oğlum bunu sen mi yazdın? dedi ?Evet? deyince de ?Hay diline sağlık, ne kadar güzel? dedi Yanındaki ihtiyar amcayı gösterdi, ?Evde birisi bu şarkı çalarken birşey söylesin, üstüne yürür Öyle dalar gider, dinler dinler, gözlerinden yaş akar, oturur? dedi ?Bunun derdi ne? dedim ?Oğul oğul, herkesin gençliğinde bir Mihriban?ı vardır? dedi ?Öyle yazmışsın ki, herkes Mihribanı?nı buluyor o türküde? dedi

    Musa Eroğlu da çok güzel bestelemiş
    Beste de güzel olup güfteyle örtüşünce daha bir güzel oluyor

    Bunlar birbirini tamamlayan şeylerdir Bestelendikten sonra herkes hayret etti ?40 senedir okuyorsunuz? dedim Ama bestelenince daha güzel oldu

    >Bir gün Mihriban?ı göreceğinize inanıyor musunuz?

    Bilmiyorum, görmek de istemiyorum Değişmiştir şimdi Ben onun nazarında değiştim, o benim nazarımda değişti Niye görelim? Öyle kalsın ya İnsanların gönülde kalması, gözde kalması daha iyidir


Alıntı Yaparak Cevapla