06-27-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
27 Mayıs İhtilali
48 yıl sonra 27 Mayıs
20 yıl süreyle “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak kutlandı Bir başka askeri darbeyle bu kutlama kaldırıldı 47 yıl sonra bugün “Darbe mi, devrim mi” diye tartışılıyor
Bugün 27 Mayıs’ın 47’inci yıldönümü Türkiye’deki ilk askeri darbe  İktidardaki Demokrat Parti’nin ülkeyi kardeş kavgasına götürdüğü gerekçesiyle bir grup subay, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine el koymuş; TBMM feshedilmiş, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere Demokrat Partililer tutuklanmış; Yassıada yargılamaları sonunda, 17 Eylül 1961’de başbakan Menderes ile bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idam edilmişti

Milli Birlik Komitesi, darbeden sonra Anıtkabir'de
27 Mayıs’la Türkiye’de “10 yılda bir darbe geleneği” başladı Bir sonraki darbe 12 Mart 1971’deydi, 3 idamın “rövanşı” 3 gencin idamıyla alındı Menderes, Polatkan ve Zorlu’ya “iade-i itibar” sağlanması ise 30 yıl aldı 30 yıl sonra cenazeler, İstanbul Topkapı’da yaptırılan Anıtmezar’a nakledildi

Kurmay Albay Alpaslan Türkeş, radyoda darbe bildirisini okuyor
27 Mayıs 1961 darbesi, 1963’te “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” ilan edildi Anayasanın rafa kaldırıldığı bugünün yıldönümünde resmi kutlamaların Anayasa Mahkemesi’nde yapılması çelişkisi, üçüncü darbe olan 12 Eylül’de son buldu 1981’de, 1960 darbesini yapan Milli Birlik Komitesi üyeleri, 27 Mayıs’ın yıldönümü nedeniyle toplu halde Anıtkabir’e gitmek istediler Ancak Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı izin vermedi 1982 anayasası ile de “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” kaldırıldı
Darbe sonrası DP’li siyasetçilerin yargılandığı Yassıada mahkemelerindeki “utanç”, 30 yıllık yayın yasağının sona ermesiyle ortaya çıktı Menderes-Ayhan Aydan aşkının sorgulanması, Bebek Davası, Külot Davası gibi incitici davalar, yaptırılmayan savunmalar, Mahkeme Başkanı Salim Başol’un sanıkları azarlayan ve küçük düşüren üslubu yazı dizileri ve kitaplarla kamuoyuna sunuldu Mehmet Ali Birand, Can Dündar ve Bülent Çaplı’nın birlikte hazırladığı 10 bölümden oluşan “Demirkırat” belgeselinin, 1991’de devlet televizyonu TRT’den gösterilmesiyle de Türkiye 30 yıl sonra 27 Mayıs’la yüzleşmeye çalıştı; aynı adlı kitap onlarca baskı yaptı

Yassıada duruşmalarından
27 Mayıs’la hesaplaşmaya rağmen, 12 Eylül anayasasına kıyasla “özgürlükçü” olarak anılan 1961 Anayasası da, son yıllarda tartışılır hale geldi AK Parti hükümetinin, sivil anayasa çalışmalarını başlatmasıyla gündeme oturan tartışmada; 61 Anayasası’nın Türkiye’nin gördüğü en demokratik anayasa olduğunu söyleyenlerin karşısında, “seçilmişlerin karşısında bürokratik elitin gücünü garantiye alan ve halkoyuna güvenmeyen özgürlükçü sistem” eleştirileri de dile getiriliyor 27 Mayıs’ın nedenleri arasında gösterilen “555K” da; parlamento, hükümet ve kurumlar arasında gerginliğin arttığı aynı dönemde, Cumhuriyet mitinglerine ilham kaynağı oldu
5 Mayıs 1960’da Kızılay’da Demokrat Parti aleyhine öğrencilerin yaptığı protesto eyleminin parolasıydı 555K Yani, 5’inci ayın, 5’inci günü, saat 5’te, Kızılay’da  
Geçen yıl buna atfen, 222A parolasıyla düzenlenen protesto gösterisi de, “İkinci ayın, ikinci günü, saat 2’de Anıtkabir” randevusu veriyordu
27 Mayıs’ın 48 inci yılına damgasını vuran tartışmalardan biri de, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın 27 Mayıs’ı ihtilal olarak görmediğini söyleyip, “Aslında bir devrimdir” açıklaması oldu
|
|
|