Prof. Dr. Sinsi
|
Kaybetmeyi Nasil Öğrendik
Eflatun’a sormuşlar: İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir? Eflatun tek tek sıralamış:
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler Ne var ki çocukluklarını özlerler
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler
Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler
“Peki sen ne öneriyorsun?” Bilge yine sıralamış:
Kimseye kendinizi “sevdirmeye” kalkmayın!
Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi “sevilmeye” bırakmaktır
Önemli olan; hayatta, “en çok şey’e sahip olmak” değil, “en az şey”e ihtiyaç duymaktır
Eflatun binlerce yıl öncesinden bize sesleniyor Sesi çok uzaklardan ve derinden geliyor Bu sözler; MÖ 347 yılından bu güne ışık tutuyor
Yukarıdaki konu ile ilgili olarak; ünlü kişisel gelişimci Mümin Sekman; insanoğlunun üç hayatı olduğunu söylüyor, bunlar:
Yaşamak istediğimiz bir hayat; ideallerimiz, tutkularımız, isteklerimiz, hedeflerimiz
Birde yaşadığımız hayat var; şu an yaptığımız işler, yaşadığımız yer, arkadaşlarımız, ortamımız
Birde yaşamamız istenen hayat var; ailemizin, eşimizin, dostlarımızın bizim hakkımızdaki düşünceleri, ya da bize layık gördükleri hayat
Bu üç hayatı birbirine karıştırıp, “ortaya karışık bir hayat” çıkartıyoruz İnsanlar, başarısız oldukları alanlarda değişiklik yapmak istiyor Kendine biçilen vazifeden sıkılıp, sıçramak istiyor fakat bir türlü harekete geçemiyor Bu durumun tek bir açıklaması var: Atalet yani eylemsizlik hali Sebebini bile bile bir şeyi değiştirememek, harekete geçememek Unutulmaması gereken bir gerçek var, insan inandığına denktir, yapabileceğini düşündüğü kadardır
Bir insan bir işi yaparken başarısız oluyor Tekrar deniyor ve yine başarısız oluyor Bundan sonra, nasıl olsa başaramayacağım diyerek denemekten vazgeçiyor
Bu tip insanlar kaybetmekten korktukları için hayatlarında hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmazlar Artık çaresizliği öğrenmiş ve benimsemişlerdir Gelecekte ise kendilerine olan güvenlerini tamamen kaybederler
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkar
İnsanlar sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten çekindiği için
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten ürktüğü için
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için
Ve ölmekten korkuyor, dolu dolu yaşamadığı için”
- SHAKESPEARE -
Acaba çocuklarımızın başarısız olmasında: "Sen bunu yapamazsın'', "Bunu başaramazsın" , "Sen kim onu yapmak kim" , "Zaten sen bundan fazla ileri gidemezsin" gibi sözlerimiz etkili olmamış mıdır, dersiniz
Olumsuz düşünen insanları duymayın Bu şekilde düşünen insanlara kulaklarınızı tıkayın, sağır olun Çünkü bu gibi insanlar sizin ümitlerinizi, hayallerinizi, gelebilecek başarılarınızı, kısaca geleceğinizi çalarlar Bu gibi sözler ailede, okulda, işyerinde, hayatın her alanında bizim davranışlarımızı kısıtlar (Mehdi Baran – PDR Uzman)
Amacımız, imkansızı mümkün, mümkünü kolay, kolayı da zarif ve zevkli yapmanın yollarını bulmaktır - DR FELDENKRAIS -
Öğrenilmiş çaresizlikle ilgili olarak hayvanlar üzerinde yapılmış bazı ilginç deneyleri sizlerle paylaşmak isterim
Köpekbalığı Deneyi
Bir köpek balığı aç halde akvaryuma konulur Daha sonra akvaryumun cam ile ayrılan bir bölümüne küçük balıklar konur Köpek balığı aç olduğu için hemen küçük balıklarla saldırır Ama cama çarpar Sonra bir daha dener, yine kafasını cama çarpar Yaklaşık 48 saat sonra köpek balığı küçük balıkları yemek için uğraşmayı bırakır Çünkü ne yaparsa yapsın o küçük balığı yiyemeyeceğine inanmıştır
Deneyin ikinci aşamasında bilim adamları aradaki cam bölmeyi çıkartır Tam bu esnada çok enteresan bir şey olur Köpek balığı günlerdir aç olmasına rağmen, hiçbir engel olmadığı halde küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmamaktadır İşte bu durum öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırılır
Öğrenilmiş çaresizlik, bir canlının defalarca denediği halde istediği sonucu alamaması durumunda, bir sonraki denemesinde başarısız olacağını beklemesinden dolayı, deneme cesaretini kaybedip hiçbir şey yapmaması halidir
Öğrenilmiş çaresizlik:
Zihne takılan bir kelepçedir
Bir daha deneme cesaretini kaybetmektir
Sürekli başarısızlık korkusuyla hareket etmektir
Kendine olan güvenini kaybetmektir
Başarısız olmayı öğrenenler, öğrenmekle kalmaz, başarısızlık üreten zihniyetlerini çevrelerindekinin beyinlerine de yükleyerek, onları da başarısızlığa sürüklerler (Mümin Sekman – Her Şey Seninle Başlar)
Zıplayan Pireler Deneyi
Bilim adamları, pirelerin 50cm zıpladığını tespit eder Daha sonra bu pireleri bir cam fanusun içine koyarlar ve 30cm mesafe bırakıp üzerini cam bir kapak ile kapatırlar
Fanus altından hafifçe ısıtılır Pireler ısındıkça zıplayıp çıkmaya çalışırlar Ama zıpladıkça kapağa çarparlar Bir süre sonra pireler kapağa çarpmamak için 29cm zıplamaya başlar
Fanusun üzerindeki kapak açıldığında, pireler yine 29cm zıplamaya devam ederler 50cm zıplayabilen pireler, denemekten vazgeçmişler ve 29cm zıplamayı öğrenmişlerdir Yani çaresizliği öğrenmişlerdir
Dışarıdaki engelleri aşabilmemiz için, önce zihnimizin içindeki engelleri aşmamız gerekir Bu kolay bir iş değil, çünkü göremediğimiz bir engelle karşı karşıyayız Örneğin cam kapak pireleri engelledi, o bir dış engeldi Aynı şekilde köpek balığının da bir dış engeli vardı, küçük balığa ulaşamadı Ama bu engeller kalktıktan sonra, iç engel aşılmadığı için sonuç yine başarısızlıkla sonuçlandı
Zihninizdeki Haritayı Güncellemek
Dil psikolojisiyle ilgilenenler dış dünyayı arazi, iç dünyamızı ise haritaya benzetirler Hayat, insanlar ve başarı hakkındaki tüm düşüncelerimiz birer haritadır Biz hayat arazisinde zihinsel haritalarımızla yol alırız
Şartlar, arazi değiştiği halde köpek balığının fikri (harita) değişmedi Eğer iç inançlarımız, dış gerçeklere uymuyorsa düşüncelerimizin son kullanma tarihi geçmiş demektir
Her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah şartlar yeniden oluşur Dün olmayan bu gün olabilir hale gelir Her gün ihtimallere yoklama çekmek gerekir Bildiklerinizin son kullanma tarihine, en az marketten aldığınız süt kadar dikkat edin lütfen (Mümin Sekman – Her Şey Seninle Başlar)
Başarı, içinizdeki inançla, çevredeki şartların olgunlaştığı anın kesişmesi durumunda elde edilir Öncelikle inanın, başaracağınıza inanın, içinizdeki engelleri ayağınızın altına alın, sonra da haritanızı gözden geçirin, şartlara bakın, imkanları zorlayın Bu durumda başaramayacağınız hiçbir şey olamaz
Eğer istediğiniz sonucu elde edemezseniz düzeltip tekrar deneyin Ama asla denemekten vazgeçmeyin Başarısızlık, istediğiniz sonuca ulaşamamaktır O halde sonuca ulaşana kadar deneyin Denerseniz, ya başarılı olursunuz, ya da istediğiniz sonuca ulaşamazsınız Ama denemezseniz kesinlikle kaybedersiniz
Kimse kaybetmek için doğmuyor, kimse başarısızlık kavramını doğuştan yanında getirmiyor Çaresizlik ve karamsarlığı dünyada, yaşamımızda öğreniyoruz Asla şikayet etmeyin, homurdanmayın Şikayet etmek, söylenmek, homurdanmak hem sizin hem de etrafınızdaki insanların enerjisini düşürür, inançlarını yıkar
Arabesk hayatlar yaşamamak için, çaresizliği, karamsarlığı, acıların çocuğu olmayı bırakıp, hedeflerimiz için; yol bulmayı, yol yoksa yeni bir yol açmayı prensip haline getirmemiz dileğiyle KAYBETMEYİ NASIL ÖĞRENDİK?
Tolga ÇELEBİ
|