Prof. Dr. Sinsi
|
Sevilmek İçin Susuz
Sevilmek İçin Susuz Yazısı - Sevilmek İçin Susuz İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Bazen biri olmanın bedeli tek kişilik değildir  Kızkardeşimin mutfağında kızım, kardeşim, oğlu Can bir aradaydık  Benim kariyer yolculuğumda, biri olma çabamda onların ödediği bedeli düşünmek içimi acıttı Kızımın annesinden, kızkardeşimin ablasından ve bazen kendi özgürlüklerinden ödün vermek zorunda kaldıkları anları düşündüm  Uzun süren mutsuzluklarım, öncelikli çalışma saatlerim, artık çabuk çöken sağlığım, uykusuzluklarım ve sonra bitmeyen uykularım  Ne kadar sabırlılar  Nasıl öderim haklarını nasıl?
***
Yazı yazmak, oyunculuk yapmak, resim ya da heykel yapmak çok sancılı işlerdir  
Çok sık söz ediyorum  Sağlıklı ruhların işi değil  Başlangıçta her şey yolunda gibi görünse de bir süre sonra bir arızaya uğramak kaçınılmaz sondur bu işlerde  
Geçen akşam birkaç arkadaşımla sinemada Marliyn’le Bir hafta isimli fimi izledim Birkaç ay önce de hayatını okumuştum Michelle Williams’ın canlandırdığı Marliyn kimileri için “Uyuyan Prens” isimli filminin çekimlerindeki gibi sete geç kalan, kendine güvensiz, sorunlu, ilaç ve alkol bağımlısı, isanlara hayatı zindan eden yüzeysel biri gibi görünebilir  
Ama senaryo o kadar yalın ve kıvrımsız bir gerçeği anlatıyor ki:
“Hepsi Marliyn Monroe’yu istiyor sonra benimle karşılaşınca kaçıyorlar” cümlesindeki çaresiz ve Marliyn olmanın ihtişamına hapsolmuş bir kırılgan kadın aslında  
Bütün o yetenekli,şahane, bütün dünyanın hayran olduğu genç kadınların bir otel odasında uyku ilaçları ve alkol nedeniyle üstelik yalnız ölmesinin nedeni bu işte!
Sadece sevilmek istiyorlar oysa
Sadece güvenmek istiyorlar!
Bir kişiye! Olduğu gibi sevebilecek, hatasıyla, yanlışıyla kabullenebilecek bir kişiye  
Bütün bu kadınlar sevilmek için yanarak, susuzluk içinde ölüyorlar aslında  
***
Ahmet Altan birkaç gün önce şöyle bir şey yazdı  Ah, bazen nasıl da güzel bizden önce yazıyor, bizden önce şahane yaşayıp, damıtanlar:
“(  ) Bizi sevecek, bizi içimizdeki yansımanın, görmek istediğimiz tabloya uygun olduğuna inandıracak birine ihtiyaç duyarız
Beğenmeleri yetmez, bizi ikna etmeleri, sevmeleri gerekir
Kendi gerçeğini bilen, gören, hisseden ve bu gerçekten kurtulmak isteyen insanoğlunun tek tedavisi, başkasının kendisine duyacağı sevgidir
Dünyadaki bütün insanlar arasından bir tanesini seçeriz, bizi, bizim çırpıntılı ve değişken bir gölge değil, iyi boyanmış, güzel ve çekici bir tablo olduğumuza inandırması için
O insanı nasıl seçtiğimizi bilmiyorum
Kimin ‘o insan’ olması gerektiğine nasıl karar verdiğimiz, en azından benim için bir meçhul (  )
İşte o zaman dram başlıyor Bizi ‘birleştirmesini, teke indirmesini, kuşkularımızı gidermesini’ istediğimiz insan bizi sevmediğinde, kendi içimizdeki o sürekli değişen görüntülerden yapıp dışarı yansıttığımız parlak tablo paramparça olur, içimizde kıpırdanıp duran çalkantılı görüntünün gölgeleri artar, bizi endişelere sevkeden karanlıkları çoğalır, kendimizle ilgili kuşkular büyük bir salgın gibi her hücremizi esir alır ve bütün ruhumuz sürekli sancıyan büyük bir yaraya dönüşür (  )
O zaman, kendi üstümüze kapanıp, bir hayvan gibi yaramızı yalayarak kendimizi iyileştirmeye uğraşırız
Ya da  
Yaralı bir hayvan gibi saldırırız, kendi gücümüzü kendimize, bizi sevmeyeni cezalandırarak göstermek isteriz (  )”
***
Sevilmek için boynu bükük olanlar, sevilmediklerini anladıklarında cezalandırmaya kendilerinden başlarlar  
Uyuyarak  
Marliyn Monroe bir avuç ilaç almış yatağında uyuyor  Uyandıramıyorlar  Üçüncü kocası yazar Arthur Miller son derece alçakça günlüğüne Marliyn hakkında yazılar yazmış ve Marliyn’i İngiltere’de bırakıp Amerika’ya gitmiş (Filmde yanlış anlaşıldığını söylüyor ama kitapta yazılanlara bakılırsa bence Marliyn, Arthur Miller’dan çok daha yürekli )
Marliyn’i uyandırabilmek için kapıları yumrukluyorlar  
Oysa o uykuya kaçmış  Sığınmış
***
Hiç yaşadınız mı?
Bazen sadece uyumak istersiniz Siz günlerce, günlerce uyurken başınızda size hakikaten seven birileri muhakkak endişeyle saçınızı okşayıp yaşatmak için bir şeyler yedirmeye çalışır Aslında onlar da bilirler, sadece uyumak iyi gelecektir
Uyumak  Uyku saklanmadır aslında
Herkesin eğlendiği, kahkahalar attığı bir doğum günü kutlaması, ödül töreni, gala, akşam yemeği, acı verici bir sınav gibidir bazen Bir tuvalete kapanıp çıkmak istemezsiniz Kapıların, fayansların, insanların yedikleri yemeklerin, birbirlerine söyledikleri kelimelerin anlamı nedir? Korku büyür O kadar büyür ki bedenden dışarı çıkmaya çabalar  Önce büyük ter damlaları halinde Sonra mideden çıkmak ister Sonra bağırsaktan çıkmak ister  Sonra gırtlaktan çığlık olarak çıkmak ister  O anda kim kurtarabilir ki?
Sadece uyku?
Korkuya onlarca isim verilebilir  
Ama nedeni tektir  
***
Marliyn Monroe gibi efsanelerin sıradan bir ev kadınından farkının olmadığı tek nokta budur bence  
Ya da bir erkeği bir kadından ayırmayan  Altmış yaşındakiyle on altısındakini buluşturan  
Beni beyazperdede izlediğim Marliyn isimli kadınla ve sabah gazetede okuduğum Ahmet Altan’la birleştiren cümle:
“Kendi gerçeğini bilen,gören, hisseden ve bu gerçekten kurtulmak isteyen insanoğlunun tek tedavisi,başkasının kendisine duyacağı sevgidir ”
İclal Aydın
|