Konu
:
Mezardan Öteye Kadar Giden Dostluklar
Yalnız Mesajı Göster
Mezardan Öteye Kadar Giden Dostluklar
07-10-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Mezardan Öteye Kadar Giden Dostluklar
dostluğun önemi - dostluğa veilen değer - dost bulmakDerin düşünceler içinde boğulurken niçin böyle düşündüğünü sordu kendi kendine
Tabi ki bir cevap alamadı
Çünkü o anda aklına mantıklı bir cevap gelmiyordu
Şimdi ölsem ne olur acaba diye düşündü
Olacakları zihninde canlandırmak için gözlerini kapadı
Öncelikle bir sonraki gün evine gelenler onu ölü bulacaklardı
Daha sonra yaklaşık olarak iki gün sürecek cenaze işleri
Sonra bir kefen ve bir tabut
Cenaze namazında yüzleri tanımadığı on onbeş kişi
Sahte onaylamalar
Sahte dostluklar
Herşey o gün ortaya çıkardı
Ama o zamanda o burada olmayacaktı
Daha sonra defnedileceği yere geldiğinde onu toprağın altına atacaklar ve kimse ardına bakmadan oradan kaçacak
Çünkü ölüm onları korkutacaktı
Niçin kimse onunla gelmiyordu
Bütün dostluklar oraya kadar mıydı? Bir sınırı mı vardı hepsinin? Hani nerde o nerde ve ne zaman olursak dostuz sözleri? Hepsi sahteymiş meğer
İşte bunun için şimdiye kadar genellikle yalnız olurdu
Yani o ondan sonrada kendine eşlik edecek bir dost arıyordu
Zordu bulmak ama umutluydu o
Umut fakirin ekmeği diye bir söz vardı galiba güzel türkçemizde
Onu hatırladı
Ve daha bir sağlam sarıldı ekmeğine
Birgün yine deniz kıyısında oturmuş seyrediyordu mavi gökleri ve yeşil denizi
Aslında pek yeşil sayılmazdı
İnsanlar oralara da el attıktan sonra ama bütün şairler denizin yeşil olduğundan bahsederlerdi
Yoksa oda görmemişti yeşil denizi
Yalnızca dedeleri veya ninelerinden duyarlardı
Dedesinin bak torunum birgün
diye başlayan hikayelerini zevkle dinler onlara hayran kalırdı
Neyse bunları bir kenara bırakalım
Evet seyrediyordu denizi
Hergün gelirdi buraya
Hiç aksatmazdı doğayla ve havayla olan randevularını
Onlar onun tek arkadaşıydı çünkü
Oturmuş bunları düşünürken diğerini gördü başka bir ucunda parkın
Çok garip
Çünkü buraya tamı tamına beş yıldır geliyordu ve şimdiye kadar hep yalnızdı
Daha önce kimseyi o civarda görmemişti
Aslında bir yandan da seviniyordu
Birisi daha var
Benle aynı havayı soluyan birisi
Diğerinin yanına gitmek için niyetlendi ama ne konuşacağını bilmediği için vazgeçti
Ve evine gitti
Ertesi gün o yine ordaydı
Ve diğeri de
Bu sefer ayağa kalktı
Diğerine doğru yürümeye başladı
O yürüdükçe yol uzaklaşıyordu sanki
Diğerine ulaşamıyordu
En sonunda geldi yanına
Bankın diğer ucunda oturdu
Ve aniden konuşmaya başladılar
Her konudan konuştular
Konuştukça rahatladığını hissetti o
Zaman ilerliyordu
Zamanı durdurmaya kimsenin gücü yetmezdi
Onunki de yetmedi
Ve en sonunda pes edip saatin geç olduğunu söyleyerek uzaklaştı diğerinden
Hiç yüzüne bakmadı
Sanki yüzüne bakınca büyü bozulacakmış gibi geliyordu ona
Bakmadı
Döndü ve bir daha bakmadı
Yatağında uykusuzluktan kıvranırken farketti merak denilen duygunun ne kötü bir illet olduğunu
Diğerini merak ediyordu
Ama elindende birşey gelmiyordu
Saniyeler asır gibi geliyor
Daha dün konuşurken geçmemesi için dua ettiği zamanın akıp gitmesini istiyordu
Ama olmuyordu
O isteyince olsaydı keşke
Pencereyi açtı
Dışarıda yağmur vardı
Üstüne bişeyler alıp dışarı çıktı
Gezmeye başladı
Yağmur durdu
Vücudundaki demir eksikliğinden dolayı yağmurdan sonra toprağın o insana rahatlık veren ama bir o kadarda zararlı kokusunu içine çekti
Ve evine gitti
Yine yatamadı
Sabah gözlerini açtığında sanki biraz uyumuş gibi hissetti
Ama saate baktığında saniyenin bile yer değiştirmediğini hayretle gördü
Akşamı zor etti
Çünkü bir an önce oraya gitmek istiyordu
Akşam oldu
Gitti
Oturdu
Beklemeye başladı
Diğeri geldi
Bu sefer diğeri onun yanına oturdu
Hala yüzüne bakmıyordu
Yine bol bol konuştular
Herşeyden
Acaba aradığım dost bu mu diye düşündü
Hani şu yazının başında anlatmıştım ya
Daha sonraları çok pişman olacağı birşey yaptı
Ve diğerinin yüzüne bakmaya yeltendi
Tam görecekken diğeri kayboldu
Oda hemen başını eğdi
Ama gidenler bir daha gelir mi? Gelmez
Gelmedi de
Diğeri gelmedi
Her akşam gitti oraya ama diğerini göremedi
Çok üzüldü
Çok ağladı ne yaptım diye
Büyünün bozulacağını biliyordu ama yinede yaptı
Bakmaya yeltendi
Ve böyle oldu işte
Pişmandı
Çok pişman
Öyle ki artık tamamen duygusuz biri haline gelmişti
Sabah akşam o bankta, yani ilk oturdukları bank oluyor, oturdu
Ölü gibiydi
Gözleri fersizdi
Ama hala mavi gökyüzüne ve yeşil denize bakıyordu
Adeta onlarla bir oluyordu gözleri
Gözleri herşeyi anlatmaya yetiyordu
Zar zor eve gitti
Aklına birşey gelmişti
Eline bir şişe asit aldı
Asit
Yakıcı
Yakıcı bir madde
Onunla ne yapıcaktı diye sormayın
Çünkü oda anlık olduğu için cevaplayamazdı
Bende
Evet anlık oldu
Kafasına diktiği gibi bitirdi asidi
Daha sonra düştü masasından
Filmlerdeki gibi düştü
Yavaş yavaş
O anın tadını çıkararak
Zaten insan hayatında bir kere intihar edebilirdi
Oda tadını çıkarıyordu
Yüzü yere ulaştığında
O çoktan gözlerini kapamıştı
Ertesi gün
Cesedini masanın başında buldular
Vücudunda yer yer yanıklar vardı
Ve birde asit şişesi
Boş bir şişe
Anladılar
Daha sonra tanımadığı beş on kişi namazını kıldı
Ve doğru toprağa
Onu yine yalnız bıraktılar
Oradakiler gittiğinde ve ortalıktan el ayak çekildiğinde biri geldi oraya
Bu diğeriydi
Evet diğerinin ta kendisi
Kendini suçlu hissetmiyordu
Çünkü olması gereken oydu sanki
Onunla birlikte ölemezdi ama ölene kadar onun başında bekleyebilirdi
Bekledi
Bekledi
Bekledi
alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul