Prof. Dr. Sinsi
|
Atabeylikler
Dımaşk Atabeyliği (Tuğteginliler veya Böriler)
Suriye Selçukluları'nın ortadan kalkmasından sonra, Dımaşk yani Şam’da kurulan hânedanlık Atabeg Emir Zahîreddin Tuğtegin’in kurduğu bu hânedanlığa, kurucusunun adından dolayı Tuğteginliler de denir
Sultan Alparslan’ın oğlu olan Tâcüddevle Tutuş, babasının vefâtından sonra Suriye Melikliğine tâyin edilmişti Tutuş, komutan Atsız Beyin de hizmetleri ile Fâtımîleri bölgeden çıkardı Güney ve kuzey Suriye’ye hâkim oldu Ağabeyi Melikşâh’ın vefât ettiği 1093 yılında, hizmetinde bulunan Tuğtegin’le birlikte Diyarbakır’a gitti Tutuş, orada Tuğtegin’i oğlu Dukak’a Atabeg tâyin ederek, Meyyâfârikîn (Silvan) Vâliliğine gönderdi 1095 yılında Sultan Berkyaruk ile Tutuş arasında yapılan savaşta, Tutuş öldürüldü Tuğtegin, esir düştü Daha sonra yapılan esir mübâdelesinde, serbest bırakıldı Bu sırada Tutuş’un oğlu Dukak da, Dımaşk’ta hükümdarlığını ilân etti
Tuğtegin, Dımaşk’a (Şam’a) gelince, halkın ve idarecilerin sevgi gösterileri ile karşılandı Kendisine ordu komutanlığı verildi Melik Dukak’ın annesi Safvet-ül-Mülk Hâtunla evlenince, Melik Dukak dahi onun sözünden çıkmaz oldu Bu sıralarda Halep Meliki Rıdvan ile kardeşi Dımaşk Meliki Dukak arasında, bazı hırslı emîrlerin kışkırtması sonucu mücadele başladı İki kardeş arasındaki mücadeleden istifade eden Şiî Fâtımîler, Kudüs’ü ele geçirdiler Çok geçmeden Anadolu’ya giren Haçlı kuvvetleri de Suriye topraklarına kadar ilerlediler Ağır bir mide rahatsızlığından muzdarip olan Melik Dukak, Tuğtegin’i bir buçuk yaşındaki oğlu Tutuş’a Atabeg tâyin ettikten bir süre sonra, 1104 yılında vefat etti Tuğtegin, idareyi ele aldı Dukak’ın oğlunun ölmesi, onun işini daha da kolaylaştırdı
Tuğtegin, önce aleyhinde çalışanları Şam’dan uzaklaştırdı Sonra da bölgedeki muhaliflerini itaate mecbur etti İçte durumunu sağlamlaştırdıktan sonra, Haçlılarla mücadeleye başladı 1105 senesinde Haçlıların elinde bulunan Rafeniyye’yi fethetti 1108 senesinde Taberiyye üzerine yürüdü ve Haçlılarla yaptığı savaşta onları hezimete uğrattı Kudüs Kralı Birinci Baudouin, bu zaferden sonra, Tuğtegin’e antlaşma teklifinde bulundu İki taraf arasında yapılan ve on sene süreyle geçerli olan bu antlaşma, daha çok malî ve ticarî konuları ihtiva etmekteydi Fakat bu antlaşma, 1113 senesine kadar devam etti Daha sonra Haçlılar, Suriye’de büyük başarılar kazandılar
1113 senesinde Musul, Sincar ve Artuklu askerlerinden müteşekkil Selçuklu ordusu, Emîr Mevdûd komutasında Tuğtegin’e yardım etmek için Hıms şehrinin kuzeyine geldi Tuğtegin ile Emir Mevdûd arasında yapılan görüşmeler sonucu, Kudüs Krallığı üzerine yürünmesine karar verildi Türk kuvvetlerinin üzerine geldiğini ve onlarla tek başına savaşamayacağını gören kral, Antakya ve Trablus’dan yardım istedi Türk kuvvetlerinin âni baskını ve üst üste taarruzları sonunda, Haçlılar ağır bir yenilgiye uğradılar Bütün savaş ağırlıklarını bırakarak Taberiyye’ye çekildiler Ele geçen ganimetlerin bir kısmı, zafer armağanı olarak, Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Muhammed Tapar’a gönderildi
Atabeg Tuğtegin bundan sonra, Selçuklu sultanının emriyle Haçlılara karşı birçok başarılı seferler yaptı İlgâzi ve Dilmaçoğlu Toğan Arslan’la birleşerek, 1119 yılında Ensârib ve Zerdâna kalelerini fethetti Tuğtegin ve İlgâzi, 1120 senesinde Haçlılar ile Tell-Danis’te karşılaştılar Küçük çaptaki çarpışmalardan sonra, Haçlılar geri çekildi Bu kadar başarılar elde etmesine rağmen, Fâtımîlerin idaresindeki Sûr şehrinin 1124 senesinde Haçlıların eline geçmesine mâni olamadı Ertesi sene, Musul Atabegi Aksungur Porsukî, Haçlılara karşı harekete geçerek, Tuğtegin’den yardım istedi Tuğtegin’in de katıldığı Selçuklu kuvvetleri, 1125 senesi Mayıs ayında El-Azâz’da, Haçlılarla karşılaştı Haçlıların kazandığı muharebede, her iki taraf da ağır kayıplar verdi Haçlılar ile başarılı mücadeleler yapan Atabeg Tuğtegin, 1128 senesi Şubat ayının on ikisinde, Şam’da vefat etti
Tuğtegin’in yerine oğlu Böri geçti Böri, gençliğinden itibaren atabegliğin çeşitli merkezlerinde değişik vazifelerde bulunmuştu Böri Tegin zamanında Dımaşk’ı tehdit eden en önemli meselelerden biri, Bâtınîler idi Tuğtegin zamanında da vezir olan Tâhir el-Merdeganî, Bâtınîler ile işbirliği yapıyordu Dımaşk’ta bulunan Bâtınîlerin, şehrin kapılarını açmak ve karşılığında da Sûr’u almak için Haçlılarla anlaştıklarını haber alan Böri, derhal harekete geçerek veziri öldürttü Daha sonra halkın da katılmasıyla, şehirde Bâtınî temizliği başlattı Altı binle yirmi bin arasında Bâtınî öldürüldü Bu karışıklıklardan faydalanmak isteyen Kudüs kralının idaresindeki bir Haçlı ordusu, Dımaşk üzerine yürüyünce, Böri hızla harekete geçerek, yiyecek bulmak için ordudan ayrılmış olan Haçlı birliğini, ağır bir yenilgiye uğrattı Kışın yaklaşması ve yenilmeleri, Haçlıları, Dımaşk’ı kuşatmaktan alıkoydu
Böri zamanında, Dımaşk Atabegliğini tehdit eden diğer bir tehlike ise, Musul Atabegi İmâdeddin Zengi idi Zengi, bütün Suriye’yi kendi idaresi altında toplamak istiyordu Bir süre sonra bir hile ile Böri’yi zayıf düşürerek, 1130 senesi Eylül ayının 24’ünde Dımaşk’a bağlı Hama’yı zaptetti Daha sonra Hıms şehrini muhasara altına aldı ise de, kışın yaklaşması üzerine Halep’e döndü Dımaşk’ta olan olayları unutmayan Bâtınîler, çok sıkı korunmasına rağmen bir fırsatını bularak 1131 senesinde Böri’yi yaraladılar Böri, aldığı yaralar yüzünden, 7 Haziran 1132 tarihinde vefat etti Bâtınîleri temizlemekle İslâmiyet'e büyük hizmet eden Böri, Bâtınîlerin suikastı ile şehid oldu
Ölümünden sonra yerine geçen İsmail, önce Baalbek’e hakim olan kardeşi Muhammed’i itaat altına aldı Sonra da Haçlıların eline geçen Banyâs üzerine yürüyerek, birkaç günlük kuşatmadan sonra şehri ele geçirdi Musul Atabegliği’nin, Haçlılar ve Abbasî halifesi ile olan mücadelelerinden faydalanan İsmail, gizlice yaptığı hazırlıklar sonunda Hama üzerine yürüdü ve daha önce Zengi’nin hakimiyeti altına giren bu şehri, 7 Ağustos 1133 tarihinde geri aldı Ardından Şeyzer’i kuşattı ise de verilen büyük haraç karşılığında kuşatmayı kaldırdı Onun bu başarıları, Haçlıları harekete geçirdi Kudüs Kralı Fulk, 1134 senesinde Havran’ı zaptetti Buna karşılık İsmail, Haçlı idaresindeki şehirlere akınlar düzenledi Başarılarına rağmen, İsmail, halka kötü davrandığı ve ağır vergiler koyduğu için, öldürüleceği korkusuna kapıldı ve Musul Hakimi Atabeg Zengi’ye başvurarak şehri teslim etmek istedi Durumdan haberdar olan asker ve halk, buna karşı çıktı ve 1 Şubat 1135 tarihinde, İsmail öldürüldü
İsmail’in yerine kardeşi Şihâbeddin Mahmud geçti Zengi, İsmail’in mektubu üzerine, Dımaşk önlerine gelerek, şehri kuşattı Fakat kuşatmanın ve beklemenin bir faydası yoktu Tarafların görüşmesi ve halifenin, Zengi’den Musul’a dönmesini istemesi üzerine anlaşma yapıldı Zengi’nin Dımaşk’tan ayrılmasından sonra, antlaşma şartları yerine getirilmedi Atabeg Zengi’den korkan Hıms Vâlisi Humartaş, şehri 1135 senesi Aralık ayının otuzunda Şihâbeddin Mahmud’a teslim etti Atabeg Zengî, bir süre sonra Hıms önlerine gelip, şehri kuşattı Ancak, buranın kolay kolay ele geçirilemeyeceğini anlayarak, Mahmud ile antlaşma yapıp, 1137 yılında kuşatmayı kaldırdı 1139 senesinde Mahmud, Banyâs havalisini yağmalayan Haçlılar üzerine yürüdü Aynı sene Dımaşk’a dönen Mahmud, 23 Haziranda kendi adamları tarafından öldürüldü Mahmud’un öldürülmesinden sonra, atabegliğin kudretli emirlerinden Muîneddin Üner’in desteği ile Mahmud’un kardeşi Cemaleddin Muhammed başa geçti Muhammed’in kardeşi Behram Şâh, Zengî’nin yanına kaçtı ve onu ülkesi üzerine tahrik etti Zengî, bu fırsatları hakkıyla değerlendirdi ve iki aya yakın bir kuşatmadan sonra 1139 senesi Ekim ayının 10’unda Baalbek’i ele geçirdi Dımaşk üzerine yürüdü ise de zaptetmeye muvaffak olamadı Cemâleddin Muhammed ise, 29 Mart 1140 tarihinde, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak öldü
Muhammed’in yerine oğlu Mucireddin Abak başa geçti Ancak, atabegliğin bütün gücü, Muhammed’in annesi ile evlenen Vezir Üner’in elinde idi Vezir Üner, Emir Zengî’nin ölümünden faydalanarak Musul Atabegliğinin idaresinde olan Baalbek’i ele geçirdi Daha sonra Halep Atabegi Nureddin Mahmud’un yardımı ile Busra ve Serhat şehirlerini zaptetti Yine Halep Atabegi Nureddin Mahmud ile beraber Haçlılara karşı taarruza geçerek, El-Arima Kalesini ele geçirdiler Devlete başarılı şekilde hizmet eden Vezir Üner, 19 Ağustos 1149 tarihinde ölünce, Abak bütün yetkileri eline aldı Bu arada aleyhine birçok isyanlar patlak verdi ise de, duruma hakim oldu Bundan sonra Halep Atabegi Nureddin Mahmud, Dımaşk’ı ele geçirmeye çalıştı 1150 ve 1151 senelerinde, şehri iki defa kuşattı ise de başarılı olamadı Nihayet, Nureddin Mahmud, 26 Nisan 1154 târihinde, şehri ele geçirerek Dımaşk Atabegliğine son verdi Atabegliğin son hükümdarı olan Abak ise, 1169 senesinde Bağdat’ta öldü
Kültür ve medeniyet: Selçuklu devlet teşkilâtına benzer bir teşkilâtla yönetilen Dımaşk Atabegliği emirleri, başkent Dımaşk’ta mescitler, medreseler, hastaneler ve hamamlar inşâ ettirdiler Yeni mahalleler ve imalât bölgeleri kurdular, su kanalları yaptırdılar Dımaşk’ın ilk hastanesi olan Dârüşşifâ, Melik Dukak zamanında yaptırıldı Safvet-ül-Mülk Hâtunun yaptırdığı mescit, Mescid-i Hâtun-ı Zümrüd olarak bilinmektedir
Tuğteginliler devrinde Dımaşk, Suriye’nin kültür merkeziydi Çevre ülkelerden birçok ilim adamı buraya geldi Dımaşk’taki medreselerde dînî ilimlerin yanında fen ilimleri de okutulmaktaydı Sadıriyye, Eminiyye, El-Medreset-ül-Muiniyye, Medreset-ül-Hâtuniyye ve Caruhiyye Medresesi, bu devirde yapılan ilim yuvaları arasındaydı
Şeyh Burhâneddin Ebü’l-Hasan, Ali el-Belhî, Şeyh Şeref-ül-İslâm Abdülvâhid, Necmeddîn eş-Şîrâzî, Zeynüddîn el-Fattalî, Cemâleddîn İbn-ül-Müslim es-Sülemî, Kâdı’l-Kudât Müntehibeddîn Ebü’l-Meâlî Muhammed gibi büyük âlimler, Tuğteginliler zamanındaki belli başlı âlimlerdir Yine Dımaşk’ta yetişen iki büyük târihçi İbn-i Kalânisî ve İbn-i Asâkir de bu atabeglik zâmanında yetişmiştir
Tuğteginliler, Suriye’deki deri sanayiini büyük ölçüde geliştirdiler Kâğıt üretimi endüstrisinde de büyük gelişme görüldü Pamuklu ve ipekli kumaşlar ile tahıl ticaretinde mühim gelişmeler oldu
|