Yalnız Mesajı Göster

1950 Sonrası Türk Siyasi Hayatı

Eski 06-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

1950 Sonrası Türk Siyasi Hayatı




DİĞER PARTİLER

1945 yılından itibaren kurulan diğer partiler; Nuri Demirağ'ın kurduğu "Milli Kalkınma Partisi", Mareşal Fevzi Çakmak, General Sadık Aldoğan, Hikmet Bayur'un kurdukları "Millet Partisi", 1953'de kapatıldı Bunun üzerine bu parti kurucularından bazıları birleşerek 1954'de Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurdular Bir de Türkiye Köylü Partisi vardır

1046'da yapılan seçimlerde altmış seçimlerde altmış dört milletvekili çıkaran Demokrat Parti, 1950 seçimlerine kadar Mecliste muhalefet görevini yaptı 1950 de Dokuzuncu Büyük Millet Meclisi devresi için yapılan seçim sonucunda 487 milletvekilliğinden 408'ini Demokrat Parti, 69'unu Cumhuriyet Halk Partisi, 1'ini Millet Partisi, 9'unu da bağımsızlar kazandı Böylece Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla iktidarı ele aldı

Dokuzuncu Büyük Millet meclisi, 384 oyla Cumhurbaşkanlığına İstanbul Milletvekili Celal Bayer'ı seçti Celal Bayar Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı oldu Celal Bayar da hükümeti kurmak görevini Adnan Menderes'e verdi


27 MAYIS HAREKETİ VE ARA DÖNEM

DP'yi iktidardan düşürmek, özellikle İnönü sempatizanı birçok subaya; siyasal ve ekonomik sorunların çözümü, ülkeyi ve demokrasiyi kurtarmanın vazgeçilmez önkoşulu gibi görünüyordu Silahlı Kuvvetler'in çeşitli kademelerinde Milli Birlik Komitesi (MBK) adı altında örgütlenen bu subaylar, 27 Mayıs 1960 sabahı planlı bir şekilde harekete geçerek, DP iktidarını devirerek yönetime el koydular Sabahın ilk saatlerinde yayınlanan ihtilal bildirisinde, hareketin demokrasiyi kurtarmak ve kardeş kavgasını önlemek için yapıldığı, hiçbir şahsa ve zümreye karşı olmadığı, en kısa sürede seçimlere gidileceği ve yönetimin sivillere devredileceği açıklanıyor, NATO ve CENTO'ya bağlı kalınacağı bildiriliyordu

Devrik Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanları ve iktidar partisine mensup milletvekilleriyle önde gelen yöneticiler, Harp Okulu'nda gözaltına alındılar Orgeneral Cemal Gürsel; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı oldu MBK, yasama görevini üstlendi ve 17 Haziran 1960'ta çoğu sivillerden oluşan yeni bir hükümet kuruldu

İhtilal Yönetimi ilk güçlüğü MBK üyeleri arasındaki görüş ayrılığı nedeniyle yaşadı Üyelerden bir bölümü bir an önce seçimlerin yapılmasını isterken, diğer bölümü köklü reformlar gerçekleştirildikten sonra seçimlerin yapılmasını öngörüyordu İkinci gruptakiler 13 Kasım 1960'da tasfiye edilerek yurt dışında çeşitli görevlere atandılar

MBK aynı yılın Aralık ayında, yeni anayasa ve seçim yasası hazırlamakla yükümlü "Kurucu Meclis"in oluşturulmasını kararlaştırdı Çeşitli kuruluşların temsilcilerinden oluşan Kurucu Meclis, 5 Ocak 1961'de göreve başladı Üniversite çevrelerinden alınan anayasa taslakları, meclisin özel komisyonlarında biçimlendirilerek tartışmaya sunuldu Kurucu Meclis'in son şeklini verdiği anayasa, 9 Temmuz 1961'de yapılan referandum sonucu kabul edilerek yürürlüğe girdi MBK, 15 Ekim 1961'de yapılan seçimlerle iktidarı sivillere bıraktı MBK'nın 22 üyesi Anayasa gereğince "Tabii Senatör" olarak parlamentoya girerken, Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı seçildi

27 Mayıs 1960 sabahı devrilen DP iktidarının yöneticileri, MBK tarafından Yassıada'da kurulmuş olağanüstü bir mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı'nda yargılandılar Mahkeme, "Anayasayı İhlal" ile suçladığı DP yöneticilerinden 15'ine idam, diğerlerine de ağır hapis cezaları verdi İdam cezalarından 12'si MBK tarafından müebbed hapse çevrildi DP iktidarının Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan ise idam edildiler Diğer tutukluların tümü 1964'e kadar çeşitli af girişimleriyle serbest bırakıldı


HAREKETLİ 1960'LI YILLAR ve AP YÖNETİMİ

27 Mayıs ihtilalini izleyen ilk genel seçimler ortaya ilginç bir tablo çıkarmıştı DP'nin devamı oldukları iddiasıyla siyaset sahnesine çıkan iki parti; Adalet Partisi (AP) ve Yeni Türkiye Partisi (YTP) toplam olarak DP'nin 1957'de aldığı oylardan fazlasını elde etmişti CHP'nin oyları ise %41'den %37'ye düşmüştü Bu sonuç, halkın siyasal eğilimlerinin değişmediğinin, hatta ihtilale tepki gösterdiğinin bir ifadesiydi

Türkiye'nin 1960 ve 1970'li yıllardaki siyasal yaşamını büyük ölçüde etkileyecek olan AP, 11 Şubat 1961'de kuruldu Partinin ilk genel başkanlığına emekli Orgeneral Ragıp Gümüşpala getirildi

İhtilali izleyen seçimlerden sonra İsmet İnönü'nün başkanlığında kurulan ilk hükümet, CHP-AP koalisyonuydu Bu ortak hükümet sivil rejime dönüşü kolaylaştırmakla birlikte iç uyumsuzluğu nedeniyle uzun ömürlü olamadı

Gümüşpala'nın 1964'te ölümüyle boşalan AP Genel Başkanlığına Devlet Su İşleri Eski Genel Müdürü Süleyman Demirel seçildi AP, 1965 seçimlerinde oyların %53'ünü alarak tek başına iktidara geldi Bu seçimlerin bir özelliği de Türkiye'de ilk kez sosyalist bir partinin, Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) seçimlere katılması ve 15 milletvekilliği kazanmasıydı

AP'nin 1965-1971 yıllarındaki iktidar dönemi ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan Türkiye'nin en parlak devirlerinden biri oldu Bu dönemde ekonominin en belirgin özelliği yüksek kalkınma hızı ve düşük enflasyondu Sanayileşme süreci hızlandı Kırsal kesime dönük yatırımlara ve enerji projelerine öncelik verildi Daha bağımsız bir dış politika izlendi 1965-1971 yılları ayrıca Türkiye'nin en özgürlükçü dönemi özelliğini de taşımaktaydı Düşünceyi sınırlayan ve antidemokratik olarak nitelenen yasa maddelerinin en az uygulandığı ve en az sayıda kişinin bu nedenle hüküm giydiği dönemdi Bu dönemde kitleler siyasal örgütlenme yolunda önemli adımlar attılar Yine bu dönemde basın, tarihinin en özgür yıllarını yaşadı, farklı görüşler açık biçimde yazıldı ve tartışıldı

Fransa'da 1968'de başlayan ve tüm dünyaya yayılan öğrenci eylemleri, 1960'lı yılların sonlarına doğru Türkiye'nin de gündeminin birinci sırasına oturdu Başlangıçta üniversitelerdeki öğretim biçimine ve sınav sistemine bir başkaldırı niteliği taşıyan bu eylemler, bir süre sonra siyasal ve ideolojik içerik de kazanacaktı





Alıntı Yaparak Cevapla