07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Geldiğin Yerde Misin
Geldiğin Yerde misin Yazısı - Geldiğin Yerde misin İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Birazdan geride bıraktığım her şeye dönmek üzere uçağa bineceğim  Bekleme salonundayım  Ben bu kelimeleri yazarken sanırım şu anda çoğunuz derin uykunuzdasınız  Belki de kiminizin henüz gözüne, kirpiğine bile değmedi uyku  
Belki mutluluktan uyuyamıyorsunuz, belki kederden 
Belki kaygılar içindesiniz, belki kabullenmeye çalışıyorsunuz yenilginizi  
Ya da hayatınızda her şey o kadar sıradan ve aynı ki uyusanız ya da uyumasanız ne değişecek bilmiyorsunuz bile  Öylece bekliyorsunuz zamanın geçmesini  
Ben de bekliyorum Uçağımı, daha iyi bir yarını, uzun yaşamayı, mutlu olmayı, huzuru  
Yağmur yağacak gibi birazdan  
Gri, siyah bulutları izliyorum  
***
Dün sabah uyandığımda da vardı gökyüzünde bu bulutlar Telefonumu açtığımda düşen mesajla okuduğum ölüm haberiyle başladım güne  Bulutlara baktım, pencereden Ne bir ölüm umrundaydı onların, ne de doğum  Yapmam gereken işlerim vardı, yetiştirmem, tutmam gereken sözler  
Şehrin büyük meydanlarından birindeki büyük saat kulesinin akrep ve yelkovanı birbiri ardında dönüp dururken bulutlar da üzerlerinden akıp geçiyordu  
Dünya dönüyordu Karnımız açıkmıştı Zeytinyağı, ekmek, peynir yedik Sonra koşturarak bitirmem gerektiğine inandığım işlerimin peşine düştüm Hava soğudu üşüdüm
Sonra kaldırımda durup o saate bakarken dedim ki kendi kendime, “Ben de şimdi ölsem, içimde iyileşmeyen bu dert benimle gidecek işte Ama hayat akacak durmaksızın  Giden, gidenin nasıl gittiği, neyi yarım bıraktığı, neye hasret öldüğü bir süre sonra kimin umrunda olacak? Ne dünyanın, ne kalanın?”
Bunu düşünmek teselli oldu mu? Hayır  
***
Eve gelip bilgisayarımı açtığımda eski bir yazımı anımsatan bir mektupla karşılaştım Meral Okay’la ilgili yazdığım birkaç yazıdan birini göndermiş bir arkadaşım  
Üzerinde çalıştığı son televizyon dizisi Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken Pargalı’nın Türkçe’ye İlahi Komedya adı ile çevrilmiş kitabı okuması üzerine kafama takılan birkaç soruyu sormak üzere Meral’e mesaj atmışım Arkadaşlığımız süresince hiçbir telefonumu, sorumu, mesajımı yanıtsız bırakmamış, nezaketin hassas terazisini elinden iç düşürmemiş olan sevgili Meral Okay gece yarısı attığım mesaja her zamanki gibi hemen geri dönmüş Uzun uzun konuşmuşuz  
“Böyle bir dikkate ne diyebilirim, evet elbette tesadüf değil İlahi Komedya” demiş  
Telefon konuşmasının ardından bana senaryonun birinci bölümünden bir “iç ses” göndermiş  
Şöyle ki:
“Ben İbrahim 
Dönmek nasıl bir şeydir? İnsan nereye döner, döndüğü yer neresidir?
Geriye dönmek var mıdır  Mümkün
müdür?
Yoksa kader sadece ileriyi mi gösterir  
Geldiğin, döndüğün yer orada mıdır bekler mi?
Baksan görür müsün, kalbin dönerken pusulan mıdır?
Geçtiğin yerleri unutmadan aynı yerlerden geçerek yine evin yolunu bulabilir misin?
Yoksa döndüm, değiştim, geldim 
Dediğin her yerde ve dilde ve de dinde hâlâ dönmemiş misindir?
Dönmek kabiliyet değil zaruret midir
İbrahim  ”
***
Şimdi tam da dönüş yolundayım  
Ben bunları yazarken bulutların arasından güneş çıktı  
Geride bıraktığım her şeye dönüyorum diye düşünüyorum Eskiden keskindim  Şimdiyse vaktiyle emin olduğum her şeyden şüphe duyuyorum  Oysa insan yaşı ilerledikçe daha emin olmalı hayattan, kendinden, insanlardan değil mi?
Her neyse  
Senaryosunu yazıp, keyiflendiği kimi akşamlar telefonda okurdu  
Kalabalığın arasında, rastladığımda mutlu olduğum, sevdiğim birinin daha eksilmesine canım yanar şimdi her insan gibi  
Ne güzel demişsin Meral  
Birazdan döneceğim Kalbim pusulam
mıdır bilmiyorum  
Geriye dönmek var mı, kader sadece ileriyi mi gösteriyor, geldiğim yer hâlâ orada mı emin değilim  
Ama belki de sen geldiğin yere döndün  
Iyi ki geldin, iyi ki karşılaştık buralarda  
“Gördüğüme sevindim Meralim  ”
İclal Aydın
|
|
|