Konu
:
Pazarın Küçük Hamalı 3
Yalnız Mesajı Göster
Pazarın Küçük Hamalı 3
07-10-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Pazarın Küçük Hamalı 3
Pazarın Küçük Hamalı 3 Yazısı - Pazarın Küçük Hamalı 3 Seyit Ahmet Uzun - Seyit Ahmet Uzun Yazıları
Ezan sesi derinden derine şehrin üstünde rahmet rüzgârı olarak esiyordu
Anne endişeli gözlerle uyandı
'Hayırdır inşallah' diyerek yatağından kaktı
Lavaboya giderek abdestini aldı
Rabbinin huzuruna saygıyla durdu
Melekler sanki kendisine eşlik ediyormuşçasına huşu içindeydi
Görünmez varlıklar Rablerinin huzuruna seher vaktinde duranlara eşlik etmek için görevlendirilmişlerdi
Onlarda kıyam, ruku ve secdede onlara eşlik ediyor, dualarına amin diyorlardı
Nesrin hanım duasını yaptıktan sonra adeti üzere Kur'an-dan bir bölüm okumak için Mushaf'ı açtı ve okumaya başladı
'Ya-Sin
' kendinden geçmişti
Okuması bittikten sonra daha güneş doğmamıştı
Oğlu Ömer'i de namaza kaldırmak için odasına gitti
'Haydi oğlum Ömer'im, namaz uykudan hayırlıdır
Hadi kalk!'
Ömer ilk önce biraz sağa sola dönerek nazlandı
Çünkü anneler kadar çocuklarının nazlarını çekecek başka kimse olmadığını gayet iyi biliyordu
Bunun için de her gün bu tatlı yaramazlığı kendisine çok görmüyordu
Ancak namaz vakti geçmeden mutlaka kalkıp Rabbinin huzurunda durmanın mutluluğunu yaşardı
Meleklerin nefes alış verişlerini hissedercesine de dualarında sürekli olarak melek annesinin iyiliğini isterdi
Ömer'de namazını bitirdikten imtihana gireceği umuduyla kitaplarını çıkarıp çalışmaya başladı
Annesi çocuğunun çalıştığını görünce hafiften tebessüm ederek dudaklarından tatlı mırıltılar duyuldu
'Allah'ım emeklerini boşa çıkarma
Yetimin başını okşayanları da yalnız bırakma
Oğlum razı olacağın güzel insanlardan olsun
Amin'
Nesrin hanım güneşin ışıltılı yüzü pencereden görülmeye başladığı sırada mutfakta kahvaltı hazırlıyordu
Bu sırada kendi kendine konuşuyordu
'Allah'ım hayra yormama yardım et! İnşallah başına bir şey gelmez
Ya gerçekten bu gün bir kaza yaparda ölürse! Ben ne yaparım o zaman
Allah'ım oğlumu sana emanet ediyorum
Başka kimsemiz yok!'
Nesrin hanım rüyasında oğlunun trafik kazası yaptığını görmüş ve bundan dolayı da oldukça endişelenmişti
Kadere inanmasa Ömer'i bugün dışarı bile bırakmayı düşünmüyordu
Ancak oğlu dünkü ablaların verdiği umutla geceyi derin bir uyku, sabahı da ders çalışmayla geçiriyordu
Nasıl onu engelleyebilirdi ki? Rüyasını ona nasıl anlatabilirdi? Anlatmaktan vazgeçti
Yüzüne bir tutam tebessüm kokusu sıkarak oğlunun yanına gitti
'Ömer haydi oğlum kahvaltı hazır, bir koşu da ekmek al da gel
Ben de kardeşinle ilgileneyim
' Ömer kitaplarını toplayarak düzenli bir şekilde masanın bir kenarına bıraktı
Sonra da üstünü giyinerek annesinin sözünü ikiletmeden hemen ekmek almaya koştu
Şehir yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı
İşine gitmek için insanlar erkenden yola çıkmışlardı
Ömer de bu kervana katılmak için kahvaltısını yapmış ve annesinden izin alarak dışarıya çıkmıştı
Saat dokuzu gösteriyordu
Ablalarının söylediği bankanın yanına doğru ilerliyordu
Dolmuşa binmemişti
Çünkü dolmuşa vereceği parayla akşama iki ekmek daha alırım diye düşünüyordu
Yoksulluk felaketi bireyleri yaşamın içinde daha tedbirli davranmaya alıştırıyordu
Birileri cimrilikten dolayı yemezken bazıları da, yiyeceği bir şey olmadığı için yemezdi
Nihayetinde ikisi de fakirdi
Birisi sevgi ve paylaşım fakiri, diğeri ise sermaye fakiridir
Sevgi fakiri daha zavallıydı
Çünkü elindekinden ne kendisi istifade ediyor ne de başkalarını faydalandırıyordu
Ömer bankanın yanına varmıştı
Duyguları dolu dizgindi
İmtihan heyecanı kendisini sarmıştı
Gözü kendisine gelecek muştusu veren melek ablaları arıyordu
Ancak ortalarda görünen yoktu
Gözlerindeki ışığın sönmemesi için görebilme umuduyla sağa sola bakmakta ısrar ediyordu
Yok, yoklardı işte
Hayat yine kendisine kötü bir şaka yapmıştı
Bir tutam umudu yine karanlık bir çukura yuvarlanmıştı
Oysa ne kadar da inanmıştı
Geleceklerine o kadar içten ve samimi bir duyguyla inanmıştı ki bunu annesiyle paylaşarak onu da umutlandırma gibi bir hataya sürüklemişti
Umut ışığının yavaş yavaş söndüğü gözlerde hüzün bulutları oluşmaya başlamıştı
'İnsanlara bir daha güvenmeyeceğim
Bir daha asla insanların sözlerine umut bağlamayacağım
Allah'ım senin her şeye gücün yeter
Senden başkasına güven duydurma ne olur Allah'ım!'
'Heyy Ömer Ömeeer' Adını tekrarlayan sesin yükselen ritmiyle kendine geldi
Arkasını dönüp baktı
Karşı kaldırımdan kendisine gülen gözleriyle bakan iki genç kızı gördü
Bu sefer gözlerinden sevinç yaşları akıyordu
Bir koşu da ablalarına varıp sarılmak için karşıya doğru seğirtti
Ancak tam bu sırada aşağıdan süratle gelen bir arabayı Ömer fark etmemişti
Seyit Ahmet Uzun
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul