|
Prof. Dr. Sinsi
|
27 Mayıs Darbesi
Yassıada
Tutuklamalar
27 Mayıs sonrasında Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri ve aralarında Milli Mücadele'nin önemli komutanlarından Ali Fuat Cebesoy'un da olduğu Demokrat Parti milletvekilleri, parti yöneticileri, asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri tutuklanarak Yassıada'ya götürüldü Burada tutuklulara ağır işkence ve kötü muameleler yapıldığı iddia edildi [67][68][69] İşkence ve kötü muameleler neticesinde Cemil Keleşoğlu[70] ve Namık Gedik'in[71] intihar ettiği ileri sürüldü Hatta DP avukatlarından Hüsamettin Cindoruk, Namık Gedik'in intiharının dahi şüpheli olduğunu iddia etti:[color="gray"]Namık Gedik'in intiharında fiziki zorluk var Çift camlı bir odada yatağın üzerinden atlayıp çerçevelere çarpmadan camları kırabilmek için Hezarfen Ahmet Çelebi olmak lazım Olabilirliği çok zor ama tek şahit Ethem Menderes Bir de cüsseli biri, atletik yapılı değil Namık Bey'in ailesi intihar olayına hiç inanmadı Yassıada tutuklularından eski DP milletvekili Gıyasettin Emre, başına gelenleri şu şeklide anlatır:[color="gray"]Askerî havaalanında uçaktan indiriliyoruz Sille tokat, tekme, küfür  Yemekte konuşamıyorduk Konuştuğu için dayak yiyen çok oldu Her sabah kumlu pırasa, akşam da taşlı fasulye veriyorlardı [color="gray"]Tutukluluk süresinde; Yusuf Salman, Lütfi Kırdar, Gazi Yiyitbaşı, Yümnü Üresin, Nuri Yamut ve Kenan Yılmaz hayatlarını kaybettiler
Yargılamalar
[color="gray"]14 Ekim 1960'ta başlayan Yassıada davaları, 11 ay 1 gün sürdü 203 gün davalara bakıldı, 872 oturum yapıldı 19 davaya bakıldı, 1068 tanık dinlendi ve yargılamalar hükmün açıklandığı 15 Eylül 1961 tarihinde son buldu [73][74]Sivil ve askerlerden oluşan Yassıada mahkemelerinde yargılanan siyasîler; vatana ihanet, kamu fonlarının kötüye kullanımı, Kırşehir'in ilçe yapılması, meclis iç tüzüğünde yapılan değişiklik, Meclis oturumlarının yayına engel olunması, CHP'nin mallarına el konulması, Tahkikat komisyonu [75] oluşturmak, hakim teminatı ve mahkeme bağımsızlığının ihlali gibi konularla toplam 19 dava açıldı, davalar anayasayı ihlal davasıyla birleştirildi [73] Bu bağlamda 14 Ekim'de ilk dava "Köpek Davası"dır[76] Davanın sanıkları Celâl Bayar ve Nedim Ökmen'dir Konusu ise bir köpeğin değerinden fazlasına Atatürk Orman Çiftliği'ne satılmasıdır TCK'nın 209 maddesine göre 5 yıl hapis ve ömür boyu memuriyetten mahrumiyetleri istendi[76] Bayar'ın savunması Milli Mücadele yıllarında gösterdikleri yardımlardan dolayı bu parayla Bursa 'daki Umurbey Köyü'ne çeşme yaptırdığı yolundadır Yassıada spor salonunda gerçekleştirilen ikinci davanın konusu 6-7 Eylül Olayları'nın DP hükümetince çıkartıldığına dair suçlamadır [77] Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Fuad Köprülü, İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, Emniyet müdürü Alaaddin Eriş, İzmir Valisi Kemal Hadımlı, Selanik başkonsolosu Mehmet Ali Balin ve diğerleri Selanik'te Atatürk'ün evinin bombalanması ve Rum azınlığın evlerinin yağmalanmasının organizasyonunu yapmakla suçlanıp, 5 ile 10 yıl ağır hapis, kamu hizmetlerinden sürekli men cezası istenildi Savunma Türk hükümetinin tertip etmesi asla doğru değildir denilerek yapıldı [78] Bayar beraat ederken, Menderes ve Zorlu 6 yıl hapis, diğerleri 4 ay hapis cezası aldı
Bir sonraki dava "Bebek Davası" olup sanıklar Adnan Menderes ve Fahri Atabey'dir Cemal Gürsel tarafından gizli celse olarak yapılması istense de açık olarak yapılmıştır Ayhan Aydan'dan olan bebeğini Fahri Atabıyık'ı azmettirerek öldürtmek suçundan her ikisine 5 ile 10 yıl ağır hapis istenir[76] Ayhan Aydan ve Menderes dava sırasında ilişkilerinin ve bebeklerinin olduğunu fakat doğum sırasında öldüğünü belirtirler Dava sırasında savcı bir kadın külotunu gösterip, kimin giydiğini ve başbakanlıkta unuttuğunu sorar Adnan Menderes'in avukatı Burhan Apaydın'ın müdahalesi ile olay kapanır [79][80] Beraatlerine karar verilir
[color="gray"]Bir sonraki dava "Vinilex Davası"'dır Maliye bakanı Hasan Polatkan'ın şirkete usülsüz kredi sağladığı ve bunun üzerine 110 bin lira rüşvet aldığı iddia edilmiştir Polatkan 7 yıl ağır hapis ve memuriyetten men cezası alırken, şirket yetkilileri de ceza almıştır [81]Bu duruşmalarda açılan bir diğer dava radyo davasıydı Adnan Menderes, bazı bakanlar ve Basın Yayın ve Turizm genel müdürü olan Altemur Kılıç hakkında radyoyu parti organı haline getirdikleri yolunda açılmıştır
Yüksek Adalet Divanı 15 sanığı idam cezasına çarptırdı Celâl Bayar, Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan oybirliğiyle, eski T B M M Başkanı Refik Koraltan, eski Genelkurmay başkanı Rüştü Erdelhun, Agah Erozan, İbrahim Kirazoğlu, Ahmet Hamdi Sancar, Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, Emin Kalafat, Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman oy çokluğuyla ölüm cezasına çarptırıldı
[color="gray"]Daha sonra özellikle sanık yakınları, bazı sanıklara savunma için süre ve imkân verilmediğini iddia ettiler [83][84][85] Hasan Polatkan'ın yargılamalar sırasında kaybettiği 175 sayfalık savunması yıllar sonra, dönemin Yassıada İrtibat Bürosu Müdürü albay Ömer Faruk Erus'un kasasından çıktı [86]
[color="gray"]Sanıklardan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de, Adnan Menderes 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda idam edildi Bunların dışındakilerin cezaları infaz edilmeyip, hapis cezasına çevrildi İdamları durdurmak için ABD başkanı Kennedy'nin Ankara büyükelçisi Raymond A Hare aracılığı ile Dışişleri Bakanı Selim Sarper'e bir mesaj ilettiği iddia edilir
27 Mayıs sonrası
"27 Mayıs'ın 1 yıldönümü" (Türkiye Cumhuriyeti 60 kuruşluk posta pulu)
Alyans kampanyası
[color="gray"]27 Mayıs Darbesi'nden sonra bozulan ekonomiyi düzeltmek iddiasıyla alyans bağışı kampanyası Zırhlı Tugay tarafından başlatıldı Hatta bu konuda Gürsel'in, ABD'den mali yardım istediğine dair belgeler olduğu iddia edilmektedir [89] Halktan toplanılan bu alyanslar yerine ucuz metalik alyanslar verildi [90] Alyanslarını bağışlayanlara MBK tarafından bakır "Devrim" yüzükleri verildi Vehbi Koç hazineye 26 kilo altın ve bir bina bağışladı Ankara'nın Yücetepe semtinde yapılan askeri lojmanların halktan toplanan bu alyanslar ve birikimlerle yapıldığına dair söylentiler çıkmış ve "Alyans Evler" olarak anılmaya başlanmıştır [91]
147'ler
[color="gray"]Ekim 1960'da Milli Birlik Komitesi 147 öğretim üyesini üniversitelerden uzaklaştırdı [93][94] Görevine son verilenler arasında Ali Fuat Başgil, Sabahattin Eyüboğlu, Yavuz Abadan, Nusret Hızır, Tarık Zafer Tunaya, Mina Urgan, Haldun Taner de vardı Genelde bu tasfiyeler üniversite içinden gelen ihbarlara dayanıyordu [95] Kararı protesto etmek için Turhan Feyzioğlu, Sıddık Sami Onar, Fikret Narter ve Suut Kemal Yetkin gibi bir çok rektör ve öğretim üyesi görevinden istifa etti [96] 1962 yılında çıkarılan yasayla öğretim üyelerine üniversiteye geri dönüş hakkı tanındı
55'ler olayı
[color="gray"]27 Mayıs Darbesi'nde DP'liler Kürdistan Hükümeti tesis etmek üzere çalışmalar yapmakla suçlandılar [98][99] [100] 31 Mayıs 1960'da Cumhuriyet gazetesinde MBK'nin bu konuyla ilgili çeşitli belgeler bulduğu ve Şeyh Said'in oğlunun DP iktidarı döneminde doğuda propaganda gezileri yaptığı iddia edilmiştir [101] Darbeden 4 gün sonra Doğu ve Güneydoğu'dan seçilen 485 ağa ve şeyhler Sivas Garnizonu (Kabakyazı)'nda bir kampa yollanmıştır [102] [103] Bu konu hakkında Cemal Gürsel'in "ileri gelen 2500 Kürdü öldürelim" dediği iddia edilmektedir [104] Sivas'taki kamp 19 Ekim 1960 tarihinde çıkan 105 numaralı Mecburi İskân Kanunu ile boşaltılıp Milli Birlik Komitesi tarafından "55 ağa" DP'yi destekliyor iddiasıyla Antalya, Isparta, İzmir, Afyon, Manisa, Denizli ve Çorum'a sürüldü [105] [106]
[color="gray"]Bu kanun 1962 yılında kaldırıldı [107] 1961 Anayasası'nda bir takım değişiklikler yapıldı 1924 Anayasası'nın 3 maddesi olan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü "Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir" şeklinde değiştirildi
Emekli İnkılap Subayları Derneği
Ağustos 1960 - Şubat 1961 arasında Milli Birlik Komitesi tarafından emekliye sevkedilen 235 general ve yaklaşık 5 000 subay tarafından Emekli İnkılap Subayları Derneği kurulmuş ve orduya geri dönmeye çalışmışlardır Bu derneğe bağlı emekli subaylar "Eminsular" olarak anılmıştır [109][110]En yüksek rütbeli üyesi olan Orgeneral Ragıp Gümüşpala daha sonra Adalet Partisi'nin genel başkanlığına getirilmiştir
14'lerin tasfiyesi
Milli Birlik Komitesi kuruluşundan itibaren karma ve heterojen bir gruptu Madanoğlu - Küçük grubu ile Türkeş - Kabibay grubu karşı karşıya gelmiştir
Madanoğlu - Küçük grubu iktidarı bir an önce sivillere devretmeyi planlamıştır [111] Fakat Türkeş, Kabibay ve Erkanlı grubu reformların yapılmadan önce iktidarını sivillere devretmesine karşı çıkmış ve hemen sivillere devretmenin iktidarı Cumhuriyet Halk Partisine teslim etmek anlamına geleceğini savunmuştur
Eylül ayının başlarında Türkeş, Kabibay, Erkanlı ve Dündar Seyhan, ihtilalin gayesine aykırı çalışan dört beş kişinin ülke dışına çıkarılmasını kararlaştırmışlardır Türkeş, kararı uygulamak için hazır olduğu halde Kabibay zamana bırakmayı tercih etmiştir
İstanbul'da Muzaffer Özdağ'ın "Bâb-ı Âli'den de geçeceğiz" demesi büyük yankılar uyandırmış ve Cemal Gürsel'in tasfiye kararı almasını hızlandırmıştır
MBK üyelerinden Muzaffer Yurdakuler, Seyhan tasfiye kararını arkadaşlarına anlatırken kulak misafiri olmuş ve diğer MBK üyelerine haber vermiştir
[color="gray"]Karşı taraf erken davranmış ve Gürsel 13 Kasım 1960'da Alparslan Türkeş'e bir mektup göndererek Kurmay Albay Alparslan Türkeş, Kurmay Yarbay Orhan Kabibay, Kurmay Yarbay Mustafa Kaplan, Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı, Kurmay Binbaşı Şefik Soyuyüce, Kurmay Binbaşı Dündar Taşer, Piyade Binbaşı Fazıl Akkoyunlu, Tank Binbaşı Muzaffer Karan, Deniz Kurmay Binbaşı Münir Köseoğlu, Deniz Kıdemli Yüzbaşı Rıfat Baykal, Kurmay Yüzbaşı İrfan Solmazer, Kurmay Yüzbaşı Numan Esin, Kurmay Yüzbaşı Muzaffer Özdağ ve Jandarma Yüzbaşı Ahmet Er olmak üzere çoğunluğu Türkçü subaydan oluşan 14 MBK üyesini emekliliğe sevkedip yurtdışındaki temsilciliklere danışman olarak tayin etmiştir
OYAK'ın kuruluşu
[color="gray"]27 Mayıs darbesinden 8 ay sonra 1961 yılında Osmanlı Devleti'nin subayların ihtiyaçlarını karşılamak için yarattığı fondan devredilerek 50 bin altınla kuruldu [112] Kurumun kuruluşu 3 Ocak 1961 kabul edilen Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu'na dayanmaktadır [113] Üye olması zorunlu subay ve astsubayların maaşlarının %10'u ve yedek subayların maaşlarının %5'i her ay bu fona aktarıldı
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu
[color="gray"]Mustafa Kemal Atatürk tarafından konulan ve askerin siyasete müdahale etmesini kesinlikle yasaklayan mevcut 22 Mayıs 1930 tarih ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu[115][116] dışında, 27 Mayıs'tan sonra 4 Ocak 1961 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu çıkarıldı ve Türk Silahlı Kuvvetleri daha sonraki darbe ve teşebbüslerini bu kanunun 35 ve 85 maddesine dayandırdı [117] 27 Mayıs İhtilali'nin Türkiye'de askeri darbelerin meşru olduğu intibasını yarattığı ve diğer askeri darbelerin yolunu açtığı yönünde iddialar bulunmaktadır [118][119][120]
Silahlı Kuvvetler Birliği
[color="gray"]6 Haziran 1961'de ordu içinde Milli Birlik Komitesine muhalif olan general ve subaylar Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB)'ni kurmuş ve sembolik başkanlığına Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay'ı getirmişlerdir SKB ordunun yönetimde kalmasından yanaydı ve parlamentonun açılmasına taraftar değildi [122] SKB, MBK tarafından Washington'a atanan İrfan Tansel'in bindiği uçağı yanlı jetler ile havada geri çevirerek Hava Kuvvetleri Komutanlığına tekrar getirilmesini sağlayacak kadar güçlenmiştir Bu olay üzerine Cemal Madanoğlu görevinden istifa etti
Kurucu Meclis ve 1961 Anayasası'nın Hazırlanması
[color="gray"]6 Ocak 1961'de MBK ve Temsilciler Meclisi'nden oluşan Kurucu Meclis kuruldu Daha sonra Enver Ziya Karal ve Turhan Feyzioğlu başkanlığında Kurucu Meclis'e bağlı 20 kişilik bir anayasa komitesi kurularak yeni anayasa için çalışmalara başlandı
[color="gray"]Yeni hazırlanan anayasada 1924 Anayasası'ndan farklı olarak halkçılık, devletçilik ve inkılapçılığa yer verilmemiş, milliyetçilik ise Milli Devlet olarak değiştirilmiştir İlk kez Sosyal Devlet ilkesi bu anayasa ile ortaya çıkmıştır Adalet Partisi de resmi olarak yeni anayasanın 1924 Anayasası'na kıyasla "ileri bir adım" olacağını belirtmiştir Ancak Adalet Partisi'nin desteğiyle "hayırda hayır vardır", "hayır deyin hayırlı olsun", "demli çay" ("hayır" oyunun renginin kırmızı olmasından) gibi sloganlarıyla "hayır" kampanyası yürütülmüştür Hatta "Mr Refarendum" adlı bir Amerikalı'nın olduğu ve "evet" oyu vermesinin o Amerikalıya evet demek anlamına geleceği anlatılmıştır 9 Temmuz 1961'de yapılan halk oylaması sonucu 1961 Anayasası %61 7 gibi bir evet oranıyla kabul edilse de[13][124][125], bazı akademisyenler ve uzmanlar %40'a yakın hayır oyunun oldukça anlamlı olduğunu ileri sürdüler ve yeni Anayasanın toplumun ciddi bir kesimi tarafından onaylanmadığını savundular [126]
1961 Seçimleri ve Çankaya Protokolü
[color="gray"]Adnan Menderes'in idamından üç hafta sonra 15 Ekim 1961'de Demokrat Parti'nin oy tabanının "mirasçıları" Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi oyların % 62'sini alarak 277 milletvekili çıkarmışlardır Buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi 173 milletvekili çıkarabilmiştir Bu seçim "Menderes'in zaferi" olarak nitelendirilmiş ve ordu durumdan rahatsız olmuştur [128] [129] 25 Ekim 1961'de 12 dönem TBMM toplandı ve askeri rejim sona erdi
[color="gray"]Ordu içinde MBK kadar etkili olmaya başlayan SKB, seçimlerin millî iradeyi tam olarak yansıtmadığı ve yeni bir darbenin gerektiğini savunmuştur 21 Ekim'de MBK'nın İstanbul kanadına bağlı 10 gereral ve 18 albay toplanmış ve en geç 25 Ekim'e kadar yönetime el koyacağını kararlaştıran "21 Ekim protokolü" imzalamıştır [131] 22 Ekim'de MBK'nın Ankara kanadı aynı içerikteki "Mürted Protokolü" imzalamıştır [132] Fakat SKB onursal başkanı durumunda bulunan Cevdet Sunay'ın müdahalesiyle protokoller askıya alınmış ve siyasi parti liderleriyle uzlaşma yolu tercih edilmiştir
Bunun için 24 Ekim'de Çankaya'da Ragıp Gümüşpala (Adalet Partisi), Ekrem Alican (Yeni Türkiye Partisi), İsmet İnönü (Cumhuriyet Halk Partisi), Osman Bölükbaşı (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi), Cevdet Sunay, Cemal Gürsel ve generalların önünde Yassıada mahkumlarına af çıkarılmayacağına, Emekli İnkılap Subaylar Derneğine bağlı subayların orduya geri alınmayacağına ve Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışacaklarına dair protokolü imzalamışlardır
[color="gray"]Ali Fuat Başgil'in MBK üyeleri tarafından ölümle tehdit edilerek adaylıktan çekilmesiyle 26 Ekim 1961'de yapılan seçimle tek aday Cemal Gürsel cumhurbaşkanlığına getirildi
Millî Güvenlik Kurulu
[color="gray"]Ülkenin milli güvenlik politikalarının belirlenmesi amacıyla daha önce çeşitli kararname ve kanunlarla kurulan Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği ve Milli Savunma Yüksek Kurulu, 1961 Anayasası'nda Milli Güvenlik Kurulu ismiyle düzenlendi
Darbenin meşrulaştırılması
Anayasa Nizamını, Milli Güvenlik ve Huzuru bozan fiiller hakkında kanun hazırlanıp, 5 Mart 1962'de kabul edilen 38 Sayılı Kanun'da darbeyi eleştirmenin suç olduğu vurgulandı [136] Bu kanunun birinci maddesinin B bendinde şöyle denilmekteydi:27 Mayıs 1960 devrimini zedeliyebilecek şekilde: Bu devrimin neticesi olarak Yüksek Adalet Divanınca veya sair kaza mercilerince verilmiş ve kesinleşmiş olan karar ve hükümleri, söz yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya sair vasıta ve suretlerle kötüleyenler, veya üstü kapalı da olsa matufiyeti belli olacak şekilde kötülemeye çalışanlar veya mahkûm edilenlerin mahkûmiyetlerine esas teşkil eden fiillerini, yahut şahıslarını övenler veya neticelenmiş hazırlık, ilk, son tahkikat veya infaz safhalariyle ilgili resim, hatırat, röportaj yapanlar veya beyanat verenler [color="gray"]Eleştirenler hakkında bu kanunda belirtilen 5 madde gereğince Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldı Bunlardan biri Yeni Demokrat Parti genel başkanı Fuad Köprülü'nün, "af ancak bir haksızlığın tamiri olacaktır" sözleri üzerine açılan kamu davasıdır
Değerlendirmeler
[color="gray"]Ve yine hiç şüphe etmiyorum 27 Mayıs başarıya ulaşmamış ya da hiç yapılmamış olsaydı, ne ordu içinde cuntalar kurulacak, ne 12 Mart, 12 Eylül müdahaleleri yapılacak, ne de demokrasi dejenere edilebilecekti Cemal Gürsel (MBK lideri):[color="gray"]Demokrat Parti'nin memlekete yaptığı en büyük kötülüklerden biri orduyu ihtilale zorlaması olmuştur Süleyman Demirel (Devlet Su İşleri Genel Müdürü):[color="gray"](1950) Devlete karşı, onların yönettiği devlete karşı kazanılmış bir zaferdi  Onların elinden devleti alma hareketidir 1960, halkın elinden devleti alma hareketidir Bülent Ecevit (Cumhuriyet Halk Partisi Ankara milletvekili):[color="gray"]60 İhtilali  Ve kaptılar, işte kendileri güya demokrasisinin bayraktarlığını yapıyorlar  Müdahaleci ekip Fakat ne yaptılar; üniversiteden geçmeler, 147'ler olayı, arkasından Bab-ı Ali önünden geçeceğiz lafları derken birden, bir ülke ve kültür birliği projesi ortaya çıktı Bunu biz orataya çıkardık Dünyada görülmemiş bir totaliter rejim projesi, yani Nazi Almanyası'nda bile eşi görülmemiş bir proje ABD Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Dairesi'nin 1961 tarihli değerlendirme raporu:[color="gray"]Türk Silahlı Kuvvetleri'nce yapılan kansız darbe, Türkiye dışında genellikle ağırlık taşıyan , Türk Silahlı Kuvvetleri'nin apolitik olduğu ve ciddi bir siyasi bunalımda müdahale etmeyeceği yolundaki inanışı yıkmıştır Dönemin bazı sonuçları - Anayasa Mahkemesi: 22 Nisan 1962'de Anayasa Mahkemesi Kanunu kabul edilmiş ve 20 Aralık'ta çalışmalarına başlamıştır
Kurucu meclis; yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemek üzere bir Anayasa Mahkemesi kurulmasına karar verdi [142]
- Yüksek Hâkimler Kurulu
- Devlet Planlama Teşkilatı
- Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
- Cumhuriyet Senatosu
- Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
- İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
- Milli Prodüktivite Merkezi
- Hürriyet ve Anayasa Bayramı
Kaynakça
- Ali Fuad Başgil (çev
Mehmet Ali Sebük ve İsmail Hakkı Akın), 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, Çeltüt Matbaası, 1966 ISBN 9757747491
- Dündar Seyhan, Gölgedeki Adam, Nurettin Uycan Matbaası, 1966
- Sıtkı Ulay, 27 Mayıs 1960 Harbiye Silah Başina - General Sıtkı Ulay'ın Hatıraları, Kitapçılık Ticaret Ltd
Şti Yayınları, Akşam Kitap Kulübü Serisi, 1968
- Orhan Erkanlı, Anılar
  Sorunlar  Sorumlular - 27 Mayıs 1960 - 12 Mart 1971 Türkiyesi, Baha Matbaası, 1972
- Haydar Tunçkanat, 27 Mayıs 1960 Devrimi (Diktadan Demokrasiye), Çağlayan Yayınevi, 1996
- Hulûsi Turgut, Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı, ABC, 1995
- Celâl Bayar (haz
Yücel A Demirel), Kayseri Cezaevi Günlüğü, Yapı Kredi Kültür ve Sanat Yayıncılık, 1999
- Numan Esin, Devrim ve Demokrasi - Bir 27 Mayısçının Anıları, Doğan Kitap, 2005
[143][144]
- Mehmet Şükran Özkaya, Adım Adım 27 Mayıs, İleri Yayınları, 2005
Araştırmalar - Şevket Süreyya Aydemir, Menderes'in dramı?, Remzi Kitabevi, 1969
- Şevket Süreyya Aydemir, İhtilâlin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilâli, Remzi Kitabevi, 1973
- Gülsün Bilgehan, 'Çankaya'nın Hanımefendisi: Mevhibe İnönü', Milliyet Gazetesi Yazı Dizisi, 1997
- Gülsün Bilgehan, Mevhibe - II Çankaya'nın Hanımefendisi, Bilgi Yaynevi, 1998
- Cumhuriyet'in Seksen Yılı Ansikopedisi, Cumhuriyet Gazetesi, 2003
- Öner Gürcan, Ben İhtilalciyim, Süvari Yayıncılık, 2005
[145][146]
- Rıdvan Akar-Can Dündar, Karaoğlan, İmge Kitabevi, 7
Baskı, 2006
- Can Dündar-Bülent Çaplı, İsmet Paşa, İmge Kitabevi, 2
Baskı, 2007
- Cüneyt Arcayürek, Çankaya, Detay Yayınları, 4
Baskı, 2007
- Nazlı Ilıcak, 27 Mayıs Yargılanıyor, Merkez Kitapçılık ve Yayıncılık, 2008 (ilk baskısı: Kervan Yayınları, 1975)
Belgeseller - Demirkırat - Bir Demokrasinin Doğuşu[147]"VI
Baskı", "VII İsyan", "VIII Darbe", "IX Ada" ve "X İdam" bölümleri, TRT ve Milliyet, Haz : Bülent Çaplı ve Can Dündar
- 12 Mart - İhtilalin Pençesinde Demokrasi[148], "I
Sancı" ve "II Albay" bölümleri, 32 Gün yapımı, Haz : Bülent Çaplı ve Can Dündar
- İsmet Paşa, Üçüncü bölüm, "Ak saçlı, düşkün paşa
  ! 1950-1959", "75 yaşında başlayan yeni hayat 1959/1960", "Asmayın 1960-1961" ve "Tankın karşısında bir topçu 1961" kısımları
|