Konu
:
Aşk Yarası 3
Yalnız Mesajı Göster
Aşk Yarası 3
07-10-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Aşk Yarası 3
Aşk Yarası 3 Yazısı - Aşk Yarası 3 Seyit Ahmet Uzun - Seyit Ahmet Uzun Yazıları
Mustafa'ların evindeki meraklı bekleyiş yaklaşık bir hafta sürümüştü
Mustafa iş dönüşü sürekli bir haberin heyecanıyla annesine bakıyor ama umduğunu bulamıyordu
Nihayet ertesi hafta sonu komşu kadın Hatice beklenen müjdeyi vermişti
Mustafaların evinde yağmurdan sonraki ebemkuşağının renkliliği ve baharı soluyan kuşların neşesi hakimdi
Kısa sürede hazırlıklar bitirildi
Ali beyler bu sefer diğer aile büyükleriyle Selmaların evine gittiler
Tatlılar, hediyeler ve söz vermişliği parmaklardan kalplere bağlayan yüzüklerle dünür evi ziyaret edildi
Yüzükler takıldı, çalıp söylenip eğlenildi
Düğün evi olduğu her halinden anlaşılıyordu
Herkesin yüzünde tatlı bir tebessüm bulaşıcı bir mutluluk gibi yüzlerden yüzlere esiyordu
Ama sadece Erdal o kadar sevinçli değildi
Kurumuş gönlüne bir yağmur damlası gibi düşerek sevda filizi olarak yeşeren Aylin'i göremeyişi onu kahrediyordu
Niçin gelmemişti? İnsan kardeşinin en mutlu gününde onu yalnız bırakır mıydı? Bir türlü anlam veremiyordu
Okul öncesi öğretmenliği bölümünde okuduğunu biliyordu
Ama olsun, böyle bir günde kardeş yalnız bırakılır mıydı?
Okumanın ve okulun değerini ve ne anlama geldiğini ancak onu yaşayanlar bilir
Her hangi bir mevki, statü veya her hangi bir işte çalışan insanların yoğunluğunun değerini, sorumluluğunu ancak o işte çalışarak onu hissedenler ve içselleştirenler bilir
İşte Erdal üniversiteyi okumadığı için orayı sadece gençlerin eğlendiği ve zaman geçirdikleri bir yer olarak görüyordu
Anlamak yaşamakla mümkündür
Yaşanılmayan bir şeyin anlaşılması ise oldukça güçtür
İşte kuaförlük mesleğiyle uğraşan Erdal bunları düşünecek durumda değildi
Çünkü onun yüreğinde aşkın ayak sesleri duyulmaya başlamıştı
Aşk başa gelince akıl hicret edermiş
İşte aklının aşk okuyla vurularak yaralanması sonucu Erdal sağlıklı düşünemez olmuştu
Aylin'in kendisi hakkında ne düşündüğünü önemsemiyordu
Kendi kız kardeşini vermişti ya onlarda kızlarını vermeliydi
Aylin'in okuyup okumaması anlam bile ifade etmiyordu
Misafirler müsaade isteyerek ayrılmışlardı
Selma'nın yüzünde abisininkine inat sevinç meltemleri esiyordu
Baharda erken açan çiçekler kadar güzel, kırlarda ötüşen kuşlar kadar neşeliydi
O akşam Erdal'ın durumu Ayşe hanımın gözünden kaçmamıştı
Meraklı bakışlarla hep onu süzmüştü
Misafirlerin dağılmasından sonra sorumluluk duygusu ve annelik iç güdüsüyle Erdal'ın yanına oturdu
-Ne var oğlum ne oldu? Çok durgun gördüm seni
-Önemli değil be anne
-Nasıl önemli canım benim
Söyle bakalım
Derdini söylemeyen derman bulamazmış
Hem ne der atalar duvarı nem insanı gam öldürürmüş
-Aylin
-Ne olmuş Aylin'e oğlum? Sınavları varmış, okuluna gitmiş
Onun için gelmemiş
Hem sen ne yapacaksın Aylin'i?
-Sanıyorum ona karşı kalbimde bir şeyler hissediyorum
Onu görmeyince birden yüreğim ateşte eriyen buz gibi çözüldü
Ne yapacağımı bilmez oldum
-Merak etme oğlum
Hele şu kardeşini bir aradan çıkaralım seni de düşünürüz
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü karaymış
Karartırız yüzümüzü isteriz olur biter
-Gerçek mi diyorsun anne!
Erdal birden annesinin boynuna sarıldı
Uzun zamandır annesinin boynuna böylesine içten sarılmamıştı
Ayşe Hanım;
-Dur hele dur boğacaksın beni haylaz çocuk!
Seyit Ahmet Uzun
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul