06-27-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Haricilik
Bu fırka, Şiilik fırkasıyla ortaya çıkmış, her ikisi de Hz Ali (R A )nin döneminde guruplar halinde görülmüşlerdir Haricîler de Hz AH taraftarları idi Ancak, Şiilik düşüncesi Haricilik düşüncesinden daha önce mevcuttu
Haricîye fırkası, «Sıffîn» denilen yerde Hz Ali ile Hz Muaviye´-nin arasında savaşın şiddetlendiği zamanda ortaya çıkmıştır Bu savaş neticesinde Muaviye savaşın acısını tattı, kaçmaya yeltendi Fakat hakem tayin etme düşüncesi kendisine, bu zor durumdan kurtulmakta yardımcı oldu Muaviye´nin ordusu, Kur´an-ı Kerîm´i hakem tayin etmek için onu havaya kaldırdı Fakat Ali, aralarında Allah Tealâ hüküm verinceye kadar savaşmakta ısrar etti Ordusundan bazıları, Hz ´Ali´nin karşısına çıkarak, hakem tayinini kabul etmesini istediler Hz "Ali istemeyerek bunu kabul etti Hz Ali, karşısında bulunanlarla, kendi tarafından bir kişi, Muaviye tarafından da bir kişinin hakem tayin edilmesi hususunda anlaştıktan sonra, Muaviye Arar b el-As´i seçti Hz Ali ise Abdullah b Abbas´ı seçmek istiyordu Fakat, ordusundan, kendisine karşı gelenler, Ebu Musa el-Eş´ari´yi seçmeye zorladılar
Neticede, bilindiği gibi hakemlerin kararı ile Hz Ali azledildi, Muaviye ise hilâfet mevkiine getirildi
Hakemlerin bu kararı ile Muaviye´nin sürdürdüğü haksızlık, daha da güçlendi
Bundan sonra Haricîlerin durumu çok ilginç bir hal aldı Şöyleki: Bunlar, önce Hz Ali´yi hâkem tayinine ve belirli bir hakemi kabul etmeye zorladıkları halde, daha sonra, hakeme baş vurmayı büyük bir suç saydılar ve Hz Ali´nin, işlemiş olduğu bu günahdan dolayı da tevbe etmesini istediler Çünkü onlara göre Hz Ali hakeme başvurmakla küfre girmişti Nitekim kendileri de bu sebeple kâfir olduklarını ve tevbe ederek yeniden İslama girdiklerini sanıyorlardı
Bazı çöl bedevileri de bunların arkasına takıldı «Hüküm ancak Allah´ındır» sözü ise sloganları haline geldi Hz Ali ile münakaşa ve karşı gelme safhasını da aşıp onunla savaşmaya başladılar
Bu fırka, İslâm fırkaları arasında mezhebini en çok savunan, düşüncelerini kabul ettirmek için en çok gayret gösteren, genellikle en çok dindar görünen, en atılgan ve en sorumsuz davranan bir fırka idi Bunlar düşüncelerini savunurken ve sorumsuzca davranışlara girişirken birtakım sözlerin zahirine sarılarak onları kutsal bir dîn hüviyetine soktular, mümin bir insanın, bu sözlerden ayrılmayacağını zannettiler «Hüküm, ancak Allah´ındır» sözü, bunların aklını çeldi Bu sözü kendilerine din edindiler Daha önce de işaret ettiğimiz gibi Hz Ali´yi her konuşurken gördüklerinde O´na bu sözü söylerlerdi
Ezarika
hariciliğin bir kolu olarak ortaya çıkmıştır 13 yıl fiili olarak devam etmiş, sonra farklılaşarak devam etmiştir Özetle Sıffin de Hakem olayı üzerine dedikleri ve çıkış noktaları:"hüküm ancak Allah ve Resulunündür! Hakem kabul edilemez Kabul eden kafirdir " Kur'an'ı istedikleri gibi yorumlamışlardır Bunlara göre kendilerini benimsemeyen bütün ümmet topyekün kafirdir
Meymuniye
Haricilerden, İslâm dışı sayılan bir gruptur Meymûn el-Acredî'nin taraftarları tarafından kurulmuştur İslâm dininde bulunan birçok yasağı bunlar mübah görürler Örnek olarak, kişilerin kendi çocuklarının kızlarıyla veya kardeşlerinin çocuklarının kızlarıyla evlenebilmesini mübah görmüşlerdir Bu Farsî gelenekten gelen bir düşüncedir, zaten antik İran medeniyetinde sıkça rastlanan bir durumdur Meymuniye, birçok antik gelenekten ve hurafeden etkilenmiştir Bunun dışında, Kuran-ı Kerim'den Yusuf suresini inkâr ederler Onlara göre bu bir aşk hikâyesidir ve Kuran-ı Kerim'de bulunmaması gerekir Bu tür düşünceler İslâm akidesiyle çeliştiğinden dolayı İslâm dışı ilan edilmişlerdir
İbadiyye
(Abadiyye) İslam dininin Hariciyye mezhebinin alt kollarından biridir Hariciyye mezhebinin diğer kolları kitlesel varlıklarını günümüze kadar sürdürememiş, yok olmuşken, İbadiyye sürdürebilmiştir Bu sebeple bugün kitlesel anlamda varlığını koruyan tek Haricî koludur Hariciyye mezhebi genel anlamda aşırı bir mezhep olarak nitelense ve günah işleyen Müminin katlinin helal olacağı gibi fikirleri barındırsa da, İbadiyye Hariciyye mezhebi içindeki en ılıman ve Ehl-i Sünnet'e en yakın kollardan biridir Bugün özellikle Umman'da varlığını sürdürür
İbadiyye adını 7 yüzyıl sonunda yaşamış Abdullah bin İbad'tan alır Haricilerin bu kolu 7 Yüzyılda Kuzey Afrika'da yayıldı Tiaret'te bir sülale kurdular 10 yüzyılda Mzab'a yerleştiler
|
|
|